Erkek hegemonyası karşısında yalnız değiliz: Kızkardeşlerimiz her yerde
İnsan büyüdükçe, hayatın içinde yaşadıkça her gün ve her an değişmiyor mu?
Kendime baktığımda ne çok farklıyım 20’li yaşlarındaki Gamze’den.
Bakış açım, kavramları algılayışım, inançlarım, duruşum, tarzım, hatta dış görünüşüm bile çok değişmiş. Değişim, doğanın altın kurallarından bir tanesi değil mi? Hiçbir şey aynı kalmaz, kalamaz. Büyümek, gelişmek, dönüşmek; var olduğun yolun, gidişatının kendisi. Ben çok seviyorum bu altın kuralı. İyi ki değişiyoruz. Her şey daima aynı kalsa ne tadı kalırdı?
Hadi soru sorarak devam edelim:
Sizin sevgiye bakış açınız nasıldır? Sevgi sizin için ne demektir? Karşınızdaki insandan nasıl davranışlar, tutumlar görseniz sevildiğinizi hissedersiniz?
Bir örnek üzerinden ilerleyelim:
Bir ilişki içerisindesiniz ve partnerinizden ayrı, bir akşam arkadaşlarınızla eğlenmeye çıkıyorsunuz. Gittiğiniz mekanda partnerinizin arkadaşlarıyla karşılaşıyorsunuz ve bir anda size “kol kanat geriyorlar.”
“Bizim masamızda dur.”
“Başka yere gitme, ne gerek var?”
“İçkini ben söylerim, ne istersin?”
“Ama dikkat et, çok da içme.”
“Kimler o konuştukların?”
“Geç oldu artık. İlişkisi olan bir kadın için bu saatte dışarıda olmak hoş değil. Ben seni taksiye bırakayım.”
Ben bunları bir arkadaşımla beraber, bizzat, yeni yaşadım ve içimdeki öfke halen tam anlamıyla yatışmış değil. Şimdi, bu şekilde yaklaşan yakın arkadaşlara sorularım var:
Sen kimsin?
Bu kadının/erkeğin ne zamana kadar, nerede olacağını sen daha mı iyi bileceksin?
Kendinde böyle bir hakimiyeti nasıl görebilirsin? Cinsiyetinin sadece “erkek” olması mıdır sana bu hakkı tanıyan?
…. gibi uzar gider sorularım sonsuza kadar. Ki tüm bunları o gece de sordum ve aldığım yanıt çok daha can sıkıcıydı: “Gamze şimdi bir bırak feminist söylemlerini.”
Ne kadar sinirlendiğimi anlatamam, söylüyorum ya size; hala da öfkeliyim.
Öfkem; kadınları bastırmaya çalışan erkeklere.
Öfkem; kadını birey görmeyenlere.
Öfkem; kadının gücünü yok sayanlara.
Öfkem; kadının özgürlüğünden hoşlanmayanlara.
Öfkem; cinsiyet ayrımcılığına.
Öfkem; toplumun biçtiği rollere, hiçbir hakkı olmayan insanların, kişileri baskıyla o kalıplara sıkıştırmasında.
Öfkem; asla kendisini geliştirmemiş insanların, kendi gücünün farkında olan kadınlara, ağzını açtıkları anda feminist sıfatını yapıştırmalarına.
Peki tüm bu davranışlar ne isim altında yapılıyor?
Sevgi, saygı, koruma, kollama.
Yanlış mıyım? Böyle bir durumla karşılaşanlarımız olmadı mı? Eminim aramızda çok olmuştur.
Ve lütfen geçiniz tüm bu samimiyetsiz, altı gerçekle doldurulmamış isimleri.
Oradan geçiniz ve arkanıza dahi bakmayınız!
Şimdi görebiliyorum. Aynı geceyi 10 sene önce yaşasaydım ben de çok sevildiğimi, sahiplenildiğimi, korunduğumu sanıp mutlu olacaktım!
Ah, değerini ve gücünü asla farkında olmayan canım genç kızlar.
Ah, tüm bu davranışları sevgi diye öğrenenler.
Ah, gerçek sevginin, hayat boyu bu şekilde olduğunu sananlar ve bir sonraki nesile de bu şekilde aktaracak olanlar.
Ah, dişinin gücünü hiç tatmamış olanlar. Ah, ah, ah…
Neyse, artık ağlama zamanı değil. Kurban rolünde debelenmenin hiç sırası değil. Çünkü aslında muhteşem bir zaman dilimine girdik. Yüzyıllardır erkek hegemonyasında bastırılan ve unutulan dişi güç yeniden uyanmaya başladı tüm dünyada. Siz de görüyor musunuz? Artık tacize uğradığı için utanmak yerine adalet yerini bulsun ve cesaret cesareti getirsin diye tüm dünyaya haykıranlar, 3. dünya ülkelerinde kendi özgürlük haklarını fark etmeye başlayanlar, dünya çapında kadını destekleyen kampanyalar var…
Ben kendi adıma içimdeki gücü fark etmek, uyandırmak ve yönetimi ele almak üzerine senelerdir kendimle çalışıyorum. Çok kolay bir yol olmadı. Çok duvarlara çarptım. Fakat şu an görüyorum ki meyvelerini almaya başlamışım! İşte şimdi özgüveni yüksek, kendinden emin, duruşunda net, sağlam bir kadın yaratmışım o öğrenilmişlikleri olan, sınırları olduğunu sanan genç kızın kabuğunu kırarak. Bravo Gamze! Bir kadının uyanması demek, bütün kadınların uyanıyor, uyanacak olması demektir. Matematik çok basit: Domino etkisi!
Şimdi daha da çok çalışma zamanı. Şimdi daha da çok haykırma zamanı. Şimdi daha da çok dik durma zamanı. Şimdi daha da inatla kendimizi bulma, hatırlama zamanı.
Sizi seviyorum kadınlar!
Biz birbirimizin düşmanı değil, kız kardeşiyiz. Unutmuştuk ama artık hatırlayınız. Hepimiz için…
Sevgiyle…
İlginizi çekebilir: Hem keyifli hem garip bir süreç: Değişimi davet etmek, algılamak ve kabul etmek