Modern zamanlardayız, kendimizi en çok bildiğimiz zamanlarda. Artık kimse (?) dünya düz demiyor. Dünya sistemin merkezinde, diğerleri bizim etrafımızda dönüyor da demiyor. Okey, dışımızı baya iyi tanıdık. Benim de en son tanıştığım kişi “su ayısı” -tardigrad-. Bu tonton amca süpürge makinesi poşeti gibi dursa da kendisi kozmik gezginlerden. Dünyamızdaki demir elementinden bile sorumlu olabilir.
Bu harika. Aramızdan birilerinin Nobel almasına seviniyorum.
Dışımızı keşfettik arkadaşlar. İçimizdeki ufak işleri de kuantum ile keşfediyoruz. Birilerinin realite hakkında yorumda bulunması gayet güzel. Peki, 21. yy içinde yaşıyoruz çoğunlukla insanlık ailesi olarak ve önümüzdeki yıl 20/20. Heyyy! Heyecan var burada. 20/20 ya da 22 ya da 4. Birçok anlamda işler güzel olacak gibi duruyor. Gökyüzü şekil alırken ve biz onları gözlerken, dışımızda onları anlarken, içimizdekileri ne yapacağız?
Hoş, iç/dış diye bir şey yok, ancak iletişimde olmamız için bazı kabulleri koymamız gerekiyor. Koyalım, sorun değil.
Önümüzü göremiyoruz. Sanırım şamanlar hava ile konuştu, bizi gelen düşmanlardan korumak için ya da Lamalar bizi koruyor. Bu iyi mi acaba? Yüksek lisans mezunları, lisans mezunları, doktora mezunlarımızı veriyoruz. Batı gelişiyor, bilgiler birikiyor, arşivliyoruz. Bilgi, dijital kütüphanelerde saklanıyor, artık kitaplar da gidiyor. Bilgiyi biriktiriyoruz ancak günlük dozlarda sosyal medya ile yüzeysellik içinde yaşıyoruz. Bu nasıl bir iş acaba?
Bu şöyle bir iş belki de; bilgiyi sistematik biriktirenlerle aramızda bir mesafe olsa gerek. O zaman aramızdaki mesafeleri kapatalım mı? Bunu istiyor musunuz? Bir hafta sonu workshopu gibi değildir bu kapama hali. Hayatını bu şekilde yaşama hali diyebiliriz belki, ne dersiniz? Başka türlü bir hayat nasıl olur, onu da bilmiyorum. İçeriye geçmek için önce deriden geçersiniz. Deriyi iğne deler. İğne sivridir, dikkat ve odaklanmışlık vardır. Yeterince derinliğe gelince içindeki “sıvı” kana enjekte edilir. Sıvı, bilgidir, sudur. Delen şey de eril ilkedir. Okey, o zaman spiritüel aşı yaptırmak isteyen var mı?
İsteyenlerle konuşabiliriz. Bildiğim birkaç aşı yapacak kişi var. Aşılar da kendi içinde ayrılıyor tabi ki, dertli olanlara, hastalığı ağır olanlara daha fazla aşı yapıyoruz.
Bütün bu giriş enneagramlar denilen sistem üzerine konuşmak içindi. Birazcık yükseldik mi? Bu iyi, ateş iyidir. Ateşi alt üçgene vermeden yukarıya yönlendirin dostlar.
Bu yazı dizimizde enneagramların entelektüel kısmını incelemeye gayret edeceğiz. Enneagramın diğer kısımlarından bahsetmeyeceğiz. Enneagramlar ezoterik toplulukların çalışmalarından dışarıya yayılmış bilgelik kompleksidir. İç/dış ayrımına bir daha girmek istemiyorum, daha önceki yazılarda bundan bahsetmiştik.
Enneagramlar, kadim okullarda çalışılır ve varlığın madde dünyasında ne yapmaya geldiğine dair güçlü, yüksek fikir verir. Yüksek fikir, kaynağına insan yorumu girmemiş ve bizi yukarıya çekecek olan fikirlerdir. Geometrik sembolizmi derin anlamlar taşır ve bir akışı gösterir. Buna ruhların yolculuğu diyebiliriz, değil mi?
Fikirler şuur alanlarımıza insin yavaş yavaş. Haftaya görüşmek üzere.
İlginizi çekebilir: İçsel olanı anlamak: İnisiyasyona bakış