X

Elinizi uzatmaktan korkmayın: Başarılı olmak kimseyi tek başına muhteşem yapmaz

Lisedeyken okulun atletizm takımındaydım. O takımda olmayı çok seviyordum. Kısa mesafe koşucusuydum. Ya da hocalarımın öyle bir öngörüsü vardı. 100 metre mesafe için çalıştırılan grubun içindeydim. Gelin görün ki feci bir kısa mesafe koşucusuydum. Çok yavaş çıkış yapıyordum, arayı kapatamıyordum, çabuk kesiliyordum. Yavaş yavaş hocalarımın da benden umudu kestiklerini hissediyordum. Ben yine de her antrenmana koşarak geliyordum çünkü o takımın bir parçası olmak ve koşmak beni çok mutlu ediyordu. Beni takımdan atmama sebepleri muhtemelen acıdıkları içindi. İyi niyetli ve azimliydim. Disiplinliydim. Sevimli ve iyi kalpliydim. Sızlanmadan her denileni yapıyordum ama belli ki takımda yarışmak için gerekli yetenek bende yoktu. O dönem yaşadığım başarısızlık hissini hala hatırlıyorum. Bir gün beni muhtemelen oyalanayım diye uzun mesafe antrenmanına sokmuşlardı. O antrenmanda her ne yaptıysam hocanın dikkatini çekmiş olmalı. “Kim o arkada koşan beyaz şortlu kız?” diye sormuş, “Tam göremiyorum buradan.” “Özlem” diye cevap vermişler. “Hangi Özlem?” demiş. “Ya işte bizim Özlem yok mu? Kısa mesafeci. Uzun antrenmanına girsin bugün demiştiniz.” Emine hocam – kulakları çınlasın- şaşkınlık içinde bakmış. “Çağırın bana Özlem’i” demiş. Sonra da eklemiş “Sakın biz bu kızı yanlış alanda eğitiyor olmayalım?” O günden sonra beni bir ay boyunca uzun mesafe antrenmanlarına soktular. Bir ay sonra liseler arası 800 m yarışında Ankara Şampiyonu oldum. O günden sonra da bir daha hiç kısa mesafe koşmadım.

Yıllar geçti, okullar bitti. O zamanlar çok da bilmeden İnsan Kaynakları kariyerini seçtim. Bugün İnsan Kaynakları kariyerime başladığım günün üzerinden tam 20 yıl geçmiş. İyi ki de bu mesleği seçmişim. Sayısız insan işe aldım, onların kurum içerisindeki kariyer yolculuklarını izledim. Kimilerinin başarılarına, terfilerine şahit oldum. Kimilerinin eşyalarını toplayıp şirketin kapısından çıkışlarını izledim. Bu terfilerin hepsi hayırlı olmadığı gibi, her kapıdan çıkış da bir kaybediş olmadı. Ekiplerinde performans alamadıkları bir çalışan olduğunda her amatör yöneticinin yaptığı gibi soluğu odamda alırlardı. “Bu arkadaşla el sıkışmamız lazım. Olmuyor.” Bu sözü her duyduğumda seneler önce 100 m koşamadığımda beni takımdan atmayan Emine hocam aklıma gelir. “Sakın biz bu kızı yanlış alanda eğitiyor olmayalım?” İçim sızlar. Bir insandan vazgeçmek bu kadar kolay mı? Hayatım boyunca bu cümleyle savaştım. “El sıkışmamız lazım, olmuyor.” Neydi olamamasının ardında yatan? Bir eğitim eksiği mi vardı? Ya da adaptasyon? Belki ikili ilişkilerde yönlendirilmeye ihtiyacı vardı? Ya da belki de yanlış yerdeydi. Doğru yerde bir mücevher gibi parlayacaktı. Ne mutlu ki Emine hocamın izinden giderek yanlış yerlerde olan nice yeteneklerin doğru yerlerde parlamalarına vesile oldum.

Başarılı olmak hiç birimizi tek başımıza muhteşem yapmaz. Bunu sağlayan tek şey yardım elimizi uzatıp bir başkasının muhteşem olmasına vesile olmaktır. “İlişkiler her şeyden önemlidir” demiş. Margaret Wheatley. “Evrendeki her şey birbiriyle ilişki içindedir ve varolmalarının da dayanağı budur. Hiçbir şeyin tek başına varolmasının yolu yoktur.” Kendi kendimize yetebileceğimiz bireyler olduğumuz masalını artık bir kenara bırakmamız gerekiyor. Başta iş hayatında olmak üzere her alandaki başarının temel şartı insanlara karşı değil insanlarla birlikte çalışmaktır. Eğer birlikte çalıştığımız insanların içindeki iyiyi, güzeli, yeteneği çıkarabilmeyi başarabilirsek, bundan daha güzel bir mutluluk ve kazanç yoktur. Herkesin çevresindeki herkese bu gözle bakmasını dilerim. Bu bir ekip arkadaşınız olabilir, komşunuzun çocuğu olabilir, bakkalın çırağı olabilir. Daha doğru bir yere ait olduğunu hissettiğiniz kişilere yardım eli uzatabiliyorsanız yapın! Evet biraz efor sarf edeceksiniz ama size söz veriyorum ki buna değecek. Hepinize güzel bir hafta diliyorum.

 

İlginizi çekebilir: Küçük şeylerin farkına varmak için: 2018 dilek listesi

Özlem Sökmen: Koşucu, anne, sokak hayvanı aşığı, eğitmene dönüşmüş ex İnsan Kaynakları insanı. TED Ankara Koleji ve Hacettepe Üniversitesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu. Unilever, Turkcell, Lafarge, BC ve Arçelik gibi birçok çok uluslu şirketin İnsan Kaynakları departmanında 20 yıl boyunca yerel, bölgesel ve global düzeyde yönetsel kadrolarda görev aldı. Kurumsal hayata en büyük hayali olan “iş hayatına yeni atılanlara profesyonel hayatı ‘hack’lemeyi öğretme aşkıyla” veda etti. Personal Best isimli şirketin kurucusu ve aynı isimli eğitimin yaratıcısı. 2016’da 3 adet uluslararası maraton koşmuş olan Özlem, 15 yaşında bir kız ve sokaktan sahiplenilmiş iki kedi ve iki köpek annesi. İşi, kızı ve sevdikleriyle geçirdiği zamandan arta kalan her anını ormanda, koşu pistlerinde geçiriyor ve genel olarak güzel yemekler, güzel şaraplar ve güzel tatiller için yaşıyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale