X

Ergenlikte aşk acısı: Genç aşıkların ilk kalp kırıklıklarına nasıl yaklaşılmalı?

Ah şu aşk… Her yaşta zor, öyle değil mi? Hele ki, acısı daha da zor. Biz yetişkinler için belki yaşamlarımızda geçmiş örnekleri olduğundan dolayı aşk acısı ile başa çıkması biraz daha kolay görünse de ilk kez karşılaşan genç kalpler için dayanması güç. Ergenlik dönemi, çocukların hayatlarında önemli bir evre ve bu evrede pek çok değişimi bir arada yaşıyorlar. Ne yazık ki, ilk kalp kırıklıkları da hemen hemen bu zamana denk geliyor. Aşk güzel şey olsa da, karşılıksızsa ya da bir nedenden ötürü yarım kaldıysa genç kalplerin bu sancı ile baş etmesi zor olabiliyor. Dolayısıyla, her konuda çocuklarının yanında olan ebeveynlerine bu konuda da önemli bir görev düşüyor. İşte genç aşıkların ilk kalp kırıklıklarına yaklaşırken dikkat etmeniz gerekenler:

Konuşmak için aceleci davranmayın

Bir anne veya baba olarak çocuğunuz bir kalp sancısı ile baş ederken hiçbir şey olmamış gibi kenarda beklemek ya da bir şey yapmadan, konuşmadan durmak dünyanın en zor işlerinden biri olabilir -ki bu konuda çok haklısınız-. Ancak, kendi deneyimlerinizden yola çıkarak biraz da olsa müdahale etme dürtünüzü kontrol altına alabilirsiniz. Şöyle düşünün; canınızı sıkan, sizi üzen, hayal kırıklığına uğratan bir şey yaşadığınızda bunu hemen birileri ile konuşmaya hazır oluyor musunuz? Muhtemelen hayır… Çünkü ilk önce kendi içinizde anlamlandırmaya, konuyu sindirmeye ihtiyacınız var.

Aynı şekilde, küçük Romeo veya Juliet’iniz de buna ihtiyaç duyuyor. Bırakın, önce o ne hissettiğini bir anlasın, neler yaşadığını özümsesin, duygularını anlamlandırsın, sonra konuşmak için hazır olduğunda zaten size gelecektir. Gelmezse, o zaman konuşmak isteyip istemediğini sorabilirsiniz. Ama izin verin, önce bir kendini dinlesin, kendi ile, duygularıyla baş başa kalsın. Sonunda sizinle dertleşmek isteyecektir.

İyi bir dinleyici olun

Çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun, her zaman sağlıklı ve etkili bir iletişim sürdürmek için iyi bir dinleyici olmanız gerektiğini aklınızda bulundurun. Evinizin genç aşığı, sizinle dertleşmek için geldiğinde kalbini kıran kız ya da erkek hakkında muhtemelen aklınızdan onlarca, yüzlerce olumsuz düşünce geçecek. Belki de ‘bırak, boş ver, zaten sana göre değildi’ demek için an kollayacaksınız… Ama bu dürtülerinize de karşı koymanız gerek. Çünkü, zaten kalbi kırık biri ile konuşuyorsunuz, neden onun kalbini bir de siz kırasınız?

İyi bir dinleyici olmayı başardığınızda genç çocuğunuz size kendisini açmak, duygularını anlatmak konusunda çok daha rahat hissedecektir. Ve bu sayede, ona nasıl yardım edebileceğiniz konusunda da seçenekleriniz artacaktır. Ancak, her lafına müdahale eder, onu dinlemeden sadece siz konuşursanız aranızdaki diyalog hiçbir amaca hizmet etmeyecek, üstüne çocuğunuz muhtemelen bir hayal kırıklığı daha yaşayacaktır, çünkü onu dinlememiş, anlamamış ve duygusal ihtiyaçlarına cevap vermemiş olacaksınız. Tüm bunlar yerine, ona anlatması, duygularını, yaşadıklarını paylaşması için alan açabilir, etkili bir dinleyici olarak güçlü bir bağ kurma fırsatını da değerlendirebilirsiniz.

Duygularını küçümsemeyin

‘Gençsin, atlatırsın, bunlar iyi günlerin, daha ne aşklar yaşayacaksınız, karşına kimler çıkacak…’ bu cümleleri belki söylediniz, belki ebeveynlerinizden siz duydunuz. Tamamen iyi niyetli söylemler olduğuna hiç şüphe yok ancak, genç çocuğunuza duygularını küçümsediğinizi hissettirebilir. Sonuçta, yarın bir gün ne olacağını kimse bilmiyor. Evet, karşısına çok seveceği bir başkası çıkabilir ama çıkmayabilir de. Kim bilir…

Belki de gerçekten yaşamak zorunda kalacağı ilk ve son aşk acısı bu olacak. Hele ki ilk kez böylesi bir kalp kırıklığıyla baş etmek zorunda kalıyorsa, bu da geçer, bak daha neler yaşayacaksın gibi söylemler, onun için pek bir şey ifade etmeyecek, aksine onu anlamadığınızı düşündürecektir. Bu nedenle, duygularını küçümseyici söylemlerden kaçının ve hissettiği her şeyin çok kıymetli olduğunu, ona hissettirin.

Hayatın akışında her şeye yer olduğunu anlatın

Çocuğunuzla konuşurken, hayatın içinden anekdotlar paylaşabilir, yaşamın bazen güzelliklerle bazen de zorluklarla dolu uzun bir yolculuk olduğunu anlatabilirsiniz. Kendi gençliğinizden örnekler verebilir, ilk aşk acınızı çekerken tıpkı onun gibi hissettiğinizi, ne yapacağınızı bilemediğinizi ama şimdi tatlı bir gülümseme ile o günleri andığınızı söyleyebilirsiniz. Yaşarken içinden çıkılmaz, çok büyükmüş gibi gelen acı duyguların, ileride tatlı anılara dönüştüğünü ve hayatta her duygunun, her deneyiminin insan olmanın bir parçası olduğunu anlatabilirsiniz.

Kendini bu konuda yalnız hissetmemesi, herkesin benzer duygulardan geçtiğini ve hala geçiyor olduğunu bilmesi bir nebze de olsa, kalbi kırık genç aşığınızın içine su serpebilir. Ya da en azından geleceğe dair umutlarını korumasına yardımcı olabilir. Ancak, bu paylaşımları yaparken yukarıda da belirttiğimiz gibi hislerini ve yaşadığı deneyimi küçümseyici bir dil kullanmamaya gayret edin. Acıların, ayrılıkların, kalp kırıklıklarının sanki yaşamın bir cilvesiymiş gibi hayatlarımızda yer aldığını anlatmayı deneyin.

İyi gelen bir şeyler yapması için teşvik edin

Ayrılık acısı zordur… Ve ilk başlarda hepimiz için ‘hiç geçmeyecekmiş’ gibi gelir. Bu yüzden çocuğunuza iyileşmesi için destek olmaya çalışın. Ona, bu süreçte kendine iyi bakmasının ne kadar önemli olduğunu, ruhunu, kalbini iyileştirmek için iyi gelen bir şeyler yaparak zorlayıcı duygularıyla baş edebileceğini anlatın. Ama bunu çok erken yapmamaya çalışın. Örneğin, iki gün önce ayrıldığı bir kız veya erkek arkadaşı varsa, bugün tüm rutinlerine eksiksiz devam etmesi ya da çeşitli aktivitelere katılması kolay olmayacaktır. Kalbi hala kırıkken ve canı çok acıyorken sizinle alışverişe çıkmak, arkadaşlarıyla sinemaya gitmek ya da kitap okumak istemeyecektir muhtemelen…

O yüzden izin verin önce o aşamaya gelebilmek için kendi dünyasında kalsın, daha sonra daha iyi hissetmesine yardımcı olacak aktiviteler önerebilirsiniz. Yazmanın, doğada zaman geçirmenin, sevdiği insanlarla olmanın iyileştirici gücünden bahsedebilirsiniz. Yeni bir ilgi alanını keşfetmesi ya da farklı hobiler denemesi için teşvik edebilirsiniz. Ama unutmayın, her şey sırayla ve doğru zamanda.

Sabırlı olun

Zaman her şeyin ilacı, öyle değil mi? Hem çocuğunuza hem de yaşadıklarının üstesinden gelmesine yardımcı olması için zaman tanıyın. Belki ağlarken görecek, belki defalarca sizinle dertleşmeye ihtiyacı olduğuna tanıklık edeceksiniz… O yüzden sabırlı olun, acele etmeyin, çocuğunuzu da acele ettirmeyin. Duyguların bir son kullanma tarihi yok, bunu önce siz kabul edin, sonra çocuğunuza ona göre yaklaşın. Onu üzgün gördükçe içinizde bir şeyler cız edebilir ama ‘hadi artık kendine gel, boş ver, unut gitsin, bak geçti gitti…’ gibi söylemlerle genç çocuğunuzu sıkıştırmayın, emin olun o da daha fazla acı çekmek istemiyordur ama duygularına söz geçiremiyordur. Siz de bu süreçte zamana bırakmayı daha fazla pratik edebilir, çocuğunuza rol model olabilirsiniz.

Son olarak; bir diğer önemli konu da olası tehlike durumlarına karşı tetikte olmak. Bazı acılar, kalp sancıları, hayal kırıklıkları, daha derin ve iyileşmesi zor yaralar açabilir. Anksiyete, depresyon, tükenmişlik ve benzeri duygular, genç çocuğunuzu fazlaca yıpratabilir ve bu duygular öyle güçlü hale gelir ki olası tehlikeli durumlara zemin hazırlayabilir. Özellikle ergenlik çağındaki çocuklar için kendine zarar verme eylemleri açısından tetikte olmak önemlidir.

Eğer, çocuğunuzun böyle bir risk altında olduğunu düşünüyorsanız veya birtakım söz ve davranışlarını kendine zarar verebilecek eylemlerin ön çağrısı olduğunu hissediyorsanız, vakit kaybetmeden bir uzmandan destek almalı, okul ile iş birliği yapmalı ve çocuğunuz için en iyisini el birliği ile bulmalısınız.

İlginizi çekebilir: Çocukların değişim süreçleriyle başa çıkmalarını kolaylaştıracak ipuçları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale