X

Erkeklerin 30’undan önce vazgeçmesi gereken moda hataları

Erkeklerin yaptığı moda hataları

Moda konusunda taşlar yerinden oynadı ve erkeklerin “Ne olsa giyerim” tavrı çoktan geçerliliğini kaybetti. Giyim kuşamına en az kadınlar kadar önem veren erkekler arasında artık sıkı bir stil rekabeti söz konusu. Modanın beylerden taraftaki cephesinde işler böyle giderken, elbette herkes podyumlardan fırlamış gibi giyinmek zorunda değil. Siz de 30’lu yaşlarınıza merhaba demek üzereyseniz ve gardrobunuzla ilgili soru işaretleriniz varsa erkeklerin en sık yaptığı moda hatalarına göz atarak, 30 yaşınızı hatasız bir tarzla karşılayabilirsiniz:

Vücuda oturmayan takım elbiseler

Erkeklerin en büyük fobilerinden biri aşırı dar ve hatları fazlaca ortaya çıkaran kıyafetlerdir. Ancak bu korku bazen kelimenin tam manasıyla bir moda felaketine dönüşebilir! Vücuda tam oturmayan ve her yeri uçuşan bir takım elbiseyle dolaşmak, salaş bir eşofmanla şık bir davete gitmekten bile daha kötü görünebilir. Eğer gardırobunuzda omuz, bel ve bacak bölgenize oturmayan benzer bir takım elbiseniz varsa, doğruca terzinin yolunu tutun.

Sizce hangisi doğru?

Kısa kollu gömlek – kravat kombinasyonu

Erkeklerin en sık yaptığı moda hatalarından biri olan kısa kollu gömlek – kravat kombinasyonu, kesinlikle kaçınmanız gereken bir tarz. (Tabii eğer 5 yaşında değilseniz!) Kısa kollu gömleğin yaz günlerinde son derece kullanışlı olduğunu biliyoruz fakat, sıcak günlerde de pamuklu rahat kumaştan yapılmış hafif bir gömleği, kollarını katlayarak kravatınızla kullanabilirsiniz.

Kısa kollu gömlek kravat kombinasyonundan kaçının

Yıpranmış ve kirli ayakkabılar

“Dost başa, düşman ayağa bakar” atasözünde anlatıldığı gibi, profesyonel hayatta pek çok potansiyel rakibinizin olacağı bu yaşlarda ayakkabılarınızın daima temiz ve bakımlı olduğuna emin olun. Çünkü çamurlu ayakkabılarınızı hangi şık kıyafetle kombinlerseniz kombinleyin, stil sahibi görünmeniz mümkün değildir.

Yanlış paça boyu

Görüntünüzü tümden bozacak moda hatalarından biri de yanlış paça boyudur. Gereğinden fazla uzun bırakıldığı için kat yapmış paçalar sizi kısa boylu ve özensiz göstereceği gibi; fazla kısaltılmış paçalar da (kısa paçalar moda olsa bile) tuhaf görünmenize neden olabilir.

Yanlış paça boyuna bir örnek

Yanlış çorap – takım elbise kombinasyonu

Erkeklerin bir türlü vazgeçemediği bir diğer moda hatası da, çoraplarını pantolon rengine göre değil de ayakkabının tonuna göre seçmektir. İşin doğrusu, takım elbisenizin tonu ile aynı ya da yakın bir tonda çorap giyerek devamlılığı sağlamak; ayakkabınızla da bu görünümü tamamlamaktır.

Kemer – ayakkabı uyumsuzluğu

Erkeklerin en çok kullandığı aksesuarlardan biri olan kemer de doğru kullanılmadığı zaman rüküşlüğe yol açabilir. Böyle bir hataya düşmemek için klasik giyindiğinizde, kemerinizi de ayakkabınızla aynı renk ve dokuda seçmelisiniz. Spor giyindiğinizde ise daha kalın kemerler tercih etmek yararınıza olacaktır.

Çok uzun / kısa kravatlar

Kravat deyip geçmeyin! Görüntünüzü harika şekilde tamamlayan bu aksesuarın boyu da son derece önemlidir. Gereğinden fazla kısa ya da uzun tutulmuş kravatlar, vücut proporsiyonunu bozarak orantısız görünmenize neden olabilir.

Yanlış kravat boyu tüm görüntünüzü olumsuz etkiler

Aşırıya kaçmış saç şekillendiriciler

Şık görünmek için elbette saçlarınıza da en az kıyafetiniz kadar özen göstermelisiniz. Ancak bu durumu abartıp, saçınıza tonlarca şekillendirici sürmeniz sizi doğallıktan uzaklaştırır ve komik görünmenize neden olabilir.

Gösterişli takılar

Erkeklerin takı kullanması, kelimenin tam anlamıyla bıçak sırtı bir konudur. Erkeklerde takı ne kadar sade, maskülen ve cool olursa sonuç o kadar iyi olacaktır. Taşlı, aşırı parlak ve fazla büyük aksesuarlar erkeklere kesinlikle tavsiye edilmeyen kullanımlar.

Renklere boğulmak

Stilinizi renklendirmek elbette iyidir. Ancak bunu yaparken gökkuşağındaki tüm renkleri aynı anda üstünüzde taşımanıza gerek yok. 2 renk kullanarak yapacağınız güçlü bir kontrast, son derece etkileyici ve sıkıcılıktan uzak bir imaja kavuşmanızı sağlayabilir.

Fazla renkli giyinmeye hiç gerek yok

Ütüsüz giyinmek

Daima jilet gibi giysilerle dolaşmak biraz zor olsa da, ütülü bir basic tişörtün, ütüsüz bir takım elbiseden çok daha iyi göründüğünü söylemeliyiz! Eğer ütü sizin için bir problemse, alışverişlerinizde “non-iron” adıyla satılan ve ütü istemeyen giysiler tercih edebilirsiniz.

 

Kaynaklar:

maxviral.com

vogue.com

details.com

 

İlginizi çekebilecek diğer içerikler:

Giyecek bir şeyim yok diyen erkekler için online alışveriş rehberi

Erkekleri jilet gibi gösterecek 4 stil tüyosu

Bu kış erkek modasına damga vuracak 5 parça

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale