X

En yaygın aldatma türleri ve aldatmayla başa çıkmanın yolları

Daha önce hiç çiçek almadan eve gelen eşiniz bir süredir sizi küçük-büyük hediyelerle şımartıyorsa, sevgiliniz onu öyle görmeye hiç alışık olmadığınız bir tarzda giyinmeye başladıysa, telefon sürekli sessizde bırakılıyorsa veya içinizi üst üste gelen birçok farklı olayın sebep olduğu anlamsız bir kuşku kaplıyorsa, “Acaba aldatılıyor muyum?” sorusu içinizi kemirmeye başlayabilir. Böyle hissetmeye başladığınız zamanlarda bu sorunuza cevap bulmak için sizi yönlendirebilecek farklı durumlar ilişkinizde aldatılıyor olduğunuzun sinyallerini verebilir. Aldatma sinyallerini merak ediyorsanız ‘Aldatılıyor olabileceğinizin sinyallerini veren aldatma belirtileri’ yazımıza göz atabilirsiniz. Peki, her aldatma birbiriyle aynı mı diye düşünüyorsanız; aldatma türleri konusunda da bilgi sahibi olmak isteyebilirsiniz. Aldatma türleri hem meydana geliş şekilleri hem de ilişkide yarattığı etkiler açısından farklılık gösterdiğinden hangi davranışın hangi aldatma türü ile ilişki olabileceğini öğrenmekte fayda var. Aldatma türlerini öğrenmek ve aldatmayla başa çıkmanın yolları hakkında fikir sahibi olmak için yazımızı okumaya devam edebilirsiniz. İşte en yaygın aldatma türleri:

1. Cinsel aldatma

Cinsel aldatma, çoğu insanın ‘aldatma’dan anladığı aldatma türüdür. Tek eşli bir ilişkideyken, partnerlerden birinin bir başkası ile cinsel birliktelik yaşaması bu aldatma türüne girer. Bu tür, ilişkilerde en yaygın aldatma türlerinden biridir. Çoğu zaman çiftlerin ayrılığına neden olur.

2. Fiziksel aldatma

Fiziksel aldatma, cinsel aldatmadan farklı olarak seks olmadan gerçekleşen fiziksel yakınlaşmadır. Bir ilişki içerisindeyken başka biriyle öpüşmek, el ele tutuşmak, sarılmak gibi fiziksel temaslar fiziksel aldatmanın örnekleridir. Cinsel aldatmadan ‘daha masummuş’ gibi görünse de fiziksel aldatma da en az cinsel aldatma kadar incitici ve yıkıcıdır ve kabul görmesi çok zor olduğundan çoğu zaman ayrılıkla sonuçlanabilir.

3. Dijital aldatma

Teknolojinin hayatımızın her alanında olduğu bir gerçek, buna sosyalleşme alışkanlıklarımız, romantik ilişkilerimiz, flörtleşme şekillerimiz de dahil… Sosyal medya platformlarının ve flört uygulamalarının giderek arttığı günümüzde, aldatma eylemi de yeni bir bağlamla karşımıza çıkıyor: Dijital aldatma. Arkadaşlık sitelerinden, sosyal medya hesapları ya da flört uygulamaları aracılığıyla başkalarıyla romantik paylaşımlarda bulunmak, yazışmak ya da erotik birtakım etkileşimler de bulunmak dijital aldatmanın örneklerini oluşturabiliyor. Genellikle partnerlerden birinin telefonda, bilgisayarda, sosyal medya hesaplarında çok fazla vakit geçirmesi bu tür aldatmanın bir sinyali olarak değerlendirilebiliyor.

4. Duygusal aldatma

Duygusal aldatma, biraz daha bulanık hislerin başladığı ve işlerin sarpa sardığı yerde ortaya çıkar. Partnerlerden biri duygusal olarak aldattığında, başka biriyle duygularını, hislerini, deneyimlerini, mutluluk ve üzüntülerini paylaşarak yakınlık kurabilir. ‘Eli elime değmedi, öpüşmedik bile, yakınlaşmadık ki’ şeklinde savunucu cümlelerle aklanmaya ve ‘Sadece arkadaşız’ cümlesiyle üstü kapatılmaya çalışsa da tıpkı fiziksel ve cinsel aldatma gibi aldatılan taraf açısından kabul edilmesi zordur. Yakın arkadaşlık ile karıştırılmaması gereken duygusal aldatmada, aldatan taraf partnerinden duygusal olarak uzaklaşır; teselliyi, mutluluğu, romantizmi başka birinde arar ve bu durumu gizli tutmaya çalışır.

5. Mikro aldatma

Mikro aldatma, isminden de anlaşılabileceği üzere belki büyük bir aldatma olarak değil ama aldatma olarak yorumlanmaya açık küçük davranış biçimlerini içeriyor. Partnerinizin güvenini sarsabileceğini ya da onu üzebileceğini düşündüğünüz bir şeyi yine de yapmayı tercih etmeniz, ilişkinizin sınırlarını zorlamaya çalışmanız mikro aldatma sayılabiliyor. Örneğin, herhangi bir bahane ile eski sevgilinizde iletişim kurmaya çalışmanız, sizi partnerinizden uzaklaştıracak şekilde başka biriyle iletişim kurmaya çalışmanız ya da samimi diyaloglarda bulunmanız mikro aldatma türünün örnekleri olabilir.

Aldatma ile başa çıkma

Peki, insanlar neden aldatır? Bu sorunun cevabı kişiden kişiye, ilişkiden ilişkiye değişiyor olsa da yaygın olarak aldatma eyleminin altında duygusal, fiziksel ve sosyal nedenler barınabilir. Yeni bir heyecan arama isteği, ‘Acaba ne olur ya da acaba yapabilir miyim’ merakı ya da kişilerin mevcut ilişkilerindeki bir boşluğu doldurmak için arayışta olmaları aldatmayı onlar için cazip hale getirebilir. Ancak, sebebi ne olursa olsun sonuçları genellikle iki taraf için de yıpratıcı olabilir.

Diğer yandan, yukarıda yer alan aldatma türlerine örnek olabilecek her davranış, her ilişkide aldatma olarak sayılmayabilir. Çünkü herkesin, herkes çiftin aldatma tanımı farklıdır ve ilişkilerinde neyin uygun olup olmadığını belirlemek partnerlerin kendilerine aittir. Bu davranışları erkenden belirlemek başarılı bir ilişkinin sırrıdır.

İlişkinizdeki sınırları mümkün olduğu kadar ilişkinizin başında konuşmak ilişkinizin gidişatını olumlu etkileyecektir. İlişkinizin şartlarını belirlerken kendinize ve partnerinize karşı gerçekten dürüst olmaya çalışın. Flörtöz biri olduğunuzu biliyorsanız, bu konuda açık olun; bastırmaya çalışmayın, bu sayede anlaşmaya varma olasılığınız yükselebilir ve uzlaşabilirsiniz. Ayrıca, partnerinizin bu gibi konulara yaklaşımını öğrenerek de uygun bir yol izleyebilirsiniz.

Eğer sınırlar koyamadıysanız ya da bir sebepten ötürü aldatılan sizseniz bu konuda acele karar vermemeniz gerektiğini kendinize hatırlatabilirsiniz. Ne istediğinizi ne hissettiğinizi düşünmek için kendinize zaman ayırarak, partnerinizi dinleyerek, bu ilişki üzerinde çalışmaya devam etmek isteyip istemediğinize karar vererek sizin için en iyi olacak adımı bulabilirsiniz. Yaşadığınız bu deneyim çok acı olsa da gerçekten ne yapmak istediğinize karar verdiğinizde kendinize daha iyi bakabilir, yas sürecini yönetebilirsiniz. Dalgalar halinde yaşayabileceğiniz duygularınız için kendinize yüklenmemeyi ve şefkat göstererek süreci kabul etmeyi deneyebilirsiniz.

Öte yandan, aldatan kişi iseniz, yaptıklarınızın sorumluluğunu almanız gerektiğini unutmamalısınız. Partnerinize vereceğiniz acı ölçülemez, kıyaslanamaz olsa dahi, gerçeği söylemek darbeyi yumuşatmaya yardımcı olabilir. Onun hiç beklenmedik bir şekilde bunu öğrenmesindense sizin dürüstçe yaptığınızı anlatmanız sorunu çözmek için iyi bir başlangıç olabilir. Aldatmayla yüzleşmek, ilişkinizi önemli ölçüde geliştirmek için size bir şans verebilir; o yüzden bu şansı doğru bir şekilde kullandığınızdan ve ekstra duyarlı davrandığınızdan emin olmalısınız.

Tüm bu açıklamalardan sonra aklınıza bir yandan da aldatan kişinin affedildiği durumda bir kez daha aldatıp aldatmayacağı sorusu geliyor olabilir. Daha önceden yayınladığımız ‘Aldatma bağımlılığı: ‘Bir kez aldatan hep aldatır’ mı?başlıklı yazımızda bu konuya şöyle değinmiştik : Söz konusu aldatmak ve aldatılmak olduğunda, herkesin kendi deneyimlerinden ya da çevresindeki ilişkilerden gözlemlediği kadarıyla belirteceği bir fikri mutlaka var. Bilim dünyasında da aldatmak ve aldatılmak üzerine yapılmış olan çalışmalar, oldukça ilginç sonuçlar ortaya koyuyor. Ancak araştırmalarda elde edilen verilerin genel sonucu, aldatmanın tekrar eden bir davranış olduğu konusunda hemfikir. Wiederman ve Hurd’un oldukları bir araştırma, ilişkileri varken başka biriyle cinsel birliktelik yaşayan erkeklerin %86’sının, kadınlarınsa %62’sinin bunu birden fazla kez yaptıklarına dikkat çekiyor. Burada cinsel aldatmanın tekrar ettiğine vurgu yapılmış olsa da, ortaya çıkan bu sonuç farklı aldatma türlerinin de tekrarlanabileceğine dair ipuçları taşıyor olabilir.

Bu konuda kafanızı kurcalayan daha fazla soru varsa aldatmayı farklı açılardan ele aldığımız aşağıdaki yazılarımıza da göz atabilirsiniz; eğer partnerinizde aranızda çözmekte zorlandığınız sorunlar varsa bu konuda çift terapisini deneyebilir, bir uzmandan destek alarak ilişkinizi güçlendirebilirsiniz:

Bilmediğiniz yönleriyle bildiğimiz en eski alışkanlık: Aldatmak
Mutlu çiftler neden birbirlerini aldatır?
Aldatma ve kıskançlık duygusunun evrimsel temelleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale