X

Elemental beslenmeye bakış 1: Toprağın gücü

Mukussuz Beslenme kitabının yazarı Prof. Arnold Ehret “Günümüzün en büyük sorunu beslenmedir” diyerek giriş yapar kitabına. Yazarın harekete geçirici, güçlü bir hikayesi vardır. Alman asıllı Ehret, hastalığına tedavi bulmak için Mısır’a, Hindistan’a, İran’a ve diğer kadim uygarlıkların merkezlerine gider ve sonunda bir fikir ile Avrupa’ya döner.

Arketipsel bir yolculuk gibi gözükse de kahramanın yolculuğu hep içseldir. Aynı Tarot gibi, her birimizin dizilimi ve destesi farklı. Ancak kağıtlar aynı. 22 majör arkana var. Burada kağıtları bedenimiz olarak alalım. Peki, hepimizde aynı kağıt var ancak dağılımı farklı, o zaman nasıl bir bilgiye ihtiyacımız var?

Bu güzel soruyu açalım çünkü beş hafta bu konuda yazacağız. Ehret, şuna dikkat çekti. “Çok yiyoruz.” Bir sağlık göstergesi olarak dil yüzeyini kullanıyor ve öncesi, sonrası ile neyin iyi gelip gelmediğini yorumluyordu. Bu hemen hemen hepimizin bildiği bir şey, ancak atlıyoruz. Ayurveda sağ olsun, dil temizleme aparatı harika bir şey. Aynı zamanda burun temizleme için suyu kullandığımız aparat da öyle.

İlginçtir, Hindistan’a gitmedim ancak fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla temizlikle ilgili bir sorun var. Patanjali’nin sutralarında kadim şifa sanatıyla ilgili çok değişik uygulamalar var. Ancak bunları şu anda hangi yogi yaptırır bilinmez. Yogi, bedenin üzerinde ve içinde ustalaşmasının sınırlarını bize gösteriyor. Fakirlerin eterik maddeyi manipüle etmelerinin birçok örneği var. Maddeyi dönüştürmelerinin de öyle. İçsel simyanın dışa yansıyan halleri. Yaptıkları spiritüel çalışmalardan dolayı geliştirdikleri manyetik alanları maddeyi anında dönüştürüyor. Daha fazla uzatmadan konumuza geri dönelim.

Ehret, oruç tutmanın öneminden bahsediyor. Tabii ki sadece fiziksel beden için oruç tutmak sistemin tam çalışmasına fırsat vermez ancak yine de bir yarar sağlar. Bu tavsiyeden sonra, elementlerin dünyasına dönelim. Vücudumuz dört elementin dengesi içinde varlığını sürdürür. Bu denge bozulduğunda hastalık dediğimiz dengeye getirici hali yaşarız. Nezle olduğumuzda vücudumuzdaki su artar ve gece sıkı giyinip yatağa girip “ter attığımızda” sabaha iyileşmiş oluruz. Doğru, peki ne oldu orada? Ateş elementi işini yaptı. Ateş elementi fazla suyu bedenden dışarı attı. Beden dediğimiz şey? Fazla su neredeki? Fazla su fiziksel bedende değil, ancak fiziksel olarak ter yoluyla fiziksel bedenden atıyoruz. Acaba bu iş nasıl oluyor? Bu derin konu başka bir zamanın konusu.

Kısaca, her element birbirinin içinde hareket ederek varlığını sürdürür. Ateş ve su dengesinin bozulmasını bu mevsimde nezle/soğuk algınlığı olarak gördük. Aslında bu konuyu tam verebilmek için simyadan bahsetmek gerekli. Gördüğünüz gibi, her şey bir şekilde bütünün içine girmek istiyor. Zaten dışarıda bir şey bulamak oldukça zor.

Bu yazımızda toprak elementine değineceğiz kısaca. Denge durumuna bakıp nasıl etki edebileceğinize karar vermek için çok kısa tanım ekliyorum “Toprak elementi hakim kişilerin başlıca özellikleri güven duyulacak kişiler olmasıdır. Enerjisi dengeli, güvenli ve destekleyicidir. Toprak insanı güvenli bir ortam yaratır. Onun yanında olmak istersiniz. Besleyici ve cesaretlendirici sözleri ile etrafındakilere destek olur. İnsanları bir araya getirmeyi, bağlar kurmayı amaç edinmiştir. Toprak insanı dengesizlik durumunda fazla verici konuma geçebilir, çoğu zaman kendini unutur ve sürekli feda eder. Ya da tam tersi durumda, tanıyabileceğiniz en bencil insan haline dönüşebilir. İkisi de toprak için kaygı halidir. Toprak elementinin duygusu kaygı demiştik, dengesizlik halinde, sürekli endişe içinde olmak, olur olmaz her durumda kaygılanmak toprak insanlarında daha çok gözükür. Endişe, evham, içsel konuşmalar alır başını gider. Bunların hepsi birbirini tetikler.”

Toprak Elementi: Mide ve dalak ile ilgilidir. Şekerli ve asitli gıdalar mide ve dalağa zarar verir. Bu elementin dengesinde ilk bakacağınız yer burası olmalıdır. Asitli tüm içecekler, tatlandırılmış meyve suları, şerbetler dalak için iyi değildir. Şekerin karaciğerle de yakından ilgisi vardır.

Sebzelerden kabak ve balkabağı mide ve dalak için faydalıdır. Sarı renkli gıdalar da yine toprak elementi ile yakından ilgili olduğu için yararlıdır. Pişirilme biçimi de sağlıklı olmalıdır. Buharda haşlanmış ya da zeytinyağında pişmiş, patates, kabak, balkabağı, mısır gibi besinler örnek verilebilir.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

İlginizi çekebilir: Ateş elementi ve aslan kapısı bize ne anlatır?

Avni Onur Sevinç: Gelişimimize uygun ekolojiyi inşa etmek için çalışan bir Doğa. Doğa, aynı zamanda arkadaşlarını da arar. Bu temiz ekolojide olmak ister misin?

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale