Erkekler Mars’tan kadınlar Venüs’ten değil!
Ah aşk, ah kadınlar, ahh ahh yok mu bu erkekler. Ne çok yazılır, çizilir, ne çok konuşulur bu ilişkiler hakkında. Aşk hakkında ne şiirler, ne şarkılar yazılır, kadınların anlaşılamadığı, erkeklerin de bir türlü anlamadığı hakkında.
Ben de koçlukla tanışmadan önce “Erkekler Mars’tan Kadınlar Venüs’ten”i okuyanlardanım. Aşk ve ilişkiler hakkında olduğu kadar başka hangi konuda bu kadar efsane vardır acaba bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki, efsanelere ne kadar inanırsanız ilişkilerinizi o kadar zorlaştırıyorsunuz.
Psikoloji alanında fahri profesör olan John Gottman’ın bu alanda çok çeşitli ve uzun süreçli araştırmaları var. Kitaplarında 3000’den fazla çift üzerinde yaptığı araştırmalara ve sonuçlarına yer veriyor. John Gottman ilişkiler konusunda bilinen birçok efsaneyi de araştırmalarıyla çürütüyor. Bu efsanelerin başında kadın ve erkeklerin ayrı gezegenlerden olduğuna dair inanış geliyor. Araştırmalara göre; kadınların da erkeklerin de ilişkilerinde -cinsellik, aşk ve tutkuyla- tatmin olup olmamaları % 70 oranında ilişkideki dostluğun niteliğiyle ilgili. Yani erkekler Mars’tan kadınlar Venüs’ten değil! Gottman evlilik çatışmalarını da iki kategoriye ayırmış; çözülebilir veya kalıcı. Ve çatışmaların %69’luk gibi önemli bir oranı da kalıcı sorunlar kategorisine giriyor. Demek oluyor ki mutlu ilişkilerde dahi kalıcı birçok sorun var veya olabilir. Önemli olan bu konulara yaklaşım stratejisini doğru belirlemek, bu tip tartışmaların kaynağında ne olduğunun farkında olmak ve mümkünse iletişime mizah da katabilmek.
İlgili yazı: Uzun ve sağlıklı ilişkiler için bilimsel araştırmalara dayanan 11 öneri
Eşimiz veya arkadaşımız fark etmez, her türlü çatışma durumunda karşımızdaki kişiye onu anladığımızı hissettirmeliyiz, bu iletişimin yolunu açar ve söylediklerimizin karşımızdaki kişiye ulaşmasını kolaylaştırır. Çünkü insanlar yargılandıklarını hissetmeyi sevmezler, bu his uzaklaşmaya neden olur. Öncelikle karşımızdakini sevdiğimizi, olduğu gibi kabul ettiğimizi hissettirmemiz önemlidir. Her çift tartışabilir, mutlu giden ilişkilerde de zaman zaman tartışma yaşanması çok doğaldır. Gottman, bir çiftin duygusal zekası ne kadar yüksekse yani birbirlerini anlama, birbirlerine ve evliliklerine değer verme ve saygı gösterme yetenekleri ne kadar yüksekse, sonsuza dek mutlu yaşama olasılıklarının da o kadar yüksek olacağını belirtiyor.
Peki nasıl tartışmayı başarabilirsek karşımızdakini çok incitmeden, derin yaralar açmadan sorunlarımızı konuşuyor oluruz?
Konuya yumuşak giriş yapın
“Ben dili” kullanmak karşımızdakinin savunmaya geçmeden bizi dinlemesini sağlar. Örneğin; “Benimle hiç ilgilenmiyorsun” yerine “İhmal edildiğimi hissediyorum” diyebiliriz. Zihin okuma yerine açık olmayı tercih etmeli, nazik davranmayı, takdir etmeyi önemsemeliyiz. Ayrıca tekrar eden ve bizi rahatsız eden olayları paylaşmak yerine zihnimizde düşünüp durmak, konuyu büyütmemize ve dolayısıyla yumuşak başlangıç yapmamıza engel olur, sert başlangıcı tetikler.
Sert Başlangıç: Bir cumartesi daha… Ve ben yine boş zamanımı dağıttıklarını toplamakla geçiriyorum. Senin sorunun şu ki…
Yumuşak Başlangıç: Ev darmadağınık, üstelik bu gece misafirlerimiz gelecek. Cumartesi günü bütün bu temizliği tek başıma yapmak ağırıma gidiyor. Hadi, lütfen bana yardım et. Elektrik süpürgesi işini sen yapabilir misin?
Onarma girişimlerinde bulunmayı ve almayı öğrenin
Gerektiğinde frene basmayı bilmek gerekiyor. Gerilimi tırmandırmak yerine yumuşak müdahalelerde bulunmak bunlardan bir tanesi. Özür dileyebilmek veya affedebilmek, tartışma sırasında mizaha yer vermek, üzgün olduğunu belirtmek veya takdir etmeyi içeren yaklaşımlarla tartışmaların alevini azaltılabilir veya söndürülebilir. Örn: “Yanlış bir şey mi yaptım?”, “Şimdi sadece beni dinle ve anlamaya çalış”, “Durumu nasıl düzeltebilirim?”, “Olayları hiç bu şekilde düşünmemiştim.”, “Taştığımı hissediyorum.”, “İkimizin de dediği gibi.”
Kendinizi ve birbirinizi yatıştırın
Tartışma sırasında taştığınızı hissederseniz bunu belirtin ve bir ara vermeye ihtiyaç duyduğunuzu söyleyin. Bu ara yirmi dakikadan az olmamalı ve bu sürede kendinizi yatıştırabileceğiniz bir aktiviteyle meşgul olmanız önemli. Bireysel sakinleşme sonrası masaj veya güzel sözlerle eşinizin de sakinleşmesine destek olabilirsiniz.
Uzlaşma
Uzlaşma bir ilişkinin en önemli ilkelerinden biri. Çiftler her zaman hemfikir olmasalar da, birbirlerinin fikirlerine ve arzularına açık olmaları halinde uzlaşabilirler. Uzlaşmak istenilen konularda ortak duygular belirlenip, ortak hedefler konulabilir. Bu hedeflere nasıl ulaşılabileceği de mutlaka konuşulmalıdır.
Hoşgörülü olma
İlişkimizde keşkeleri kaldırmak buradaki ilk adım olmalı, diğer türlü sorunların çözülmesini zorlaştırıyoruz. Çatışmalar sadece bir kişinin değişmesiyle çözülmüyor, ortak bir zemin bulmak, birbirini rahatlatmakla çözüme yaklaşılıyor.
Gottman’ın yaklaşımına göre, ilişkimizde çözülebilir kategorideki sorunları bu adımlarla aşabiliyoruz. John Gottman ve Nan Silver’ın “Evliliği sürdürmenin yedi ilkesi” adlı kitabında hem çözülebilir hem de kalıcı nitelikli sorunlarla baş etmenin teknikleri çok açıklayıcı ve öğretici bir şekilde, uygulamalı örneklerle anlatılıyor. Bu kitabın araştırmaya dayalı bilgiler içeren, oldukça dolu bir içeriği var. İlişkiler konusundaki efsanelerden arınmaya, mutlu ve sürdürülebilir bir ilişkiye sahip olmak için aksiyon almaya hazırsanız okumanızı tavsiye ediyorum.