Depresyon, anksiyete gibi ruhsal rahatsızlıklar artık günümüzde, eskiye göre çok daha yaygın görülüyor. Özellikle anksiyete, ABD’de nüfusun yüzde 18’ini etkisi altına almış durumda. Depresyonun görülme oranı ise yüzde 6,7 civarında. Bu kişilerin birçoğunda, birden fazla ruhsal rahatsızlık aynı anda görülüyor.
Hemen umutsuzluğa kapılmayın. Ruh sağlığını tedavi etmede ilaçlar kadar etkili başka yöntemler de var. Üstelik bu yöntemleri sadece ruhsal durumu bozuk olanlar değil, herkes uygulayabiliyor. Bunlardan en önemlisi el becerileri. Bu tür hobiler sayesinde bir kişinin ruh sağlığını olumlu yönde geliştirmek mümkün.
Aslında karmaşık el becerilerinin ruh sağlığı açısından yararlı olduğunu söyleyen araştırma sonuçları pek de şaşırtıcı değil. Örneğin örgü örmenin sağladığı tekrar edilen farkındalık durumu, meditasyonla ilişkilendiriliyor. Örgü terapisti Betsan Corckhill tarafından örgü ören 3.545 kişiyle internet üzerinden yapılan bir araştırmaya göre örgü örenlerin yüzde 50’sinden fazlası örgü ördükten sonra kendilerini “çok mutlu” hissettiklerini söylüyor. Birçoğu, bu mutluluğun örgü örmenin getirdiği rahatlama ve stresten arınma hissinden kaynaklandığını belirtiyor. Hatta sıklıkla örgü örenler, bu faaliyeti nadiren yapanlara göre duygusal ve zihinsel olarak daha rahatlamış kişiler oluyor.
Peki örgü örmenin getirdiği bu rahatlama sadece eline şiş ve ip almaktan mı kaynaklanıyor? Tabii ki hayır. Time dergisinde yayımlanan bir makaleye göre nörobilimciler yaratıcılığın diğer türleri üzerine çalışmalar yapıyor ve bunları yemek pişirme, çizim yapma, kek süsleme, fotoğrafçılık, sanat, müzik ve hatta puzzle yapma olarak sıralıyor. Özellikle örgü örme üzerine çok az araştırma bulunuyor ancak uzmanlar puzzle yapma gibi bilişsel faaliyetler üzerine yapılan araştırmaların, karmaşık örgü modellerini yapmaya çalışan kişiler üzerine de uygulanabileceğini söylüyor. Bazı araştırmacılar ise meditasyonun faydalarıyla resim veya heykel yaparken ulaşılan zen hali arasında benzerlikle olduğunu aktarıyor.
Klinik nöropsikolog ve aynı zamanda craftsy.com’un CEO’su John Levisay’in eşi olan Catherine Carey Levisay ise bu durumu “El becerileriyle uğraşan birçok kişinin daha sakin insanlar olmasının nedeni de buradan kaynaklanıyor. Ayrıca sanat, müzik, yemek pişirme, modelleme, dikiş dikme, çizim yapma, örgü örme veya kek süsleme, ne olursa olsun bize birçok faydası bulunuyor” diye açıklıyor.
El becerileri ve benzer hobilerin doğal bir anti-depresan olan dopamin salınımını artırdığına inanılıyor. Bu sayede insan beyni, ödül mekanizmasına dayalı bu davranışı tekrarlamak istiyor. Bir başka nörostransmiter madde olan serotonin salınımının da el becerileri ve yaratıcı hobilerle yakından ilgili olduğu düşünülüyor.
En nihayetinde el becerileriyle gelen bu yaratıcılık iyi hislerin güçlenmesine yardımcı oluyor ve yaşlanmaya bağlı olarak gerçekleşen bilişsel bozulmalara karşı bir kalkan oluşturuyor.
Belki de sizin için de yaratıcılığı hayatınızın bir önceliği haline getirmenin vakti gelmiştir…
Kaynak:
The-open-mind
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Günlük objelerin yaratıcı kullanımlarıyla oluşturulan eğlenceli kompozisyonlar
Yaratıcılığınızı körükleyecek 5 şahane mobil uygulama
En iyi fikirlerimiz neden hep duş alırken aklımıza gelir?