X

Eleştiriyi şefkate çevirmek: Bir içinden geçme pratiği olarak meditasyon

Çoğu zaman olan biten her ne ise, ona takılı kaldığımız anlarda, ya geçmişe yönelip ‘keşke’ inşasına başlarız ya da gelecek için kaygılanırken buluruz kendimizi. Peki hiç günümüzde oldukça popülerleşen ‘anda kal’ mottosu ile sorunlara ya da durumlara bakmamızın nasıl bir yolculuk olduğunu düşündünüz mü?

Çağımız modern yaşamı ve gündelik rutinlerin içinde sıklıkla bir öğüt niteliğinde bize hatırlatılır anda kalmak. Anda kalmak, algı biçimi olarak zamanı doğrusal kavradığımız bir rutin içinde, o rutini bir noktada durdurmak ve bedenen, ruhen ve zihnen içinde bulunulan hali deneyimlemek, o halin içinden geçmek olarak özetlenebilir. İçinde olduğun hal keyifsiz, tatsız, stresli olabilir ancak bu gibi durumlarda çözümün o halden kaçmak yerine içinden geçmek olduğunu hatırlatır bize bu motto.

Kendimize yönelttiğimiz içsel eleştirileri susturup, akışın içinde, olanı olduğu gibi kabul edip yola devam edebilmek çoğu zaman zordur. Çevremizdeki herkesin belli başlı sorunları olduğunu kabul edebilmek, dünya üzerinde her işte başarılı olamayacağımızı fark etmek, bunu sindirmek, sorunlarla içinden geçerek yüzleşmenin bir yolu olarak tariflenir. Ancak her başarısız olduğumuz noktada, başarısızlığa kızmayı fark etsek dahi, bu farkındalığa geç eriştik diye de kendimizi hırpalıyor olabiliriz.

Kendi bedenimden yola çıkarak edindiğim deneyimler üzerinden konuşacak olursam, şiddetli öz eleştiri ya da öz hırpalama kısa vadede daha düzgün beslenmemi ya da  örneğin daha sıkı yoga pratiği yapmamı sağlamış olsa dahi, uzun vadede yaratılan tüm negatif dönüşlerin aslında ihtiyacım olan şeyin tam tersi olduğunu farkedebiliyorum.  Meditasyon pratiği ise bu farkındalığı kazanmamdaki en etkili yöntemlerden biri.

Meditasyon pratiği, kendimize yönelttiğimiz tüm ağır eleştirilere bakma, görme ve kabul edebilme sürecini deneyimlediğimiz bir fırsat.

Uygulama olarak bir çok çeşidi olduğu gibi bilinen ancak en yaygın uygulanan meditasyon çeşidi nefes gözlem meditasyonudur. Nefes gözlem meditasyonu kısaca aldığımız ve verdiğimiz nefese müdahale etmeden, onu saydığımız ve ileri aşamada nefesin beden üzerinde yarattığı hislere bakarak, tam sessizliğe  bürünmeyi araştırdığımız bir çalışma da diyebiliriz.  Başlangıçta gözlerimizi kapattığımız ve dik bir omurgayı bulduğumuz bir oturuşta, hemen düşünceler zihne üşüşür. Bu noktada nefesimizi saymayı bir araç olarak kabul edip, zihnin odağını nefese toplamaya çalışırız. Ancak her ne kadar bu sayma işlemine sadık ilerlemeye çalışsak da, öz eleştiri canavarı hemen ortaya çıkacaktır. “Dün ona ne dedim? O bana ne söyledi? Bunu yapsaydım öyle olmazdı? Şunu yapmadım o yüzden bu geldi başıma. Eyvah ya böyle böyle olursa…” Bu noktada farkındalığı nefese yönelterek, bedene yüklediğimiz negatif bildirimi bir anlığına durdurabiliriz.  O anda ise “Evet, bu oldu, yaşandı. Ama geçmişte kaldı, şu an buradayım ve güvendeyim” diyebildiğimizde ise anlık farkındalığın beden üzerinde pozitif etkilerini açığa çıkarırız. Özünde tamamen güvensiz hissetme anlayışına dayalı öz-hırpalama, kendini ve tüm yaşadıklarını kucaklayarak şefkat geliştirme ile öz-sevgiye yerini bırakacaktır. İyi bir meditasyon pratiğinin ise, olan biten her ne ise, açığa çıkan ne tür bir düşünce olursa olsun, her şeyi olduğu gibi kabul etmeye, onu fark etmeye ve bırakabilmeye dayandığı söylenmektedir. Anda kaldığın, ve her şeyin içinden geçtiğin bir farkındalıkta, iyi ya da kötü bir düşüncenin gitmesine izin vermek, öz sevgiyi inşa edecektir.  O nedenle gündelik olarak düzenli uygulanan meditasyon pratiğinin, daha şefkatli bireyler olmamız yolunda oldukça kıymetli bir yere sahip olduğunu söylesek yanlış olmayacaktır. Günde sadece 5 dk uygulayacağımız bir oturuş, hem kendimizle yeniden şefkat dolu bir buluşmayı bize sağlayacak, hem de öz benliğimizi yeniden inşa etmeye vesile olacaktır.

Not: Nefes gözlem meditasyonu ile daha detaylı bilgi almak isterseniz, www.cevikmaymun.com/blog üzerinden detaylı bir yazıya ulaşabilirsiniz.

 

İlginizi çekebilir: Yoga eğitmeni ya da mimar olmak, işte bütün mesele bu

Fulya Ates: 2012 yılında İTÜ Mimarlık Bölümünü bitirdi. 2014 yılında İTÜ Mimari Tasarım Master derecesini aldı. 2012 yılından bu yana çeşitli ulusal ve uluslararası mimari yarışmalarda ödüller aldı. Mimarlık mesleğini pratik ederken hayatına bir hobi olarak kattığı yoga ve meditasyon çalışmalarını yoga eğitmenlik eğitimi alarak ileri bir boyuta taşıdı. Şimdi mimarlık mesleğinin yanı sıra, kişiye özel ve grup yoga dersleri vererek, beden üzerinden yeni bir mimarlık inşa etmeye ve araştırmaya devam ediyor. Bilginin paylaştıkça çoğaldığına inanarak, www.cevikmaymun.com adresi üzerinden yoga ile ilgili edindiği tüm deneyimleri paylaşıyor. Daimi öğrenci kalabilmek, sürekli öğrenmek en büyük tutkusu.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale