X

Ergenlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Belirtileri

1. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Nedir?

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) özellikle çocukluk ve ergenlik dönemlerinde belirtilerini göstermeye başlayan nörogelişimsel bir rahatsızlıktır. Genellikle dikkat süreçlerinde zayıflık, odaklanmada problemler ve hiperaktivite davranışlarının ortaya çıkması ile kendini gösterir.

Oldukça erken yaşlarda ortaya çıkabilse de, dikkat eksikliği ve hiperaktivite ebeveynler tarafından genellikle çocuğun ilkokula başladığı ilk senelerde anlaşılır. Sürekli hareketlilik hali, organize olmakta zorluklar, sabırsızlık, kontrolsüz ve dürtüsel davranışlar, okul ortamına adapte olmakta güçlüklere sebep olur ve bu çocuklar okula başladıklarında sırada oturamama, ödevlere odaklanamama, anlatılanı dinlememe gibi sorunlarla karşılaşırlar.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu belirtileri iki kategoride incelenir: dikkat ve odaklanma ile ilgili problemler ve hiperaktivite / dürtüsellik durumu.

Dikkat ve Odaklanma

Bu grup belirtiler dikkat ile ilgili sorunlarla ilgilidir. Dikkat ve odaklanmada zorlanan çocuk akademik ve gündelik hayatında aksaklıklar yaşar. Sorumluluklarını erteleme, görevlerini yerine getirememe, unutma, dikkati sürekli dağınık olma, yapacağı işleri unutma, eşya kaybetme, düzensizlik gibi belirtiler dikkat ve odaklanma ile ilgili belirtilere örneklerdir.

Hiperaktivite ve Dürtüsellik

Hiperaktivite ile ilgili belirtiler daha çok fiziksel belirtilerdir. Sabırsızlık, yerinde duramama, kıpır kıpır olma hali, aşırı ve ara vermeden konuşma, sırada duramama, sohbet ederken karşısındakini dinlememe, sözünü bölme gibi kontrolsüz ve dürtüsel davranışlar bu gruptaki belirtiler olabilir.

Bu iki grup belirtiler genellikte bir arada görülse de, ayrı ayrı da bulunabilir. DEHB tanısı almış kişilerin yaklaşık %60’ı hem dikkat hem hiperaktivite semptomlarını göstermektedir. Ama yalnızca hiperaktivite belirtileri göstermek de mümkündür. Bu belirtiler seneler içinde zamanla değişebilir, azalabilir veya her iki belirti de kendini göstermeye başlayabilir.

2. Ergenlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite

DEHB çocuklukta veya ergenlikte başlayabilir ve kimi zaman yetişkinlik dönemine kadar şekil değiştirerek devam edebilir. “Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu kaç yaşına kadar sürer?” sorusuna ise kesin bir cevap verilememektedir. Geçtiği sanılan semptomlar yetişkinlikte başka şekillerde de kendini gösterebilir.

Ergenlik dönemi, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) belirtilerinin kendini net şekilde gösterebileceği bir dönemdir. Farklı şekillerde gözlenebilir ve zaman içinde belirtiler yer değiştirebilir. Okulda artan sorumluluklar ve derinleşen sosyal ilişkiler ergenin bireyselleşmesi anlamında kritik bir dönemdir.Ergenlik döneminde akademik sorumluluklar artar ve sınava hazırlanma senesi yaklaşır. Dikkat eksikliği, okulda odaklanma ile ilgili problemler, ödev ve sınavlar ile ilgili aksamalara sebep olabilmektedir. Bu aksaklıklar dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşayan ergenlerde özellikle yoğun sınav kaygısına yol açabilmektedir.

Bu dönemde ergenler bireyselleşme ve kendilerini toplum içinde ifade etme konusunda gelişirler. Arkadaşlıklar bu dönemde derinleşir, ilişkileri sürdürme konusu gündeme gelir. Ancak DEHB yaşayan kişiler dürtüsel davranışları ile sosyal ilişkilerini zedeleyebilmektedir.

Aşırı sosyal medya kullanımı ve çok fazla teknoloji uyaranına maruz kalmak da ergenlerde sık görülen ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu için zorlayıcı bir durum olarak ortaya çıkar.

Dikkat eksikliği veya dürtüsellik sebepleriyle doktora başvuran ergenler genellikle ilaç tedavisine yönlendirilirler. Bu tür odak artırıcı ilaçlar özellikle sınav dönemlerinde çalışma verimini artırabilse de mutlaka bir psikiyatri hekimi gözetiminde ve yalnızca önerilen dozda kullanılmalıdır.

3. Ergenlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Belirtileri Nelerdir?

Çocukluk dönemindeki belirtilerine benzer olsa da ergenlik döneminde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu belirtilerinde bazı değişimler meydana gelebilir. Bu belirtiler çoğunlukla sınava hazırlanma ile ilgili zorluklar, dürtüsellik ve sosyal ilişkiler ile ilgilidir. İşte ergenlikte dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile ilgili bazı belirtiler:

  • Okul ödev ve sorumluluklarda odaklanma güçlüğü
  • Okul başarısında düşüş
  • Başlanan işleri bitirememe
  • Gündelik işlerde veya verilen sözlerde unutkanlık
  • Eşya kaybetme veya düzensizlik
  • Zaman yönetimi, planlama ve organizasyon ile ilgili zorluklar
  • Yerinde duramama hali
  • Çok fazla konuşma
  • Bir işten hızla diğerine geçme
  • Dalgınlık, dikkatsizlik
  • Sosyal ilişkilerde bozulmalar

Benzer sıkıntılar yaşıyorsanız yetişkinler için hazırlanmış online dikkat dağınıklığı testini buradan çözebilirsiniz.

4. Ergenlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Neden Kaynaklanır?

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) genetik, nörolojik ve çevresel faktörlerin etkileşimi ile ortaya çıkabilen psikiyatrik bir bozukluktur. DEHB oluşumuna potansiyel olarak katkıda bulunabilecek bazı faktörler şunlar olabilir:

  • Nörolojik Faktörler: Beyin yapısı DEHB oluşumunda etkili olabilir. DEHB’li kişilerin bazı beyin bölgelerinde farklılıklar bulunur, ayrıca dopamin ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerde düzensizlik görülebilir.
  • Genetik Yatkınlık: Aile öyküsü ve genetik faktörler dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gelişiminde etkili olabilir. Genetik yatkınlık DEHB riskini artırıp kalıtsal aktarımın sürmesine sebep olabilmektedir.
  • Erken Çocukluk Dönemi: 0-6 yaş arası erken çocukluk döneminde gerçekleşen travmatik deneyimler, aile içi huzur ve erken yaşta meydana gelen beyin hasar veya yaralanmaları DEHB için risk faktörü olabilir. Ayrıca prematürite, yani beyin gelişimi tamamlanmadan gerçekleşen erken doğum DEHB için riski artırabilir.
  • Çevresel Faktörler: Hamilelik sırasında sigara, alkol veya uyuşturucu kullanımı gibi çevresel faktörler çocukta DEHB gelişme riskini artırabilir.
  • Psikososyal Faktörler: Aile yaşamı, aile içi şiddet, sosyal çevre etrafında ortaya çıkan yoğun stres veya travmatik olaylar DEHB’nin şiddetini artırabilmektedir.

5. Sınava Hazırlık Döneminde Dikkat Eksikliği

Ergenlik dönemi birçok sınava hazırlık döneminin başladığı, odaklanma ve dikkatin daha da önem kazandığı bir dönemdir. Özellikle üniversite sınavına hazırlık döneminde gittikçe artan sınav kaygısı aynı zamanda geleceğe yönelik bir kaygıya da dönüşebilmektedir. Öğrenmede güçlük, dikkat eksikliği, uzun saatler bir yerde oturmakta zorlanma, sabırsızlık gibi belirtilerle karakterize olan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) yaşayan kişiler doğal olarak bu dönemi çok daha kaygılı geçirebilirler.

Sınavlar büyük bir baskı ve endişe kaynağı haline gelerek ergenlerin odaklanmalarını daha da zorlaştırabilir. Üst üste gelen sınavlar, kısa sürede yetişmesi gereken büyük konular gündeme gelir. Zaman yönetimi, planlama ve organizasyonel beceriler konusunda iyi olmak bu dönemi yönetebilmek için oldukça kritiktir. Dolayısıyla DEHB’li bireyler bu konuda oldukça sıkıntılı bir süreç geçirebilir, bu dönemde ilaç ve psikoterapiye yönelebilir.

6. Ergenlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu İle Mücadele

Ergenlik dönemi başlı başına karmaşık ve baş etmesi zor krizlerle dolu bir dönemdir. Bu dönem dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile daha da karmaşık bir hal alabilir. Dikkat eksikliği birçok alanda sorun yaratabilir ve gündelik fonksiyonlarda aksamalara yol açabilir. DEHB için uygun çözüm yöntemlerini bilmek ve gerektiğinde başvurmak önemlidir.

Ergenlerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu için başvurulabilecek çözüm seçenekleri genel olarak şunlardır:

  • Profesyonel Yardım Almak

Çocukluk çağında veya ergenlikte, dikkat eksikliği veya hiperaktivite ile ilgili belirtiler ilk ortaya çıktığı andan itibaren bir profesyonel desteğe başvurmak gerekir. Bir uzman görüşü ile tanının ciddiyeti, iyileşme süreci ve çözüm seçenekleri beraber değerlendirilebilir.

  • İlaç Kullanımı

Dikkat eksikliği için stimulan ilaçlar, kişinin dikkatini ve davranışlarını kontrol altına alması, gündelik işleyişine sağlıklı şekilde devam etmesi için yardımcı olabilir. Özellikle dikkat eksikliği için  sınav döneminde olan birçok kişi odak artırıcı stimulan ilaçlara oldukça sık başvurmaktadır. Ancak stimulan kullanımı mutlaka bir uzman kontrolünde ve gerektiği durumda başvurulabilecek bir seçenektir, yalnızca dikkatli bir değerlendirme sonrası başvurulabilir.

  • Fiziksel Aktivite

Düzenli egzersizler ve dışarı aktiviteleri dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu için önerilen bir baş etme seçeneğidir. Yerinde duramama ve sabırsızlık, enerjik ve kıpır kıpır olma hali yapılan spor aktiviteleri ile DEHB’li kişinin enerjisini sağlıklı bir şekilde dışa vurarak sakinlemesine olanak sağlayabilir. Ayrıca spor yapmanın sağladığı zihinsel faydalar kaygıların azalması ve stres yönetimi için de etkilidir.

  • Bilişsel Davranışçı Terapi

Psikoterapi özellikle dikkat eksikliği ile yaşamayı öğrenmek ve baş etmek için pratik beceriler edinmeyi sağlayabilir. Bilişsel davranışçı terapi düşünceler üzerinde çalışarak davranışları da değiştirmeyi amaçlayan bir psikoterapi ekolüdür. Dikkat eksikliği yaşayan kişi psikoterapide plan yapma becerileri, odaklanma çalışmaları ile dikkatini toplamak üzerine çalışabilir. Bununla beraber DEHB’nin yarattığı kaygı ve korku hali ile ilgili konuşmak duygu durumu üzerinde regülasyonu sağlamak için efektif olabilir.

  • Özel Eğitim ve Destek

DEHB’nin şiddetine göre eğitim konusunda destek almak faydalı olabilir. Özel eğitim desteği günlük yaşama adapte olma, gerekli beceri ve baş etme mekanizmalarını pratiğe dökme gibi faydalar sağlamaktadır.

  • Aile Desteği ve Sosyal Destek

Ebeveynler dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı alan çocuklarından çoğunlukla kendi davranışlarını sebep görme eğilimindedirler. Ancak DEHB genetik faktörlere de büyük ölçüde bağlıdır ve multidisipliner sebepleri olabilir. Kendini sorumlu görmek ebeveynlerin daha çok kaygı yaşamalarına ve ev huzurunun bozulmasına yol açabilir. DEHB sebeplerini ve DEHB’nin nelere sebep olabileceğini iyi bilmek ebeveynlerin bu rahatsızlığı tanıyıp kabul etmeleri için ilk adımdır. Rahatsızlık hakkında doğru bilgilere sahip olmak ebeveyn ve çocuğun bir arada destek içinde DEHB ile baş edebilmelerini sağlayabilir.

7. Anne Babalara Öneriler

DEHB şüphesi olan çocukların ebeveynleri öncelikle bir uzmana danışıp tanı koyma ve çözüm seçenekleri üzerine düşünme sürecine başlamalıdır. Dikkat Eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu psikiyatrik bir bozukluktur ve ebeveynlerin kendi yöntemleri ile çözebileceği bir durum değildir.

Ebeveynlerin DEHB tanısı almış çocuklarına nasıl davranacakları, iletişim şekilleri, okul ve ders ile ilgili tutumları, sınır çizme ve planlara uyma gibi konulardaki tavırları büyük kolaylaştırıcılığı olabilecek konulardır.

  • Mutlaka bir psikiyatrist veya uzman bir doktor ile şüphelerinizi ve çocuğunuzun semptomlarını paylaşın.
  • Evde açık ve anlaşılır kurallar koyun ve sınırlar çizin.
  • Çocuğunuzun kendine güvenini artırabilecek aktivitelerde bulunun.
  • Çok cezalandırıcı olmayın, motivasyonu ödüllerle sağlayın.
  • Ders çalışma ortamında dikkat dağıtıcı eşyalar bulundurmayın.
  • Çocuğunuzun sportif faaliyetlerini destekleyin.
  • Bilgisayar, televizyon, internet kullanımları gözlenmelidir.

İlginizi çekebilir: Ebeveynlerin akademik başarı baskısı çocukları nasıl etkiliyor?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale