X

Ofis giyimi rehberi: Business casual ve smart casual nedir?

Business casual ve smart casual nedir

Eğer işleri gereği her gün takım elbise giymek sorunda değillerse, erkekler için ofis stili daima tartışmaya açıktır. Bunun sebebi ise, pek çok şirketin çalışanların giyim kodlarında esnemeye gitmesi. Bu tip şirketlerde kış aylarında genelde Business casual giyim kodu tercih edilirken, havanın ısınmaya başladığı Mayıs ayından itibaren Smart casual koduna doğru geçiş yapılıyor. Ayrıca bu giyim kodu değişikliklerini “Free Friday” (Serbest Cuma) ya da “Casual day” adı altında haftanın belirli günlerinde uygulayan kurumlar da var. Hal böyle olunca erkeklerde de “İşe giderken ne giyeceğim?” kaygısı oluşuyor. İşte smart casual ve business casual giyim kodları konusunda erkeklerin kafasındaki soru işaretlerine yanıt olacak içeriğimiz:

Business casual nedir?

İngiliz erkeklerinin günlük hayattaki stiline benzetebileceğimiz ve en çok kafa karıştıran giyim kodlarından biri kesinlikle budur! Özetle business casual’ı, jean pantolon ile takım elbise arasında kalan giyim kodu olarak tarif edebiliriz. Ancak bu geniş aralıkta bir tarz oluştururken casual tarafa doğru esnemek, işverenlerinizi rahatsız edebilir. Bu tip yanılgılara düşmemek için aşağıda ele aldığımız önerilere göz atın:

Business casual giyim kodunda gömleğinizin üstüne süveter ya da yelek giyebilirsiniz

Giyim kodu Business casual olanlar neler giyebilir?

Az önce de belirttiğimiz gibi Jean pantolon, business casual giyim kodunun kırmızı çizgisi. Yani bu, giyim kodu business casual olarak belirlenen ofisinizde mutlaka kumaş pantolon giymeniz gerektiğiniz anlamına geliyor. Tabii “kumaş pantolon” konusunda da kısıtlamalar yok değil. Her ne kadar bazı şirketler khaki ve chino kumaşlarla dikilen pantolonlara müsaade etse de bu pantolonların asla salaş ve özensiz görünmemesi gerekiyor. Kanvas pantolonlarınızı da tıpkı takım elbiseleriniz gibi daima ütülü ve jilet gibi tutmalısınız. Ayrıca sırf Jean değil diye, cepli kargo pantolonları da ofiste giymeniz uygun olmayacaktır.

Kanvas pantolon ceket kombinine hoş bir örnek

Business casual giyim kodunun ön gördüğü üst giyime gelince: Bu giyim koduna uymak zorundaysanız maalesef yakalı / yakasız her türlü tişörtünüzle vedalaşmanız gerekiyor. Business casual giyim kodunda genelde düz renkli spor gömlekler tercih edilse de (kravat kullanıp kullanmak kesinlikle size kalmış), çok karışık desenli olmayan slim-fit gömlekleri de kullanabilirsiniz.

Ayakkabı konusu da business casual giyim koduna tam olarak uyabilmek adına önemli. Kumaş pantolonun altına, normalde takım elbise ile kullanılan fazla klasik bir ayakkabı giymek ya da sneaker tipi bir ayakkabı tercih etmek doğru değildir. Oxford tipi bağcıklı ayakkabıları, business casual giyim kodunu en iyi tamamlayan ayakkabı modeli olarak gösterebiliriz.

Smart casual nedir?

Smart casual için erkeklerin en sevdiği giyim kodu desek pek de abartmış sayılmayız. Özellikle İtalyan erkeklerinin günlük stiline benzetebileceğimiz bu tarz, doğru oluşturulduğunda, hem çok rahat hem de son derece cool ve şık olabilir. Business casual’a göre çok daha esnek bir giyim kodu olan smart casual’da tişörtten jean pantolona; spor ayakkabılardan blazer ceketlere kadar pek çok parça kullanabiliyorsunuz.

Giyim kodu Smart casual olanlar için: Erkek smart casual kombinleri

Az önce de belirttiğimiz gibi Jean pantolonlar bu giyim kodu için serbest. Ancak seçeceğiniz Jean pantolonun vücut tipinizle uyumlu olması, fazla salaş ve bol olmaması ve elbette yırtık / taşlanmış kumaşlardan yapılmamış olması gerekiyor. Jean ve kanvas pantolonlar kullanabileceğiniz smart casual giyim kodunda dikkat etmeniz gereken en önemli nokta ne giyerseniz giyin giydiklerinizin tepeden tırnağa bakımlı ve “jilet gibi” görünmesi.

Polo yakalı slim fit tişörtlerin, slim fit gömleklerin sıkça kullanıldığı smart casual giyim kodunda ayrıca basic adı verilen düz tişörtleri de spor blazer ceketlerle kombinleyebilirsiniz.

Blazer ceket tişört kombinine bir örnek

Ayakkabı ve aksesuar konusunda da geniş bir özgürlük alanı sunan bu giyim kodunda en sevdiğiniz snaker’larınızı bir köşeye kaldırmak zorunda değilsiniz. Yalnız sneaker tipi spor ayakkabılarınızı kullanacağınız zaman tişört yerine spor bir gömlek tercih ederek şık bir tezatlık yaratmak daha hoş görünebilir. Ayrıca Oxford tipi ayakkabılar, bağcıksız kolej tipi ayakkabılar; hatta yaz mevsiminde derli toplu espadriller bile bu giyim kodu dahilinde kullanılabilecek ayakkabılar arasında.

Ofis stilinize biraz daha hareket katmak isterseniz slim fit gömleklerinizi ince kravatlarla tamamlayabilir; şık deri bileklikler ve deri omuz çantaları ve portföy çantalar da kullanabilirsiniz.

Jean pantolonla da gayet şık olunabilir

 

Kaynaklar:

entrepreneur.com

forbes.com

 

İlginizi çekebilecek diğer içerikler:

Erkeklerin 30’undan önce vazgeçmesi gereken moda hataları

Giyecek bir şeyim yok diyen erkekler için online alışveriş rehberi

Erkekleri jilet gibi gösterecek 4 stil tüyosu

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale