X

Elimizde sihirli bir değnek olsa, bu dünyadan neyi silerdik?

“Şimdi diyorum şimdi… Bir deniz, denizde vapur, gökyüzünde martı, semaverde çay olmalı… Bir de çaya yaren…”
Cemal Süreya

Her şeyi baştan yazmak şansımız olsaydı… Yağmuru yaratmak ister miydik? Güneş bir yana kalsın ona gerek yok diyebilir miydik? Su da neymiş canım çamur bize yeter! Belki yeşili silerdik dünya üzerinde. Belki aşkı ortadan kaldırırdık kırılmış kalpleri düşünerek. Belki para derdik her şeyin bu hale gelmesine sebep; yeniden yazmak şansım varken yok edeyim gitsin!

Her şeyi baştan yazmak, yapmak, oluşturmak şansımız olsaydı… Ne yapardık ve neyi yapmazdık? Haydi gelin biraz daha düşünelim, mor rengi silerdik belki dünyamızdan, tüm çiçeklerin, tüm ışıkların, yani mor olan her şeyin kaybolduğunu düşünün bir kere! Sonra bazılarımız siyah diyebilir, siyahlar olmasın bu dünyada… Ne yapardık bir kere geceleri değil mi? Gökyüzünün karardığını bir daha görmek kısmet olmasaydı örneğin, yıldızları öyle parlak parlak izlediğimiz bir şansımız olmasaydı… Sonra belki de diğer yandan kimse kör olmazdı, dünyadan körlüğü de kaldırmış olurduk…

Her şeyi baştan yazmak şansımız olsaydı, dünyadaki sınırları kaldırmak ister miydik örneğin? Kendi kendimize çizdiğimiz Çin sınırından kurtulurduk, aslında dünya ilk kez yaratıldığında ortada olmayan bu sınırın bugün burada olmasına ne gerek vardır değil mi? Sonra insanları bölmeye, A sınırında değil de B sınırında doğdukları için böyle sınıflandırmaya ne gerek vardır değil mi?

Her şeyi baştan yazmak şansımız olsaydı, bu dünyaya dair neyi değiştirmeye kıyabilirdik? Sormak isterim size. Öyle bir denge, öyle bir oluş, öyle bir güzellikle yaratılmış ki herhangi bir şeyi değiştirmeye insanın eli varmıyor değil mi? Hangi rengi çıkartmak mümkün? Hangi hayvanı oldurmamayı yüreğimiz kaldırabilir? Hangi gezegeni istemeyiz gökyüzünde? Hangi yıldız bize fazla gelir? Hangi kadim bilgiyi herkesten saklamaya gücümüz ve insanlığa olan borcumuz yeter!

Her şeyi baştan yazmak şansımız olsaydı tek değişikliği “kendimiz” üzerinde yapabilirdik. O da bazı seçimlerimizi, bazı öğretilerimizi, belki bazı hatalarımızı değiştirmek veya yeniden yaşamak olurdu belki! Ben bugün sizlerle birlikte yeni baştan yazmak şansımıza bir kez daha bakalım isterim…

Bu şans şu an elimizde; şu andan başlayıp kendimizi, hayatımızı, düşüncelerimizi, oluşumuzu, kim olduğumuzu “yeni baştan” yazabiliriz… Sadece inanalım, sadece görelim ki asla geç değil… Asla bize verilmemiş bir şans değil. Asla son nefesimize kadar “hayatımız” elimizden alınmış değil… Gelin biz elimizdekilere, kim olduğumuza ve bu dünyadaki her şey kadar “tek” ve vazgeçilemeyecek olduğumuza bir kez daha şükürle bakalım…

Bugün bambaşka bir gün olsun, unutmayın yeniden yazabileceğimiz tek hikaye bizim hikayemiz! Dünya dönmeye devam et, biz şükürler olsun ki buradayız!

İlginizi çekebilir: Yaptığımız seçimler ve “kaçırdığımız” fırsatlar: İyi ve kötü olanın ötesinde ne var?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.
İlgili Makale