X

Emekle yarattığımız hikayemizdeki sürprizler

“Bu durumu yaşayan bir başkasına nasıl yaklaşırsın” Benim için hep çok etkili bir soru oldu. Tek başına hem olaylara daha objektif bakmayı hem de olayın dışında kalmayı sağlıyor. Bazen bir sergiye gidip o eserlere bakarken hissettiğimiz gibi her zaman ana mesajı anlamak kolay olmuyor ama diğer yandan bu anlamsızlığa takılmadan baktığımızda zihnimizi nasıl boşalttığını deneyimliyor, mutlaka bir şeyler anlıyor, öğreniyoruz. Yargılamadan baktığımız her an sanki sanatçı ve eserle bir iş birliği haline geçebiliyoruz, sanki bize destek için orada bekliyorlar 🙂

Hikayemizde türlü sürprizlerden biri bu sanat eserlerine bakarken ortaya çıkabiliyor veya zihnimizi boş bırakabildiğimizde, peki bir de bunun aksi olduğunda sıkışmış hissettiğiniz anlarda bazen sadece yaşanan olumsuz duruma odaklandığınız sizin de oluyor mu? Yaşanan olumsuzlukların bir yaratma sancısı olduğunu anlamaya başladığımdan beri bu konuyu farklı yorumlamaya başladım. Aylarca emek verdiğim şeyin bir anda filizlenmesi, değişim için attığım küçük bir adımın büyüyerek geri dönmesini kaç kez deneyimlemişimi sayamıyorum. Önümdeki günler için de benzer şeylerin olacağına delalet olan bu deneyimler, içimde bazen coşku yaratıyor.

Kendime zaman açtığım, tek başınalığımın keyfine vardığım bazı anlar var ki coşkuyla yaratıcılık kol kola gidiyor. Gerçekten boş bir zihinle kabuğun dışına çıktığımızda aslen hepimizin ne kadar yaratıcı düşünebildiğine inancım artıyor, nasıl ki doğaya bakınca sonsuz renk skalası varken belli renkler arasından seçim yapmak zorunda kalıyorsak aynı yerden çok uzun süre bakınca da benzer duruma düşüyoruz. Yaratıcılığın doğuştan gelen bir kısmı olduğuna inansam da “yaratımcı düşünce” hepimizin içinde olan ve ancak zihni boşaltınca ortaya çıkan bir durum. Bu ortamı birinin sağlamasını beklemek nafile oluyor çoğu zaman, bilinçli seçimlerle bu ortamı yarabilir, seçebilir ve de kalıcılığını sağlayabiliriz. Bir ilham anı geldiğinde onun üzerine niyet ve bilinçli çaba ile gitmek çok yeni konularda bize fırsat verebilir.

“Yaratıcı özerklik” ifadesi burada çok kıymetli geliyor bana, zihindeki sesleri susturmayı sağlayan bizi özgürleştiren o özerklik. Rich Rubin’in de söylediği gibi, “Dünya sadece sanatçılara sağladığı özgürlük kadar özgürdür.” Ve bu özgürlüğü ancak zihnimizi susturduğumuzda fark ederiz.

Aslında sadece geleceğe bakarken yeniden bir şey yaratmanın değil, geçmişteki malzemeyi de daha iyi hale getirmenin önemini görüyorum. Yakın zamanda okuduğum Japon felsefesinden “Kintsugi” formu değişen bir şeyin eskisinden de iyi bir hal alabileceğini çok güzel anlatıyor. Kırılan bir obje tekrar eski formuna getirilirken aslında her bir parça yeniden ve farklı şekilde yerine konuyor, bu parçalar yeni yaşanmışlıklarla bütünün dönüşümünü sağlıyorlar. Her gün var olanı farklı yollarla tekrar yeni forma sokma şansı hepimizde var. Kırılmasından, kopmasından korktuğumuz bazı şeylerin formunu değiştirirsek bir şeyler yaratmak da kaçınılmaz.

Heyecan verici bir şeyin peşine düşmek, amaç edinmeden cesurca yaklaşmak, bunu da eksik ve karanlık yanlarımızın varlığını kabul ederek kusursuz olmayacağını bilerek yapmak ufacık bir koru ateşleyebilir, umulmadık mucizeler getirebilir. Bunun için bizi yoran, sıkıştıran anları fark etmek, ders çıkarmak ve bilinçli şekilde bu durumları yönetmeye odaklanarak başladım ben. Hiç rota belirlemeden evden çıkmak, bir kitapçıda rastgele bir kitabın sayfalarını aralamak, tanımadığınız insanların olduğu bir etkinliğe gidip rastgele biriyle sohbet etmek, küçük ama çok etkili adımlar. Benim birkaç mucizem buradan doğdu, sizinkilerin de benzer şekilde yanı başınızda olduğuna eminim. İleriye veya geriye bir adım atınca her şeyi değiştirebilirsiniz. Mucizelerinize yaklaştığınız güzel günlere.

İlginizi çekebilir: Ömrümüz sürdükçe değişen kimliklerimiz ile nasıl yaşanır?

Didem Sümer Tiryaki: Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji lisans eğitimi ardından Galatasaray Üniversitesi'nde işletme yüksek lisansını tamamladı. Yaklaşık 10 senedir özel sektörde İnsan Kaynakları alanında çalışıyor. Kadın Girişimciler Derneği'nin Geleceğin Kadın Liderleri programından 2013 yılında mezun oldu. Kagider ve Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği'nde öğrenci veya yeni mezun kadınlara mentorluk yaptı. BÜMED'in yürüttüğü Next-Gen programında mentorluk çalışmalarına devam ediyor. Deneyimsel oyun terapisi eğitimleri ardından supervizyonlarını tamamladı ve Oyun Terapisi Uygulayıcısı oldu, son iki senedir gönüllü olarak 2-11 yaş arası çocukları destekliyor. Öğrenmeyi, gezerek/okuyarak veya deneyimlerek yeni bilgiler keşfetmeyi, bu öğrenme ve keşiflerinden insan doğasına dair çıkarımlar yapmayı ve bunları yazmayı seviyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale