X

Ergonomik çalışma ortamı nasıl yaratılır?

Pandemi ile birlikte çoğumuz evden çalışma sistemine geçerek bilgisayar karşısında saatlerimizi geçirmeye, dolayısıyla günün çoğunda hareketsiz kalmaya başladık. Bu nedenle, tüm günü neredeyse ofise dönüşmüş evlerimizde geçirirken sağlımızı tehdit eden unsurlarla karşı karşıya kaldık. Bel ve boyun ağrıları, migren krampları veya göz bozulmaları gibi birçok sağlık problemi günlük yaşantımızda yerini aldı. Tüm bunlar da hepimiz için sandığımızdan çok daha önemli olan “ergonomi”nin önemini fark etmemizi sağladı. Fiziksel rahatsızlıkların önüne geçmenin yanı sıra zihinsel sağlığımızı da korumak için evden çalıştığımız süreçte veya ofislerimizde masa başında işlerimizi yetiştirirken dikkat etmemiz noktaları ve yapmamız gereken değişiklikleri sizler için derledik.

Ergonomi nedir?

Ergonomi, en kısa tanımıyla “iş bilimi” anlamına gelir. Kişinin fiziksel ve psikolojik özelliklerine odaklanarak çevreyle uyumunu inceler. İş güvenliği açısından dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biridir. Ergonominin amacı, çalışma ortamını iyileştirmek, mesleki riskleri en aza indirgemek, iş güvenliğini sağlamak ve dolayısıyla iş veriminin artırılmasını sağlamaktır.

İngilizce’de ergonomi kelimesi, karşılığını “human engineering” yani “insan mühendisi olarak” bulur. Kişinin çalıştığı alan ile uyumlu hale gelmesi ergonominin en önemli prensibidir.

Ergonomik çalışma ortamı nasıl yaratılır?

Kişinin daha rahat ve uyumlu bir şekilde çalışabilmesi için çalıştığı ortamın ergonomik olarak en iyi şartlarda iyileştirilmesi gerekir. Fiziksel ve zihinsel olumsuzlukları önlemek için “ergonomik bir çalışma ortamı” yaratmak çok önemlidir. Peki, ergonomik bir çalışma ortamı yaratmak için nelere dikkat etmek gerekir? İşte adım adım uygulayabilecekleriniz:

  • Evden çalışmaya devam ediyorsanız sağlığını tehdit eden unsurları ortadan kaldırmak için çalışmanıza uygun bir masa ayarlayın. Koltukta, yatakta, yerde ya da boş kalan herhangi bir yerde iki büklüm çalışmak yerine devamlı ve daha düzenli çalışmanızı sağlayacak, üzerinde uygun düzenlemeleri yapabileceğiniz bir çalışma masasına geçiş yapın.
  • Masanızın yeteri genişlikte; bilgisayarınızı, klavyenizi, notlarınızı, gerekli iş ekipmanlarınızı üzerinde rahatça yerleştirebileceğiniz büyüklükte olduğundan emin olun.
  • Masanızın ışığı yansıtmayacak bir yapıda ve yerde olmasını sağlayın.
  • Klasik sandalyeler, koltuk kenarı ya da arkasız tabureler yerine çalışma masasına uygun bir çalışma/ofis sandalyesi edinin.
  • Çalışma masası ve sandalyenizi birbirine uygun yüksekliklerde ayarlayın. Masa başında iki büklüm oturmamak için uygun ayarlamaları yapın.

  • Bilgisayarınızı yansıma ve parlamaları önleyecek şekilde yerleştirin. Ekranın, gözlerinizden en az 50 cm uzakta bulunmasına dikkat edin.
  • İdeal çalışma ortamı için en önemli faktörlerden biri güneş ışığıdır. Çalışma alanınızı doğal ışığı alabilecek şekilde oluşturun; eğer güneş alan uygun bir alan yoksa çalışacağınız alanın yeteri kadar aydınlatılmış olmasını sağlayın.
  • Üşüyerek ya da terleyerek yapılan bir işten verim alma ihtimali düşer, o nedenle çok sıcak veya çok soğuk bir alanda çalışmadığınızdan emin olun.
  • Temiz hava, hem ruhun hem beynin enerji kaynağı. Çalışma alanınızı düzenli aralıklar ile havalandırın.

Daha konforlu bir çalışma ortamı için destek ekipmanları

Uygun bir çalışma ortamı için gerekli ısı, ışık, hava ve temel mobilyaları sağlamış olmanıza rağmen sıklıkla beliniz, boynunuz, bilekleriniz veya gözlerinizde ağrı hissediyorsanız çalışma şartlarınızı biraz daha kendinize uygun hale getirmeniz gerekiyor olabilir. Bunun için ağrılarınızı azaltmanıza yardımcı olacak destek ekipmanlarını kullanabilirsiniz.

Ürünleri incelemek isterseniz görsellerin üzerine tıklayabilirsiniz.

Laptop standı: Çalışma ekranınızı göz hizanıza uygun bir şekilde yerleştirmek ve duruşunuzu bozmadan rahatça çalışabilmek için bir laptop standı edinebilirsiniz. Çeşitli modelleri bulunan stantlardan dilerseniz işlerinize biraz keyif katmak için içeceğinizi veya telefonunuzu koymak için özel olarak ekleme yapılmış tasarıma sahip olanı seçebilirsiniz.

Ayak desteği: Daha rahat bir oturma pozisyonu sağlamak; sırt, bacak ve boyundaki gerginliği azaltmak için masanızın altına kolayca yerleştirebileceğiniz bir ayak desteğinden yardım alabilirsiniz.

Bilek desteği: Sıklıkla bilgisayar başında zaman geçirirken boşta kalan ya da eğik duran bileklerde ağrı oluşması sıkça yaşadığımız durumlardan bir tanesi. Bu rahatsızlığın önüne geçmek için yumuşak, esnek ve ergonomik yapıya sahip bilek desteklerini kullanabilirsiniz.

Bel desteği: Sıkça yaptığımız hatalardan biri olan dik oturmamak, kaçınılmaz sırt ve bel ağrılarına sebep olabiliyor. Üstelik, oturduğumuz sandalyede belimizi destekleyecek bir alan olmadığında, boşlukta kalan belimiz ağrının daha da şiddetlenmesini sağlayabiliyor. Belinizi destekleyecek bir bel yastığı, ergonomik bel destekleri veya dik oturmanızı sağlayacak özel kemerleri kullanabilirsiniz.

Masa başı egzersizler

Masa başında çalışırken çoğu zaman farkında olmasak da aslında bizi en çok yoran şeylerden bir tanesi; hareket etmemek. Hareketsizliğin önüne geçmek için her zaman dışarı çıkacak fırsatı bulamayabiliyoruz, bu nedenle masa başında çalışmaya devam ederken bedenimizi ve zihnimizi rahatlatacak egzersizler uygulayabiliriz.

  • Kolaylıkla yapılabilecek ilk adımlardan bir tanesi telefonla konuşurken ayağa kalkmaktır. Fırsat buldukça bedenimizi hareket ettirmek, temel amaçlarımızdan biri olmalıdır. Masa başından kalkıp evin diğer odalarında birkaç tur atmak telefonda işlerinizi hallederken hareket etmenizi sağlayacaktır.

  • Gözlerinizi dinlendirmek için sık sık gözlerinizi ekrandan başka yerlere çevirin. Mümkünse bunu dışarıya bakarak yapın ve cama ya da balkona çıkmak için masanızın başından kalkın. 
  • Ellerinizi ve bileklerinizi hareket ettirmek için küçük egzersiz toplarını kullanın ya belirli aralıklarla bileklerinizi döndürme ve esnetme hareketleri yapın.
  • Kollarınızdaki baskıyı azaltmak için egzersiz bantlarını kullanın. Oturduğunuz yerden yapabileceğiniz gibi ayağa kalkarak da bantları kullanabilirsiniz. Kollarınızı çalıştırırken aynı zamanda boynunuzu ve omuzlarınızı da hareket ettirebilirsiniz.
  • Sağ elinizi başınızın üzerinden sol kulağınıza doğru uzatarak boynunuzu hareket ettirin. Aynı hareketi ters yönde de tekrarlayarak boyun kaslarınızı güçlendirin.
  • Belirli aralıklarla omuzlarınızı yukarıya doğru çekerek bırakın, bu sayede kaslarınızı hareket ettirirken kan dolaşımınızı da hızlandırabilirsiniz.

Fiziksel olarak kendimizi rahatlatmak için yaptığımız egzersizlerin yanı sıra zihinsel olarak da rahatlamak ve kendimizi daha iyi hissederek iş verimimizi artırmak için ruhumuza da iyi bakmamız şart. Masa başında çalışırken izleyebileceğimiz birkaç adım ile çalışırken daha iyi hissedebilmek mümkün. Nasıl mı?:

Sandalye yogası: Masa başında otururken kolayca yapabileceğiniz yoga pratiklerini içeren bu videoyu izleyebilir, hareketleri denemeye başlayabilirsiniz. Bedeniniz hareket ettikçe rahatladığınızı ve daha iyi hissettiğinizi fark edeceksiniz. Kan dolaşımını hızlandırmak, kaslarınızı gevşetmek ve bedeninizi esnetmek; en önemlisi kendinizi “rahatlatmak” için sandalye yogasını mutlaka denemelisiniz.

Nefes: Her şeyin başı; “doğru nefes.” Zihninizi ve bedeninizi rahatlatmak için faydalanabileceğiniz nefes tekniklerini öğrenin. Masa başında kolayca uygulayabileceğiniz teknikler ile hem üzerinizdeki iş stresini azaltabilir hem de kendinizi hızlı bir şekilde daha iyi hissetmeye başlayabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Stresi azaltmaya yarayan 5 farklı nefes tekniği

Unutmayın:

  • Masa başında kendinizi işlere kaptırıp zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsanız size egzersiz yapmanızı, ayağa kalkmanızı veya su içmenizi hatırlatacak alarmlar kurun.
  • Yoğun olarak masa başında çalışıp hareketsiz kalıyorsanız yediklerinize özen gösterin, kilo almamak için hafif beslenmeye gayret edin.
  • Çay ve kahve tüketiminizi sınırlandırın.
  • Gözlerinizde sıklıkla ağrı hissediyorsanız gözlük kullanımı için mutlaka doktorunuza danışın.

İlginizi çekebilir: Oturarak çalışanlar için: Masanızdan ayrılmadan yapabileceğiniz egzersizler ve yoga hareketleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale