X

Ekran başında geçirilen vaktin kişisel zamanımızı işgal etmemesi için ne yapabiliriz?

Ünlü teknoloji şirketlerini yöneten insanların çocuklarının teknolojiyle geçirdikleri vakti kısıtladıklarına dair pek çok söylenti duymuşuzdur. Steve Jobs’un çocuklarının iPad kullanmasına izin vermemesi öteden beri bunun en bilinen örnekleri arasında yer alır. İlginç olan başka bir örnekse Silikon Vadisinde yer alan Waldorf isimli bir okulda çocukların sekizinci sınıfa kadar ekran kullanmıyor olmaları. Bunu ilginç yapan şey; bu çocukların yüzde 75’inin ebeveynlerinin Silikon Vadisi’nde üst düzey yönetici olarak çalışıyor olması. Hayli şaşırtıcı, değil mi?

Ekranlara ne kadar vakit ayırıyoruz?

İşletme ve psikoloji alanlarında derecesi olan Adam Alter’ın ekran başında geçirdiğimiz zamanla ilgili çalışmalar yapması da bu tür şaşırtıcı hikayeleri öğrenmesiyle başlamış. Alter’ın 2007, 2015 ve 2017 yıllarında yapılmış 3 farklı araştırmasına göre; ortalama bir birey, gün içinde 3 saatlik bir kişisel zamana sahip. Uykudan, işten ve yemek yemek, duş almak gibi diğer yaşamsal faaliyetlerden arta kalan bu 3 saatlik boşluğun birey için çok önemli olduğunu ifade eden Alter, bunun bizi biz yapan işler yaptığımız zaman dilimi olduğunu söylüyor. Hobilerimiz, yakın ilişkilerimiz, hayata dair düşüncelerimiz ve yaratıcılığımız, geçmişe dair bakışımız, hayata anlam yükleyişimiz burada oluyor. Hayatımızın sonunda nasıl bir yaşam geçirdiğimizi düşündüğümüzde bu zaman diliminde yaptıklarımızı hatırlıyoruz. Dolayısıyla bu alan bizim için adeta kutsal ve çok önemli.

Gün içindeki kişisel zamanımızın neredeyse tamamını teknolojik aletler almaya başladı.

Ancak Alter’ın araştırmaları 2007 yılından beri bu kişisel zaman diliminde ekranlara ayırdığımız vaktin astronomik şekilde arttığını ve neredeyse bu 3 saatin tamamını kaplamaya başladığını gösteriyor. Kullandığımız ekranların tabii ki hayatımızı kolaylaştırdığı ve bize çok şey kattığı alanlar da var. Uzaktaki yakınlarımızla görüşmek ya da adım sayar kullanmak gibi. Ancak sürdürdüğü araştırmalarda Alter, ekran başında geçirdiğimiz vaktin aslında farklı bir özelliği olduğunu da gösteriyor. Çünkü bize katkı sağlayan egzersiz, hava durumu, okuma, eğitim, sağlık vs. gibi uygulamalara günlük sadece 9 dakikamızı ayırırken; daha az mutlu olmamıza neden olan flört, sosyal ağ, oyun, eğlence, internette gezinme gibi şeyler 27 dakikamızı alıyor. Bizi mutlu etmeyen uygulamalara üç kat daha fazla zaman harcıyoruz. Ve Alter’a göre; bu pek akıllıca görünmüyor.

İlginizi çekebilir: Sosyal medyanın benliğimize etkileri

Ekran başındaki vakti sınırlandırmak

Daha mutlu bir yaşam için ekran başında geçirdiğimiz vakti sınırlandırmamız gerektiğini sadece Alter söylemiyor. Yapılan pek çok araştırmada da teknolojinin hayatımıza dokunuşunu kısıtlamamız gerektiği ortaya koyuldu. Peki bu konuda neler yapabiliriz?

Alter, bu konuda adım atan bazı şirketler olduğunu ve genel olarak iş yerlerinin bu konuya dikkat etmesi gerektiğini vurguluyor. Kişisel olarak yapabileceklerimizi ise şu şekilde anlatıyor:

“Saat 5 ve 6 arasında telefonumu kullanmayacağım demek çok zor değil. Sorun şu ki saat 5 ve 6 arası farklı günlerde farklı görünüyor. Daha iyi bir strateji şunu demektir: Her gün belli işler yapıyorum, her gün olan belli durumlar var, yemek yemek gibi. Bazen yalnız olacağım, bazen de başkalarıyla, bazen restoranda, bazen evde, ama benimsediğim ilke şu: Yemekte asla telefon olmayacak. Telefon uzak, mümkün olduğu kadar uzak olmalı. Çünkü karşı koyma konusunda oldukça kötüyüz. Yemek başladığında, o durma güdüsü geldiğinde, telefon uzaklara gidecek ve o cezbedicilikten sakınacaksınız. İlk başta zor olacak. Ama zamanla alışıyorsunuz. Bir ilacı bıraktığınızda olduğu gibi gerileme duygusunu aşıyorsunuz. Sonra hayat daha renkli ve zengin, çok daha ilginç oluyor, daha güzel sohbetler gerçekleşiyor. Orada sizinle olan insanlarla daha güzel bağ kuruyorsunuz. Bu bence harika bir strateji, işe yaradığını da biliyoruz, çünkü insanlar bunu yaptığında -bunu deneyen çok insan izledim, bu yayılıyor. Çok iyi hissediyorlar, sabahın ilk saatinde yapmaya başlıyorlar. Hafta sonları telefonlarını uçak moduna alıyorlar. Bu şekilde telefonunuz sadece bir fotoğraf makinesi oluyor. Etkili bir fikir gerçekten, Bunu yapan insanlar hayattan daha fazla zevk alıyor.”

 

İlginizi çekebilir: Dijital detoks nedir, nasıl yapılır?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale