X

Endişesizliğe övgü: Elinizden geleni yapın, gerisini sakince hayata emanet edin

Eskiden beri sahip olduğum bir bilgi: Eğer stres yaparsan işlerin karışır ve eğer rahat olursan, her şey su gibi yolunda akar. Bu, organizasyon yaptığım dönemlerde de kendisini gösterirdi. Eğer müşteri, yapacağı etkinlik için panikse etkinlikte mutlaka ama mutlaka bir şeyler ters giderdi. Eğer bize güvenip kafası rahat davranıyorsa da, o etkinlik olaysız, en harika şekilde sonlanırdı. Bu durumu dün kendi çiçeklerim üzerinde de bariz bir şekilde gözlemledim ve şaşırdım işin aslı.

Çiçeklerimi haftada bir suluyor, sularken konuşuyor, ilgi gösteriyorum ve hepsi de her geçen gün büyüyüp coşma halindeler. Evime gelen her kişinin bitkilerimi gördüğü an gözleri parlıyor. Gelen her kişi çiçeklerimle aşırı ilgilenmeye ve büyüme hızlarına şaşırmaya başladıkça; durduk yere, hiç yoktan beni aldı hafif bir endişe. Ya büyümeyi bırakırlarsa? Ya bir anda solmaya başlarlarsa? Ya kururlarsa?

Nereden çıkmıştı tüm bunlar, bilmiyordum. O aşırı ve kendi halinde olan rahatlığım yerini asılsız kuruntulara bırakmıştı. Bildiğim tek şey o andan itibaren huzursuz, rahatsız ve içten içe endişeli bir şekilde, haftada bir yanlarına gittiğim çiçeklerimin yanına her gün, gün içinde belki sekiz defa gidip iyiler mi, yaprakları dökülmüş mü, solan var mı, büyüyen var mı diye kontrol ettiğimdi.

Ben endişeye kapıldıkça çiçeklerim de olumsuz etkilenmeye başladı ve bazısı yaprak dökmeye, bazısı da sararmaya başladı. Ne de olsa her birimiz titreşimlerden oluşmuyor muyduk? Ben düşük enerji yolladıkça, onlar da aynı düşük enerjiyle bana karşılık veriyorlardı. Bu enerjinin dünyada görünen hali ise yapraklarını soldurmasıydı.

Şimdi anladığım, daha doğrusu çiçeklerim sayesinde yeniden hatırladığım ise büyüttüğün şeyle ilgilenmek, sevmek ve ondan sonrasını sakince ve rahatlıkla kendisine bırakmak. Herkes, her şey kendi yolunu biliyor aslında, buluyor. Bu, bugün çiçek için geçerli; kim bilir belki yarın da çocuk için geçerli olur hayatımda.

Unutmamak, hatırlamak dileğiyle. Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Korkudan cesarete giden yol: Korkulara rağmen devam etmek

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com
İlgili Makale