2001 yılında, henüz 21 yaşında geçirdiği bir kazayla bir anda hayatı değişen genç bir kadın Ebru Bulgurcu. Hayatın size her an kötü sürprizler yapabileceğini ve aslında herkesin birer engelli adayı olduğu gerçeğini yüze vuran bir hikayeye sahip Ebru’nun hayatı şimdilerde tek kelimeyle ilham verici! Tekerlekli sandalye tenisi, dalış ve golf gibi pek çok sporla uğraşan ve başarılı bir milli sporcu olan Ebru, bugünlerde yürüttüğü, engelleri aşmak isteyen cesur yüreklere destek vermeyi amaçlayan Engelsiz Sporcuyum projesini anlattı:
Ebru Bulgurcu’yu tanıyalım önce.
1980 doğumluyum. İstanbul da yaşıyorum. 2001 yılında yüksekten düşme nedeniyle omurilik felci oldum. 2001-2003 yılları arasında tiyatro deneyimim oldu. 2008 yılında spor hayatına golf ile başladım. 2009 yılından bu yana Omurilik Felçlileri Gençlik ve Spor Kulübü bünyesinde tekerlekli sandalye tenisi sporcusuyum. 2010 yılından bu yana Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’na bağlı olarak milli sporcuyum. Yüzme ve dalış ile ilgileniyorum. İDDA Ve NASD ‘ye bağlı dalış sertifikalarına sahibim. Ayrıca özel bir şirkette müşteri temsilcisi olarak çalışıyorum.
Kaza hayatında neleri değiştirdi?
Tabii ki büyük bir değişikliğe sebep oldu zira artık evimden birinin yardımı olmadan çıkamıyordum, artık işim yoktu. Olsa dahi “işe gidebilme lüksüne” sahip değildim. 7 yıl boyunca, merdivenli bir evde yaşamak durumunda kaldım. 7 yıl sonunda evimde internet üzerinde çalışma imkânı buldum ve hayatım olumlu yönde değişmeye başladı. Tekerlekli sandalyeye uygun bir evde yaşamaya başladım ve özgürlüğümü geri kazandım.
Spora başlamaya nasıl karar verdin?
2001 yılında, OFD genel merkezine yaptığım ziyarette bir spor yapabileceğimi öğrendim. O dönemde şu anki imkânlar olamadığı için başlayamadım. Sporun hayatımı olumlu yönde değiştirip geliştireceğini biliyordum. İlk olarak golf ile spor hayatıma başladım ve milli takıma seçildim. Yaklaşık 1,5 yıl devam ettim. Rahmetli olan Marina Baummeister Karaca’nın desteği ile yaşadığım yer olan Beykoz’da, Omurilik Felçlileri Derneği Beykoz şubesinin arka bahçesine bir tenis kortu yaptırıldı ve eğitimler başladı. Arkadaşlarımı ziyaret etmek için bir antrenmana katıldım ve o gün itibariyle aklımın ve kalbimin köşesinde yer alan tenis, hayatımın bir parçası oldu.
Tekerlekli sandalyede tenis oldukça zor gözüküyor, nasıl bir teknik kullanıyorsun?
Doğru ekipman seçimi en önemlisi, tekerlekli sandalye kişinin ölçüsüne göre yapılmış olmalı, raket seçimi çok önemli. Raketin grip kısmı ile sandalyeyi iterek kullanıyoruz. Ekipmanlarınız size uygun ise geriye sadece çok çalışmak kalıyor.
Antrenman programın nasıl? Bir günün nasıl geçiyor?
Haftanın 5 günü antrenman yapıyorum , her günüm aynı değil. Haftanın iki günü Colliseum SYK’da bir saatlik tenis antrenmanı ardından fitness yapıyorum. Haftanın iki günü Sportomed Sporcu Sağlık Merkezi’nde omuz tedavim (güçlendirme) devam ediyor. Haftanın bir günü de bacaklarım için fizik tedavi görüyor sonrasında yine Colliseum SYK’da 1 saatlik tenis antrenmanımı tamamlıyorum.
Partner bulmakta zorlanıyor musun?
Katıldığım turnuvalarda hangi sporcuların turnuvaya katılacağını öğrenip, tanıdığım sporculara irtibata geçip kolaylıkla partner bulabiliyorum. Bunun dışında yaşadığım yerde antrenman yapabilmek için partner bulamıyorum. Bunun en büyük sebebi ulaşımla ilgili sıkıntılar.
Kaza geçirmeden önce de sporla ilgileniyor muydun?
Kaza öncesinde, yürüyüşler dışında spor ile ilgilenmiyordum. Tenis oynamayı çok istemiş ancak buna fırsat bulamamıştım.
Tenis dalında bir sonraki hedefin nedir?
Tekerlekli sandalye tenisinde Dünyanın ilk 20 oyuncusu arasında yer almak, Dünya Kupası ve paralimpik olimpiyatlarda yer alıp ülkemi başarılı şekilde temsil etmek en büyük hedefim.
Engelsiz Sporcuyum Projesi nedir, destekçileri kim?
Bedensel engelli sporcuların en büyük sorunu, ulaşım ve malzeme eksikliği. Bu proje, Omurilik Felçlileri Gençlik ve Spor Kulübü sporcularının antrenmanlarına ulaşımını sağlayabilmek için 2 tane araç alabilmeyi hedefleyen bir bağış projesidir. Destekçileri ise bir çok koşu grubunun bir araya gelmesi ile oluşmuştur. Bu gruplar; Hareket Candır, Rundiamo, Koşu Kadını, Ankara Koşuyor, Running Academy, Maratonist, Bu Kızlar Nereye Koşuyor.
Senin bu projeden sporcu olarak beklentin nedir?
Ben de antrenmanlarıma katılırken ulaşım problemi yaşayan bir sporcuyum. Çoğu zaman ne yazık ki aksamalar oluyor. Yada kendi imkanlarımla gitmek zorunda kalıyorum ki İstanbul da toplu ulaşım kullanmak gerçekten güç! Toplanacak bağışlarla satın alanacak araç ile profesyonel bir sporcu olarak antrenmanlarıma düzenli katılabilmeyi bekliyorum. Bizler sadece hedeflerimizi düşünmemiz gerekirken ulaşım malzeme eksikliği gibi birçok problemi düşünmekteyiz. Kısacası bu proje, spor hayatımıza büyük katkıda bulunulacak.
Projeyi yeni duyan ve destek olmak isteyen okurlarımız nasıl bir yol izlemeli?
www.engelsizsporcuyum.com sayfasından kolaylıkla bağış yapabilir ve bir sporcunun hayatına dokunabilirler.
Engelli olup spora başlamak isteyenlere ve ailelerine mesajın nedir?
Hiçbir şey için geç değildir. Sadece istemek ve bunun için mücadele etmek yeterli. Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’na, Omurilik Felçlileri Derneği’ne ya da size uygun kulüp ve belediyelere başvurabilirsiniz. Özellikle küçük çocuklar mutlaka spora yönlendirilmelidir. Aileler, farkında olmadan çocuklarının hareket alanlarını kısıtlamaktalar. Mesela çoğu çocuk bedenine uygun olmayan sandalye kullanıyor ve durum, çocuklarda omurga ya da ayak bileği eğriliklerine neden oluyor. Okullarda beden eğitimi dersinde kenarda bekletiliyorlar. Olması gereken, onların da diğer arkadaşları gibi harekete geçmeleri, koşamıyorlarsa bile sandalyelerini sürmeleridir. Bunun içinde bedenlerine uygun sandalye kullanmalılar. Özetle aile ve eğitmenlere bu konuda çok iş düşüyor.
Motivasyon sorunu yaşayan okuyucularımıza kendi motivasyon kaynaklarından örnek verebilir misin?
Hayatım hakkında kendim dışında kimsenin karar vermesine izin vermiyorum. Mesela, “Sen bunu yapamazsın” sözü benim için bir şey ifade etmiyor, çünkü buna ancak ben karar veririm. Denerim olmazsa yine denerim, sonra yine… Zorlukla karşılaştığımda pes etmek yerine çözüm ararım. Mutlaka olmalı, olur da! İnanmak, çok çalışmak kazanmayı getirir. Kazanmak şampiyon olmak ya da yarışta birinci gelmek değil; kazanmak, yaptığın işten mutluluk duymak, severek yapmak demek.Ve tabii en büyük mutluluk da başkalarına bu konuda ilham verdiğini bilmek 🙂