Küçüktün. Annen, baban ya da her ikisi de hiçbir zaman senin hakkında güzel laflar etmediler. Senin de tam olarak bilmediğin bir nedenden dolayı çocukluğun boyunca sana karşı övgüde cimri, negatif eleştiride bonkör davrandılar. Durmadan seni eleştirdiler. Hareketlerini, okuldaki performansını, arkadaş seçimini. Seni başkalarıyla kıyasladılar. Başarılarını görmezden gelirken, en ufak bir hatanda seni yerden yere vurdular.
Eleştirilerinin senin yaptığın herhangi bir hatayla da ilgisi yoktu aslında. Onlar seni, senin varlığında bir hata varmışçasına eleştirdiler. Senin de bu yanlış mesaja inanmanı sağladılar. Kimi zaman eleştirileri hakaret boyutuna ulaştı. Belki onlar da aileleri tarafından durmadan eleştirilerek yetiştirilmişlerdi. Belki seni överlerse şımaracağını düşünüyorlardı ya da çözümleyemedikleri psikolojik sorunlarını sana bu şekilde yansıttılar. Neden böyle davrandıklarını bilmiyorsun. Çocuktun, savunmasızdın. Onların sana karşı olan davranışlarını içselleştirdin. Başarılarının hepsini görmezden geldin. Hatalarının hepsini zihninin içine kazıdın.
Şimdi bir yetişkinsin, çocukluk günlerin çok geride kaldı. Ama zihninde, sana o günlerden miras kalmış ve seni durmadan eleştiren acımasız bir eleştirmen var. Bir de içinde daimi bir korku; eleştirilme korkusu. Evet çıkıp biri seni eleştirecek, karakterin, davranışların, bir işi yapış şeklin yüzünden sana kötü bir laf edecek diye ödün patlıyor. İçinde bir türlü kabuk bağlamayan bir yara var. Kimse seni eleştirmesin ve o yarayı kanatmasın diye kendini saklayarak yaşıyorsun. Yeteneklerini gizliyorsun. Ne arkadaşlarının yanında rahatsın, ne de iş yerinde. Sanki arkadaşların da dahil her an biri senin hakkında kötü laflar edebilirmiş gibi savunmada bekliyorsun. Öte yandan biri senin hakkında güzel bir laf ettiğinde bu senin umurunda olmuyor.
Binghamton Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre anne, babaları tarafından eleştirilerek büyütülen çocuklar, insanların pozitif veya negatif yüz ifadelerine fazla dikkat etmiyorlar. Araştırmaya göre bu davranış, çocukların diğerleriyle olan ilişkilerini etkileyebilir ve yüksek düzeyde eleştiriye maruz kalan çocukların depresyon risklerinin var olmasındaki nedenlerden biri olabilir (James ve ark. 2018). Çocuğun pozitif yüz ifadelerine de dikkat etmemesi, çocuğun büyüdüğünde kendi hakkındaki pozitif yorumları da umursamamasına yol açıyor olabilir.
Sen de insanların senin hakkındaki pozitif yorumlarına kulak tıkamışsın. Hayatının odak noktası eleştirilme korkun olmuş durumda. Bu korkun yüzünden potansiyelini gerçekleştiremiyorsun. İçindeki eleştirmenle uğraşmaktan da yorgun düşmüşsün. Hayatını bu şekilde geçirmek istediğine emin misin? İçindeki acımasız eleştirmenle barışma, sana gelebilecek olası eleştirilerle de sağlıklı bir şekilde başa çıkmayı öğrenme zamanı gelmedi mi sence? Bu konular hakkında bir psikologla çalışarak eleştirilme korkuna bir dur diyebilir, içindeki eleştirmeni de ehlileştirebilirsin. Sana hayatının her alanında şifayı seçtiğin günler diliyorum.
Bu arada sizlere bir eğitim haberim var. Zoom üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için rsolaker@gmail adresine yazabilirsiniz. 2020 yılını “Hayatı Güzelleştirme Yılı” ilan ettim.
Hayatı güzelleştirmekle ilgili psikoloji egzersizler paylaştığım Instagram hesabım ise @ranakutvan.
Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.
Kaynaklar:
Kiera M. James, Max Owens, Mary L. Woody, Nathan T. Hall, Brandon E. Gibb. Parental Expressed Emotion-Criticism and Neural Markers of Sustained Attention to Emotional Faces in Children. Journal of Clinical Child & Adolescent Psychology, 2018; 1 DOI: 10.1080/15374416.2018.1453365
İlginizi çekebilir: Geçmişin yaralarını tamir edip bugünü yaşamak için: Kendine acımaktan vazgeç, harekete geç