X

Endülüs Bölgesi’nin ilk durağı: Tutkunun en kırmızı hali Sevilla

Endülüs bölgesi, büyük birçok küçük şehirden oluşmasına rağmen, en çok bilinen şehirleri Sevilla, Granada ve Cordoba olup; sıcağın, aşkın, kırmızının ve elbette dansın karışımından meydana gelmiş İspanya’nın en görülesi bölgesidir. Nietzsche, “dans etmeyen tanrı benden uzak olsun” sözünü bu bölgeyi gezdikten ve o muhteşem dansları gördükten sonra söylemiş bile olabilir, değil mi?

Sevilla / İspanya

Bölgede tura çıkmadan önce belirtmek isterim ki heryeri karış karış yürüyerek gezeceğiz ve evet, biraz yorucu olacak. O zaman hem keyfini çıkarmak hem de çok yorulmamak adına bugün Sevilla’yı geziyoruz. Granada ve Cordoba’yı ise bir sonraki yazımız da gezeceğiz. O zaman en kırmızı kıyafetlerimizi giyip Sevilla’ya yola koyuluyoruz!

Sevilla mimarisi ve Al Cazar

Sevilla, mükemmel mimarisi ile sizi büyüleyeciğini daha şehre girer girmez anlayacağınız sımsıcak bir şehir. Şehirde gezip görülecek birçok yer var elbette ama, taşlarının dokusuna aşık olduğum Al Cazar’dan yola başlamak isterim, ki gezerken göreceksiniz ne kadar da bizim ruhumuza yakın bir mimari.

Al Cazar, farklı medeniyetlerin bıraktığı izleri taşıyor. / Al Cazar / Sevilla

Fotoğrafta da görüldüğü gibi ülkemizde tarihi yapıları gezerken rastlayabileceğimiz yazı ve figürler Al Cazar’ın duvarlarında yer almaktadır. Bu durum elbette bir benzerlikten değil, yapının bir zaman Müslümanların himayesinde olduğunun göstergesi. Saray birçok kez el değiştirdiği için farklı medeniyetlerin sembolleri ile harmanlanarak bugünkü şeklini almış.

Araplardan kalan ve fotoğrafta görülen bu kısım, döneminde emirin konuklarını ağırladığı bölüm olarak kullanılmış. Sarayın ihtişamını gösteren en güzel bölümlerden biri olmasından mütevellit, özellikle bu bölümün misafir ağırlamak için seçilmesi elbette bir tesadüf değildir. Bu sarayın bir benzerini Granada yazımızda da göreceğiz.

Araplardan kalan bu kısım, döneminde emirin konuklarını ağırladığı bölüm olarak kullanılmış. / Al Cazar / Sevilla

Eğer bu büyüden kendinizi çekip alabilirseniz, ki çok zor, gezmeye devam edebiliriz. Ama şimdiden söylemekte fayda var, sokaklar da en az saraylar, katedraller kadar büyüleyici.

Santa Cruz mahallesinden geçerek yolumuza devam ediyoruz. Eğer benim gibi siz de yaz aylarında 40 dereceyi geçen sıcaklıklarda bu bölgeyi gezmeyi göze aldıysanız, bu mahalleden geçmek size çok iyi gelecek. Neden mi? Sokakların dar olmasından dolayı binalar sokakları gölgede bırakıyor ve püfür püfür yolunuza devam edebiliyorsunuz!

Santa Cruz mahallesinin dar sokakları. / Santa Cruz / Sevilla
Plaza de Espana

Sevilla’nın ve hatta belki de İspanya’nın en büyüleyici yapılarından birine doğru ilerliyoruz, Plaza de Espana. 1929 yılında Expo İber-Amerikan Fuarı’na ev sahipliği yapan bu yapı Maria-Luisa Parkı’nın içinde yer almaktadır. Eee tabi yapı bu kadar ihtişamlı olunca birçok filmde de kullanılmış tabii. Star Wars hayranlarının “biliyoruz biliyoruz” dediğini duyar gibiyim.

Plaza de Espana / Sevilla

Bu meydanda yer alan yapı ve görsellerin hemen hemen hepsinin temsil ettiği bir anlam bulunmaktadır. Gezerken ilk gözünüze çarpacak olan iki büyük kule, Kral 2. Fernando ve eşi Katolik İzabel’i temsil etmektedir, evlenmeleri ile İspanya Krallığı birleşmiştir. Meydanda şehirleri temsil eden görseller ve motifler de yer almaktadır. Ayrıca meydana Venedik hissiyatı katan su yolu Atlas Okyanusu’nu simgelemektedir ve bu su yolunun üzerinde yer alan köprüler ise İspanya’nın kuruluşuna katkı sağlamış ilk dört krallığı temsil etmektedir. Yürümekten sıkılmayacağınız bu meydanda çok güzel fotoğraflar yakalayabilirsiniz, en çok da güneşin batımına doğru.

Rotanın son durağı

Aziz Meryem Katedrali! Katedralinin önemine ve ihtişamına saygıdan bir süre uzaktan yalnızca izlemekle yetindik. Bu noktada katedralin öneminden kısaca bahsetmek gerekir.

Aziz Meryem Katedrali / Sevilla

Dünyadaki en büyük üçüncü kilise olup gotik mimari açısından da en büyüğüdür. Ayrıca UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de yer almaktadır. Yani bu tarihi yapı birçok “en”i bünyesinde taşımaktadır. İnşa edilme sebeplerinden biri de dönemin en önemli şehirlerinden olan Sevilla’nın varlığını göstermekmiş, sanırım amacına ulaşmış.

Endülüs / Sevilla

Artık yorgunluktan adımlarımız yavaşlamış ve gözlerimiz de tapas için yer aramakta iken Sevilla gezimizin sonuna geldiğimizi anlıyoruz. Sevilla’yı gezmek için iki gün ayırmanızı öneririm, ki nitekim Granada ve Cordoba’yı gezmek için birer gün yeterli olacaktır. Sevilla’da gezilecek tarihi yerlerin daha çok ve bu yerlerin de büyüklüğü açısından baktığımızda gezerken biraz yorulabilirsiniz ama söz veriyorum hiç pişman olmayacaksınız.

“Eeee bu kadar gezip ne yedin ne içtin” diye de soranlara; Endülüs’e gelip de İspanya’nın meşhur yemeklerinden tatmadan geçmedik. Yeme içme ve flamenko kısmından bir sonraki yazıda detaylı bir şekilde bahsedeceğim. 

Sıcak sımsıcak Endülüs’e doyamayanlara dizinin devamını beklemelerini öneririm. Şimdi azıcık dinlenme zamanı…

İlginizi çekebilir: Kendime ait bir odadan bildiriyorum: Harita gerektirmeyen şehir Floransa

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Ceren Elitas: "Üç kelimeyle kendini anlatır mısın?" sorusu ile sınandığımız zor günlerden geçen biri olmamdan mütevellit kendimi anlatma konusunda antremanlıyım. Ama gel gör ki bu durum, kısıtlamaların sonunda gelen patlamalardandır sanırım, yetmez oldu üç kelime meramımı anlatmama… Mayıs’ta doğduğumdan ayrı bir severim baharı, güneşi, güneşin verdiği enerjiyi… Burcum ikizler:) Tamam tamam aklınızdan geçenleri biliyorum. Evet, dengesizim. Evet, maymun iştahlıyım. Ve evet itici gücüm tutkularım. Gülmeye bayılırım. Hayatta şansa inanmayanlardanım. Varsa iyi şeyler hayatımda bilin ki, elde edene kadar hayat canımı çıkarmıştır; bu sebeple de hayatımdakilerin kıymetini iyi bilirim. Çalışmayı çok severim. Hani öyle ‘pazartesi sendromu’ zırvası benlik değil azizim. Okumak, hobim değil nefes alma biçimim. Gezerim, ülkemi de dünyayı da. Yürümeyi çok severim. Dilim döndüğünce buralardayım.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale