X

Empatiye bilimsel bakış: Bireylerde empati duygusunun oluşumu ve gelişimi

Bireylerde empati duygusunun gelişimi

Empati; karşınızdaki insanın duygularını, düşüncelerini ve hislerini anlayabilmek ve buna uygun tepkiler verebilmek olarak tanımlanmaktadır. Jeremy Rifkin isimli yazar, empatinin 30.000 yıllık geçmişini araştırmak ve insandaki empati duygusunun evrimini incelemek üzere çalışmalar yapmaya karar vermiş. Biz de Rifkin’in çalışmalarının özeti niteliğindeki bir kısa film çalışmasını sizlerle paylaşmak istedik.

Özellikle son 10 yıldır evrimsel biyoloji, sinirbilim ve insan gelişimi alanlarında heyecan verici ve ilginç değişimler yaşanıyor. Yeni bilgilerin bir çoğu insanlığın başlangıcından beri var olan dinamikleri yeniden inceleyebilmemize ve insan doğasını anlamamıza yardımcı oluyor.

Psikoloji alanında gerçekleşen bu ilginç değişimlerden biri de insanlardaki empati duygusunun nasıl geliştiğini ve evrimleştiğini inceleyen; bu duyguya bağlı olarak ortaya çıkmış olan tüm yapıları, sahip olunan tüm varsayımları ortadan kaldıran bir yenilik.

90’lı yılların başında İtalya Parma’da yer alan bir laboratuvarda o zamanlar her yerde bulunmayan MRI makinesi (beyin dalgalarının ölçümünü yapabilen bir alet) ile deneyler yapılıyordu. Bu deneylerden biri, önüne yer fıstığı koyulmuş olan bir maymunun fıstığı yemek için hangi süreçleri izlediğini incelemeyi amaçlıyordu. Fıstığın kabuğunu kırmaya çalışan maymunların nöronlarındaki dalgalar kaydediliyor, buna göre öğrenme süreçleri analiz edilmeye çalışılıyordu.

Bir akşam laboratuvara bir laboratuvar çalışanı girdi ve yanlışlıkla masanın üzerinde duran fıstıkların bir kısmını yiyerek açlığını bastırmaya çalıştı. Bunu gören maymunda kısa sureli bir şok etkisi yaşandı çünkü maymun, insanın fıstık yerken kendisiyle aynı süreçleri izlediğini fark etti.

Maymunun beyin dalgalarını inceleyen bilim adamları, maymunun fıstık soyarken beyninde çalışan bölgeleri incelediklerinde, bu bölgelerin insandaki bölgelerle aynı olduğunu buldular. Fakat ellerinde buna dair başka bulgular olmadığı için, MRI makinasının bozulmuş olabileceğini düşündüler.

Daha sonra aynı süreçleri diğer primatlarla, özellikle insan beynine yakın bir beyin yapısı olan şempanzelerle tekrar deneme kararı aldılar. Yapılan uzun denemeler sonucunda ortaya yeni bir bulgu çıktı: ayna nöronlar.

Bu bulgulara göre insanlar bazı duyguları gözlemleyerek taklit etme ve aynı duyguları hissedebilme özelliğine sahip. Yani, karşınızdaki insanın sinirliyken, kızgınken ya da neşeliyken hissettiği şeyleri, bu kişilerin hareketlerini gözlemleyerek hissedebilmeniz mümkün. Bu süreçte beynin farklı bölgelerindeki ayna nöronlar, karşımızdaki insanın beynindeki bölgeyle aynı bölgemiz harekete geçiyor ve hislerimizi, hareketlerimizi, duygularımızı etkiliyor.

Ayna nöronlar çok ilginç ve büyük bir buluş olmasına karşın, çok daha kapsamlı ve detaylı araştırmaların başlangıcı niteliğinde. Ayna nöronlarla yapılan kapsamlı bir araştırma, şiddet, stress, öfke gibi olumsuz duygular karşısında ayna nöronların harekete geçmediği; sosyalleşme, bağlılık, duygusallık, arkadaşlık gibi olumlu duygular karısında harekete geçtiğini gösteriyor. Yani, ayna nöroların ‘ait olma’ duygusuyla bire bir bağlantısı bulunuyor. Burada da işin içine empati giriyor.

Peki, empati nedir? Bu sorunun cevabı biraz karışık. İnsanoğlu bebekliğinden itibaren empati duygusunu taşır. Aynı odada yatan bebeklerden biri ağladığında, diğerleri de ne için ağladıklarını bilmeden ağlamaya başlarlar. 2 yaşından itibaren bir bebek aynaya baktığında, karşısında gördüğü şeyin kendisi olduğunun bilincine varır. Bu zamanlar, empatinin ilk gelişmeye başladığı yıllardır. Bu yıllardan sonra çocuklar, çevrelerindeki insanların yaptıklarını gözlemleyerek ve kendi yaşantılarıyla bağlantılar kurarak  duyguları tahmin etmeye ve deneyimlemeye başlarlar.

httpv://www.youtube.com/l7AWnfFRc7g

Öz değer, empatinin gelişmesiyle başlar. 8 yaş civarında çocuklar, ölüm ve doğum gibi kavramları sorgulamaya ve nereden geldiğini merak etmeye başlar. Yalnızca tek bir hayata sahip olduklarının, zayıf ve savunmasız olduklarının ve bir gün öleceklerinin farkına varırlar. Bu zamanlar, var olmanın bilincine varıldığı yıllardır. Hayatın değerini anlayan çocuk, kendi yaşam öyküsünü yazmak üzere bir yola çıkar. Bu yolda diğer insanların ya da hayvanların yaşamları için neler yaptıklarını, hayatlarını nasıl değerlendirdiklerini görmek ve kendi hayatını buna göre düzenlemek ister. Diğer insanlarla olan ilişkisinin yol arkadaşlığı olduğunu, herkesin aynı amaç için yaşadığını, herkes için zamanın değerli olduğunu ve herkesin bir gün öleceğini fark eden birey, diğer insanlarla empati sürecine girer.

Empati, ütopyanın tam tersi bir kavram olarak adlandırılabilir. Ölümün olmadığı, mücadele edilmeyen, zorluk yaşanmayan bir dünyada empati duygusunun gelişebilmesi mümkün değildir. Empati, ölüm ve yaşam arasındaki dengeyi bulma sürecinde ortaya çıkar; zayıflıklarımızdan ve eksikliklerimizden beslenir.

Bilinç kavramının değiştiğini, insanoğlunun geçmişteki beyin yapısının bugün çok daha farklı olduğunu biliyoruz. Peki, bu değişim tarihi olayları nasıl etkiliyor? Tek bir insanın tüm insanlığı, hatta diğer türleri zihinsel süreçlerle etkileyebilmesi mümkünse, dünyada yaşanan olumsuzlukları yok etmek ve dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirebilmek mümkün mü?

Empati tüm dünyaya dokunabilen, büyük ve görünmez bir el gibidir. Daha gelişmiş bir toplum olmanın yolu empati kurmaktan geçer ve toplum geliştikçe, empati kurabilen insan sayısı artış gösterir.

İlk toplumlarda yaşanan kabile hayatı, yalnızca bir arada yaşayan insanların bir arada olmasına ve dağın öte yakasındaki kişilerle herhangi bir iletişimlerinin olmamasına neden oluyordu. Yani insanların iletişimi yalnızca kan bağı olan ve bir arada yaşadıkları insanlar aracılığıyla gerçekleşiyordu. Tarıma geçiş, yazının bulunuşu gibi şeylerden sonra, yani insanoğlu bugünkü formuna yaklaştıkça, diğer insanlarla olan iletişimimiz artış gösterdi. Dinler ortaya çıktı ve farklı iletişim kanalları oluştu. Aynı dine mensup olan ve aynı amaçları taşıyan insanlar birbirleriyle empati kurmaya başladı.

19. yüzyılda gerçekleşen endüstri devrimiyle birlikte, ekonominin dinamikleri ve milliyetçi yaklaşımlar ön plana çıkmaya başladı. Tıpkı dinlerde olduğu gibi, bu sefer aynı milletten olan insanlar birbirleriyle empati kurmaya başladılar.

Bu gelişimi baz aldığımızda, artan teknolojik yenilikler ve globalleşme sayesinde, tüm dünyayla empati kurabilmemiz mümkün olacak gibi bir çıkarımda bulunmak yanlış olmayacaktır.

Bunun en yakın örneği Haiti’de yaşanan deprem sırasında yaşanmıştı. Haiti’de deprem olduktan 1 saat sonra bu haber sosyal medyada tüm dünyaya yayıldı. 2 saat sonra olayla ilgili videolar Youtube’a düşmeye başladı ve 3 saat sonra tüm insanlar empati duygularını Haiti’yle paylaşmaya ve bir şekilde yardıma koşmaya çalıştı.

Sonuç olarak empati duygusunu geliştirmenin yolunun tüm dünyayla bağlantımız olduğunu düşünmekten ve iletişimde olduğumuz grupları mümkün olabildiğince genişletmekten geçtiğini bilmeliyiz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale