X

En güçlü 7 gıda ikilisi

Fıstık ezmesi ve muz, balık ve roka, domates ve fesleğen, karpuz ve peynir… Bazı yiyecek ikililerini birbirinden ayrı düşünmek neredeyse imkansız gibi. Bir araya geldiklerinde lezzetlerini ikiye katlayan bu muhteşem ‘gıda ikilisi‘ gruplarından bazıları ise, lezzetlerinin yanı sıra içeriklerinin daha iyi emilmesi için birbirine destek oluyor. 

Hangi yiyeceklerin bir araya geldiklerinde besin değerlerinden maksimum düzeyde faydalanabileceğinizi biraz araştırdık ve güçlerini birleştirdiklerinde sağlığımıza olan faydaları maksimum düzeye ulaşan en iyi gıda ikililerini sizler için bir araya getirdik. 

1. Kalsiyum + İnülin = Sağlıklı mide, güçlü kemikler

Eğer daha önce midenizle ilgili problem yaşadıysanız, sindirim sisteminizdeki yararlı bakterilerin dengesini sağlamada yardımcı olan inülinden (bir çeşit lif) mutlaka haberiniz vardır. Bir çeşit doğal prebiyotik olan inülin ayrıca kalsiyum emilimini artırdığı için kemikler için de son derece faydalı bir bileşen. İnülini ve kalsiyumu takviye olarak bir arada alabileceğiniz gibi, doğal olarak bazı gıdaların içinde de bulabilirsiniz. 

En zengin kalsiyum kaynakları: Süt, yoğurt, peynir, brokoli, kara lahana, yeşil yapraklı sebzeler, somon, sardalya, badem, portakal suyu, soya ya da badem sütü.

En zengin inülin kaynakları: Enginar, karahindiba yaprağı, soğan, sarımsak, pırasa, muz, tam buğday unu, yulaf, kuşkonmaz, yer elması.

Örnek öğünler:

– Kahvaltı: Az yağlı süt, yulaf ezmesi ve muz.
– Öğle yemeği: Kuşkonmaz ızgara, üzerine peynir rendesi.
– Akşam yemeği: Somon buğulama, yanında soğan ve yer elması ile.

2. Kalsiyum + D vitamini = Güçlü kemikler

Kemikleri güçlendiren kalsiyumun emilebilmesi için, vücudunuzun yüksek miktarda D vitaminine ihtiyacı vardır. Bu nedenle D vitamini içeren besinlerle kalsiyum tüketmek, besinler aracılığı ile aldığınız kalsiyumun çok daha fazlasının emilmesine yardımcı olur.

En zengin kalsiyum kaynakları: Kara lahana, brokoli, süt, yoğurt, peynir.

En zengin D vitamini kaynakları: Somon, sardalya, mantar, ton balığı, mantar, ringa balığı, yumurta sarısı.

Örnek öğünler:

– Kahvaltı: Brokoli ve peynirli omlet.
– Öğle yemeği: Tam tahıllı ekmeğin üzerine ton balığı ezmesi ve az yağlı peynir.
– Akşam yemeği: Sote kara lahanayla birlikte, somon ızgara.

3. E vitamini + C vitamini = Daha iyi gören gözler

Gözleriniz daha iyi görsün istiyorsanız, sarı nokta hastalığını önlemeye yardımcı olan E vitamininden bol bol almanız gerekiyor. Eğer E vitamini ile birlikte C vitamini de alırsanız, her iki vitaminin de vücut tarafından emilmesi çok daha kolay hale geliyor ve hem bağışıklık sisteminiz hem de görme sağlığınız aynı anda destekleniyor.

En zengin E vitamini kaynakları: Badem, fıstık, bulgur, ay çekirdeği, soya fasulyesi, somon, hamsi.

En zengin C vitamini kaynakları: Turunçgiller, kivi, dolmalık biber, brokoli, Brüksel lahana, domates, çilek, patates.

Örnek öğünler:

– Kahvaltı: Fıstık ezmeli ekmek ve yanında çilek dilimleri
– Öğle yemeği: Ayçiçek yağında sotelenmiş Brüksel lahanası, yanında bulgur ile.
– Akşam yemeği: Hamsi buğulama, yanında buharda pişirilmiş brokoli ile.

4. Demir + C vitamini = Daha fazla enerji

Kendinizi sürekli yorgun hissediyorsanız, kaslarınıza, beyninize ve bütün vücudunuza oksijen taşınmasını sağlayan demirden yeterince almıyor olabilirsiniz. Kendi başına hastalıklarla ciddi bir şekilde savaşan C vitamini ise hem hücrelerinizin daha fazla demir almasını sağlar hem de diş etlerinizin, kalbinizin ve cildinizin sağlığını korur.

Demiri, bitkisel (meyve, sebze, baklagiller) ve hayvansal besinlerde (kırmızı et, tavuk, yumurta) bulabilirsiniz. Fakat vücudunuz bitkisel besinlerdeki demiri absorbe etmede zorlandığı için, beraberinde C vitamini almanız demir emilimini artırmanıza yardımcı olacaktır. 

En zengin demir kaynakları: Ispanak, yulaf ezmesi, tofu, buğday tohumu, kinoa, nişastalı baklagiller (kuru fasulye, soya fasulyesi, fava, nohut), kırmızı et, ciğer, yumurta. 

En zengin C vitamini kaynakları: Turunçgiller, kapya biber, kivi, çilek, domates, dolmalık biber, brokoli, Brüksel lahanası, patates.

Örnek öğünler:
– Kahvaltı: Biberli omlet ya da çilekli yulaf ezmesi.
– Öğle yemeği: Nohut yemeği, yanında bulgur pilavı ile. 
– Akşam yemeği: Köfte, yanında haşlanmış biber, brokoli ve Brüksel lahanası ile.

Dilerseniz en zengin demir kaynaklarından biri olan yumurtanın faydalarını ve besin değerlerini öğrenmek için tıklayabilirsiniz.

5. K vitamini + Sağlıklı Yağlar = Sağlıklı kalp ve kemikler

Eğer doğru tipte, yani sağlıklı yağlar tüketirseniz, zararını değil faydasını görürsünüz. Omega-3 ve diğer mono ve poli doymamış yağların, kolesterolü düşürmek gibi çok önemli görevleri bulunuyor. Ayrıca vücut, kanın pıhtılaşması ve kemikler için son derece önemli olan K vitamini de dahil olmak üzere, bazı vitaminlerin yağ olmadan emilmesini sağlayamıyor. Bu nedenle özellikle A, D, E ve K vitaminlerince zengin besinleri mutlaka sağlıklı yağlarla bir arada tüketmek gerekiyor. 

En zengin K vitamini kaynakları: Kara lahana, ıspanak, pazı, turp yaprağı, brokoli, lahana, Brüksel lahanası.

En zengin sağlıklı yağ kaynakları: Kabuklu yemişler (ceviz, badem, fıstık, kaju) ile zeytin, badem, kanola, keten tohumu, fındık, kavrulmuş susam ve avokado gibi yağlar.

Örnek öğünler:

– Kahvaltı: Ispanaklı omlet, yanında dilimlenmiş avokado ile.
– Öğle yemeği: Zeytinyağında sotelenmiş pazı, ıspanak ya da brokoli.
– Akşam yemeği: Fırında bademli brüksel lahana.

6. Beta karoten / A vitamini + Sağlıklı Yağlar = Parlak bir cilt

Emilmesi için yağa ihtiyaç duyan ve vücutta A vitaminine dönüşen beta karoten, cildinizi gençleştirir ve parlatır. A vitamini aynı zamanda sağlıklı bir bağışıklık ve üreme sistemi için de hayati önem taşır. Fakat A vitamini de yağda çözünün bir vitamin olduğu için absorbe edilebilmesi için tıpkı K vitamininde olduğu gibi, sağlıklı yağlarla birlikte almanız gerekir.

En zengin beta karoten kaynakları: Havuç, bal kabağı, kayısı, kavun, tatlı patates, kıvırcık kara lahana, ıspanak.

En zengin sağlıklı yağ kaynakları: Kabuklu yemişler (ceviz, badem, fıstık, kaju), zeytin, badem, kanola, keten tohumu, fındık, kavrulmuş susam ve avokado gibi yağlar.

Örnek öğünler:

– Kahvaltı: Kuru kayısı, badem ve cevizli yulaf ezmesi.
– Öğle yemeği: Zeytinyağı ya da kanola yağıyla, fırında tatlı patates.
– Akşam yemeği: Havuç dilimleri ve humus.

7. Çinko + Sülfürlü bileşikler = Güçlü bir bağışıklık sistemi

Soğan ve sarımsak severlerin dikkatine: Bu iki keskin aromalı bitki, yemeklere tat vermekten çok daha fazlasını yapıyor. İçerdikleri sülfür bileşikleri, çinkonun emilimini hızlandırıyor. Bağışıklık ve yaraların iyileştirilmesinde önemli rol oynayan çinko ise, tam tahıllı gıdalarda bol miktarda bulunuyor.

En zengin çinko kaynakları: Esmer pirinç ve tam tahıllı ekmek de dahil bütün tam tahıllı gıdalar, baklagiller.

En zengin sülfür kaynakları: Soğan, sarımsak, pırasa.

Örnek öğünler:

– Kahvaltı: Light krem peynir sürülmüş bir dilim tam tahıllı ekmek ve üzerinde dilimlenmiş taze soğan
– Öğle yemeği: Esmer pirinçli pırasa yemeği.
– Akşam yemeği: Karamelize soğanla pişirilmiş bulgur pilavı.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale