X

Ekoterapi nedir: Doğa ruhumuza her zaman iyi gelir

Masmavi bir deniz kenarında kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Ya da şehrinizin en sevdiğiniz parkında yürüyüş yaparken nasılsınız? Doğanın biz insanlar üzerinde mucizevi bir etkisi vardır. Çoğumuz kendimizi doğada daha huzurlu, daha sakin ve daha mutlu hissederiz. Doğa ruhumuzu besler, bizi şarj eder.

Ekoterapi genelde tabiatın kucağında, açık havada gerçekleştirilen, psikolojik ve bedensel sağlığımıza yönelik aktiviteleri içeren bir terapi yöntemidir. Her ne kadar ekoterapi yeni bir terapi yöntemi gibi lanse edilse de Freud’un ve Jung’un zaman zaman doğada terapi seansları uyguladığı biliniyor. Ekoterapinin ne olduğunu incelemeden önce biraz da olsa ekopsikolojiden bahsedelim. İnterdisipliner bir alan olan ekopsikoloji, psikoloji ve ekolojiyi birleştirir. Ekopsikolojinin kurucularından biri olan Robert Greenway bu konuyla 1950’li yıllarda ilgilenmeye başlamış ve daha sonra da 1968 yılında Sonoma State Üniversitesi’nde konu hakkında dersler vermiştir. Bu tarihten yirmi yıl sonra Greenway’in öğrencilerinden biri olan Elan Shapiro psiko-ekoloji hakkında müfredat dışı bir tartışma grubu başlatmış, bu tartışma grubunun popülerliği sonucu Sosyal Tarihçi Theodore Roszak, 1992 yılında “The Voice of the Earth” (Yeryüzünün Sesi) kitabını yazmış, ve bu kitapla birlikte ekopsikoloji teorisini geliştirmiştir (Scull, 2008, Akt. Clare, 2014). Kısacası ekoterapi uygulamalı ekopsikolojidir.

Eserlerini incelediğimizde Freud’un insanları doğadan ayrı görme eğilimi taşıdığını görüyoruz. Oysa ekoterapiye göre biz doğaya, doğa da bize bağlıdır. Çevremizdeki her şey birbiriyle ilintilidir. Freud’un aksine Roszak (1998) psikoloji biliminin, insan ruhunu doğa ile ilişkisi çerçevesinde anlamak gerektiğini düşünmüştür. Ekoterapi insanların sağlığı ve dünyanın sağlığı arasında bir bağlantı olduğunu öne sürer. Swimme ve Berry’nin (1994) dediği gibi hasta bir gezegende sağlıklı insanlar olamaz. Ama tabii ki bu durumun tam tersi de geçerlidir. Kendine iyi bakmayan, kendini sevmeyen, tam bir fiziksel ve ruhsal esenlik hali içinde olmayan insanlarla dolu bir dünya ne kadar sağlıklıdır? Yine kendini sevmeyen, kendi esenliğine yönelik faaliyetlerde bulunmayan bir insan dünyaya ne kadar iyi bakabilir? Üzerinde yaşadığımız mavi gezegeni güzelleştirmeye önce kendimizi sevmekten başlamamız gerektiğini senelerdir söylüyor oluşum tam da bu yüzdendir. Aslında her şeyin özünde önce kişinin kendine sağlıklı bir öz sevgi vermesi yatar.

Her ne kadar ekoterapi genelde doğal bir ortamda uygulansa da bazı terapistler çimen kokusu gibi doğayı çağrıştıran kokuları ya da yağmur sesi gibi sesleri, canlı bitkileri kullanarak ekoterapi seansını ofis ortamında da uygulamaktadır. Ekoterapi danışanla terapistin doğa yürüyüşlerine çıktığı seansları da içerebilir. Ancak bu yürüyüşler kişinin tek başına ya da arkadaşlarıyla yaptığı yürüyüşlerle karıştırılmamalıdır. Danışanla terapist yürüyüşlerini belirli bir terapötik hedef doğrultusunda yapmaktadırlar.

Ekoterapi problemler yerine kişinin doğayla ilişki kurmasına odaklanır. Çeşitli araştırmalar ekoterapinin psikolojimiz üzerindeki pozitif etkilerini ortaya çıkarmıştır. 2018 tarihinde Frontiers in Psychology‘de yayımlanan bir araştırma doğa terapisinin farklı türlerinin Travma Sonrası Stres Bozukluğu ile yaşayan gazilerin psikolojisine olumlu etkisi olduğunu bulmuştur. Araştırma sonuçlarına göre macera terapisi, yeşil alan temelli terapi, yaban hayat terapisi gibi ekoterapi çeşitlerinin duyguları sakinleştirdiği, semptomların pozitif yönetilmesine yardımcı olduğu ve yaşam amacı oluşturduğu ortaya çıkmıştır (Summers, Vivian, 2018). Bu arada ekoterapi tek başına da yapılabilir. Örneğin hafta içi parka giderek, orada sadece kuş seslerini dinleyerek, ya da kuşları gözlemleyerek ekoterapinin yararlı etkilerinden faydalanabilirsiniz. Bu aktiviteler stres seviyenizi kontrol etmekte size yardımcı olabilir. Ancak spesifik bir probleminizi doğanın içinde çözmek istiyorsanız işin uzmanı bir ekoterapiste başvurmanızda fayda var.

Daha önce denemediğiniz bir terapi yöntemi denemek istiyorsanız, bunu da açık havada deneyimlemek istiyorsanız ekoterapi sizin için ideal olabilir. Bu arada iklim değişikliği için gerekli önlemleri almazsak, hep beraber kolları sıvayıp dünyayı korumaya yönelik faaliyetlerde bulunmazsak yakın bir gelecekte elimizde ekoterapinin sadece ofiste uygulanan versiyonu kalabilir. Doğayı koruyup onun ruhumuza merhem olan güzelliklerini her daim deneyimlememiz dileklerimle…

2021 yılını “Kendini Sevme ve Hayatı Güzelleştirme Yılı” ilan ettim. Her hafta @ranakutvan kullanıcı isimli Instagram hesabımdan bu konuyla ilgili psikoloji ödevleri paylaşıyorum. Hadi hep beraber kendimizi sevmeye ve dünyayı güzelleştirmeye. Bu arada sizlere bir eğitim haberim var. Zoom üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için rsolaker@gmail adresine yazabilirsiniz.

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:
Clare, S. (2014). The Eco-Friendly Therapist:An Interpretative Literature Review of Obstacles and Solutions to Practicing Ecotherapy. A dissertation submitted to Auckland University of Technology.
Roszak, T. (1998). Thinking allowed: Conversations on the leading edge of knowledge and discovery: Ecopsychology. Retrieved from http://www.williamjames.com/transcripts/roszak.htm
Scull, J. (2008). Ecopsychology: Where does it fit in psychology in 2009? Trumpeter, 24(3), 68–85.
Summers, J.K. & Vivian, D.N. (2018, August). Ecotherapy — A forgotten ecosystem: A review. Frontiers in Psychology, 9: 1389. Retrieved from https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fpsyg.2018.01389/full
Swimme, B., & Berry, T. (1994). The universe story: From the primordial flaring forth to the ecozoic era-a celebration of the unfolding of the cosmos. San Francisco, CA: Harper San Francisco.

İlginizi çekebilir: Eko-anksiyete nedir: İklim değişikliği psikolojimizi nasıl etkiliyor?

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale