dummy

Empati ve bilinçli farkındalık: Dikkati şimdiye getirmenin önemi

shutterstockshutterstock

Çinli filozof Chuang Tzu, empatinin tüm varlığımızla dinlemeyi gerektirdiğini söyler. Tüm varlığımızla dinlemek nedir? Kulakla duymak, zihinle anlamanın sınırlarının ötesinde, kalple hissetmek, ruhumuzla anlamak için tüm varlığımızın boş olması demektir. Yani geçmiş, gelecek olmadan sadece anda var olmak ve o anın sorumluluğunu almak gerekir. 

dummydummy

Empatinin gerektirdiği dikkati şimdiye getirmek kolay değildir. Genelde empati yerine tavsiye verme, teselli etme, kendi hikayelerimizden örnek verme eğilimine sahibiz. Bu eğilim, durumu düzeltmeye yardımcı olmak ve karşımızdakinin kendini iyi hissetmesini sağlamamız gerektiğine olan inancımızdan kaynaklanır. Bazen de karşı taraf bir tetikleyici olabilir. Bu durumda da savunma mekanizmalarımız otomatik olarak devreye girer çoğu zaman. Dikkatimizi; problem çözmek, savunmaya geçmek veya diğerini rahatlamak için bir çabaya girmek yerine, karşımızdakinin kendini tümüyle ifade etmesine alan açmaya vermek empatinin ilk basamağıdır. Bunu bir Budist atasözü çok iyi anlatıyor: “Bir şeyler yapmayı bırak, öylece dur.” Karşı tarafı empatiyle dinleyebilmek için ise kendimizin de empatiye ihtiyacı olduğunu hatırlamak önemlidir.

İlgili yazı: Bir başkasını dinlemek ve empati kurmak bize neler kazandırıyor?

empatiempati
Karşımızdaki insanın kendini tümüyle ifade etmesine alan açmaya vermek empatinin ilk basamağıdır.

Dikkati şu ana getirmek için neler yapılmalı?

Önerilere, hikayelerimize ya da savunmaya geçtiğimizi farkettiğimizde yapabileceğimiz şey dikkati şu ana getirmek için, durup bir nefes almalı, kendi sinir sistemimizdeki dalgalanmayı izlemeli ve kendimize de regüle olmak için zaman tanımalıyız. Hatta bazen özellikle tetiklendiğimizi farkettiğimiz anlarda ortamdan uzaklaşmak iyi bir fikir olabilir. Zihne üşüşen düşüncelerin ötesine geçip derinlerimizdeki ihtiyacı görebilmek, karşı tarafa da yaklaşımımızı dönüştürür. Bu farkındalık hali için yavaşlama pratiğine ihtiyaç vardır. Modern yaşama hakim olan hız, “olmak” yerine “yapmak” odaklı hayatlarımız, içimizde olan bitene karşı ilgisizliğimiz, an’da olanı farketmemizi engeller çoğu zaman. Bilinçli olarak yaşamak yerine otomatik tepkilerimiz, öğrenilmiş davranışlarımız hakimdir hayatımıza. Dolayısıyla kendimize gösteremediğimiz empatiyi karşı tarafa da vermek mümkün olmaz. Otomatik davranışları bilinçli farkındalığa dönüştürmek için ise öncelik yine farkına varmaktır. İşte bu farkına varma hali için yavaşlamak, bazen durmak ve gözlemlemek önemlidir.

Bilinçli farkındalık nedir?

Bilinçli farkındalık dediğimiz şey, o anda var olan her ne ise izlemekten başka bir şey değildir. Keskin ve ince bir dikkat ile anda var olan her ne ise fark etmek ve değiştirmeye çalışmadan gözlemlemektir. Nefesi izlemek iyi bir başlangıçtır; çünkü tamamen kendi içinizde olan bir şeydir nefes ve dikkati dış uyaranlardan ayırıp şimdiki ana rahatlıkla davet eder. İçimizde olanı, insan olarak kendi ihtiyaçlarımızı fark ettiğimizde ve anlayış getirdiğimizde, karşı tarafa da anlayış getirmek kolaylaşır. Bu tarz bir farkındalıklı empatinin her iki taraf için de müthiş bir iyileştirici etkisi vardır.

İlgili yazı: Zihnin ilacı: Bilinçli farkındalık (Mindfulness)

Psikolojide humanistik yaklaşımın kurucusu olarak bilinen Amerikalı psikolog Carl Rogers, empatinin, empati verilen taraf üzerindeki etkisi için şöyle bir yorum yapar: “Birileri beni gerçekten dinlediğinde ve duyulduğumu hissettiğimde dünyamı yeni bir bakış açısı ile yeniden algılayabiliyor, hayatıma devam edebiliyorum. Biri sizi dinlediğinde, daha önce çözümsüz gibi gelen şeylerin çözülebilir hale geldiğini görmek hayret verici. Biri sizi gerçekten dinlediğinde, içinden çıkılmaz gibi görülen karışıklıklar berraklaşmaya ve su gibi akmaya başlar.” Carl Rogers’ın anlattığı şekilde farkındalıklı empati veren kişi için ise gözlemleme, anda kalma pratiği ve alışkanlığı olduğundan dolayı dönüşüm çoktan başlamıştır bile.

Azize Şahin: 2006 yılında, Osho’nun meditasyonlarıyla yoga ve meditasyon öğrenciliğim başladı. Bu yolculukta bir workshop için gittiğim Hindistan’da eğitmen olmaya karar verdim ve ilk hocalık eğitimimi, 2009 yılında Zeynep Aksoy’dan aldım. Eğitimden hemen sonra Cihangir Yoga’da dersler vermeye başladım. David Cornwell ile Meditasyon Eğitmenlik Eğitimi, Mindfulness, Svagito Liebermeister ile Danışmanlığın Zen Yolu, İnsanlarla Çalışmak, Travmaları İyileştirmek, Somatic Experiencing gibi dönüşüm sağlayıcı eğitimler aldım. Çeşitli eğitimler ve sertifika programlarıyla özellikle aktif meditasyonlar, mindfulness ve bedensel terapi alanında kendimi geliştirmeye devam ederken, akademik olarak Üsküdar Üniversitesi’nde Uygulamalı Psikoloji alanında yüksek lisans yapıyorum. 2006 yılından beri hem kendi deneyimlerim hem de birlikte çalıştığım insanlarda, farkındalık çalışmalarının şifayı beraberinde getirdiğine tanıklık ettim. Her türlü konuda, çözüm dışardan değil, içerden geliyordu ve yöntemler alışık olduğumuz gibi karmaşık değil çok basitti. Bu farkındalığım, hayatımın amacını belirlememi sağladı: “Meditasyon öğretmek ve her insanın kendi içindeki bilgeliği ortaya çıkarmakta bir rehber olabilmek.” Bu amaç çerçevesinde, kişisel dönüşüme meditatif bir bakış açısıyla bireysel terapiler ve nörobilim temelli farkındalık, odaklanma ve stres yönetimi konularında workshoplar ve kurumsal eğitimler veriyorum.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp