Erdemler ve iyi oluş: Bir yaşam boyu iyilik hali
Yaşamın anlamını bulma çabalarımız ya da iyi oluş arayışlarımız bizi bir şekilde pozitif psikoloji ile bir araya getirmektedir. Kimilerine göre mutluluk, kimilerine göre acıdan kurtulmak gibi görülür pozitif psikoloji. İşin aslı pek öyle değildir. Çünkü bu mutluluktan, yaşamdan ne anladığımız ya da beklediğimize göre şekillenen bir süreçtir. Ve biliriz ki; pozitif psikoloji anlamaktır, fark etmektir, kendini daha çok tanımak beraberinde diğerlerine yönelik empatik anlayış geliştirmektir ve bir o kadar için de acı vardır.
Acı; kabul edilen ve gerektiği gibi yaşanılması beklenen bir kavram olarak kabul edilir. Bu süreçler beraberinde erdem ve karakter güçleri öne çıkmaktadır pozitif psikolojide. Tüm erdemler insanın insan olmak bakımından ortaya koyduğu yapılanmalardır. Erdemli işler yaptıkça insanın psikolojik iyi oluşunu sağladığı da bir gerçektir ve bu kalıcı iyilik hali sağlamaktadır. Nedir aslında bu erdemli işler?
Doğaya ve diğerlerine yönelik duyarlı bir yaklaşım, diğerlerine dürüst ve şeffaflık, adaletli olmak ve hırstan arınmış olmak ile öfkeyi kontrol etmek. İçinde öğrenme sevgisi, özgünlük, bakış açısı ve merak gibi karakter güçleri olan bilgelik erdemini irdelesek bilgeliğin esasen esnek olabilmekle ilişkili olduğunu anlarız. Bu belki bir olay karşısında geriye esneyebilme ve yeniden toparlanıp devam edebilme gücünü de bize ifade eder. Ve ne kadar erken gelişirse bir o kadar bilgece bir yaşam yaşanacağı aşikardır. Dolayısıyla tek bir gelişimsel dönemden ziyade tüm gelişimsel süreci düşünerek psikolojik iyi oluşumuzu anlamlandırmak yerinde olacaktır.
Bazı süreçleri karşılamak ya da geliştirmek bağlamında ise; dikkat ve belleğin gelişmesinde öz kontrol/öğrenme sevgisi, strese uyum gösterme ve ilişkilerin gelişmesinde sevgi/iyi yüreklilik/sosyal zeka, olumsuz duygulanımın azalmasında yaşam coşkusu/umut, olumsuz benlikte yaşam coşkusu/mizah ve kaygının azalmasında öz kontrol/bakış açısı gibi karakter güçleri pozitif itici güçlerdir.
Aslında çevresel hakimiyetimiz, psikolojik sağlamlığımız güçlü yanlarımızı keşfetmemizden beslenmektedir. Bu nedenle acı, sıkıntı, üzüntü vardır ve fakar bir o kadar bu durumları karşılayabilecek güçlerimiz de vardır. İyimserlik bakış açısında olan pozitif psikoloji zorlu yaşantıları geçici ve denetlenebilir olarak kabul eder. Kilit nokta kişi kendisini yeterli ve yetkin hissetmekte midir sorusudur. Bu sorunun cevabı özyeterliği ortaya koyuyorsa kişi bir o kadar geleceğe yönelik iyimserdir. Uzun ömrün sırrını da bir kaynakta verilen “Biz doz iyimserlik bir doz şükür duygusu” ifadesinden iyimserlik olarak bulabiliriz belki. Elbette işe yaramışlık duygusu ve işlevsellik de bu süreçleri besleyen oluşumlardır. İnsan son anına dek işe yarama duygusunun devam etmesini ister ki benlik bütünlüğü de devam etsin. Ve böylelikle umut da hep var olsun. Yaşam sonlanırken neyin umudu demeyin sakın; yaşam nasıl şölenle başlıyorsa sonunun da iyilikle gelmesi için çabalamak, insanın biricik yaşamına yakışan en iyi tavır olacaktır.
İlginizi çekebilir: Travma bir yaralanmadır, zamanla değişerek yeni boyutlar kazanabilir