X

Ekolojik sorunlara karşı bireysel olmayan tutum ve eylemler

Sanayi devrimi ile birlikte gelen bilimsel ve teknolojik gelişmelerin insan hayatını önemli biçimde değiştirdiği su götürmez bir gerçek. Geçmiş yüzyıllara kıyasla çok daha sağlıklı, refah ve güvenli yaşıyoruz. Ancak bize fayda sağlayan bu düzen, bizi barındıran gezegenimize ciddi zararlar veriyor. Küresel ısınma, iklim değişikliği, doğal kaynakların tükenmesi, su ve hava kirliliği gibi çevresel sorunlar doğal dengenin bozulmasına sebep oluyor.

Hep gezegenimizi kurtarmaktan, onu iyileştirmekten söz ediyoruz ama doğrusu, gezegenimizin düzeltilmeye ya da iyileştirilmeye ihtiyacı yok. İyi, neye göre iyi? Elbette biz, insanlar için iyi olandan bahsediyoruz. Çünkü dünyamızın var olan koşulları biz insanlar için en ideal yaşam koşullarını oluşturuyor. Havadaki oksijen oranı, atmosferin ısısı, ozon tabakasından geçebilen ışınların yoğunluğu biz insanların hayatta kalabilmesi için en ideal miktarda. Ekolojik denge bozulursa gezegenimize hiçbir şey olmaz. O, hayatta kalmanın ve ilerlemenin bir yolunu bulur, kendine yeni bir denge bulur. Fakat insanlık değişen koşullara adapte olamadığı için yok olur. Gezegenimizin bize ihtiyacı yok ama bizim ona ihtiyacımız var. Çevre sorunlarının ciddiyeti ve çözümün aciliyeti tamamıyla bizimle alakalı bir sorun.

Ben ekoloji ve çevre konularında 2018 yılından beri ilgiliyim ve çevre kirliliği için yine 2018’den beri bireysel eylemlerde bulunuyorum. Plastik atık sorununun bir parçası olmamak için tek kullanımlık plastikleri reddederek sıfır atık yaşamaya başladım. Karbon emisyonumu azaltmak için minimalist ve vegan oldum. Hava kirliliğine sebep olmasını engellemek için organik atıklarımı kompost yapmaya başladım ve geri dönüşüme eskisinden çok daha fazla dikkat eder oldum. Bunların hepsi harika, var olan küresel bir soruna karşı bireysel eylemlerde bulunarak bilinçli bir Dünya vatandaşı olmaya çabalıyorum. Yaptıklarım kesinlikle faydasız değil. Peki, küresel ısınmayı tersine çevirebilecek, iklim değişikliğini engelleyebilecek, mercan resiflerini kurtaracak ya da ozon tabakasını eskisi kadar kalın ve sağlam kılacak kadar etkili mi?

Kısa cevap: Hayır.
Uzun cevap: Dünyada yaşayan istisnasız her bireyin çevre kirliliğine karşı bireysel olarak gerçekleştirebileceği eylemleri yerine getirmesi mümkün değil. Birinci dünya ülkeleri sanayi faaliyetlerine o kadar bağlı ki, o ülkelerde yaşayan insanların çevre dostu gereçlere ve imkanlara ulaşması güç. Üçüncü dünya ülkelerinde yaşayan insanların da yıllar sonra gelecek bir 1,5 ᵒC’lik küresel ısınmadan çok daha acil ve hayati sorunları var.

Dünyada yaşayan istisnasız her birey çevre kirliliğine karşı bireysel olarak gerçekleştirebileceği eylemleri yerine getirse dahi cevap yine hayır olur. Çevre kirliliğindeki artış önemli ölçüde azalır, gezegene verilen tahribat hızı düşer. Ona bir lafım yok. Ancak çevreyi asıl kirleten etmenler bireysel olarak yaptıklarımız değil, büyük şirketlerin ve devletlerin yaptıklarıdır. Bu nedenle de bireysel olarak elimizden gelenin en iyisini yapsak bile, sadece bireysel eylemlerle bu koca gezegeni eski ekolojik dengesine kavuşturmak pek mümkün değil.

Demek istediğim şu: Siz kahvenizi termosta alarak tek kullanımlık kâğıt bardak tüketiminizi sıfıra indirmiş olabilirsiniz. Bu, denizlerde daha az plastik atık olması ve denizde kendi halinde yüzen masum bir balinanın o atıklar yüzünden boğulma olasılığının azalması anlamına gelir. Bu harika bir haber! Ancak kâğıt bardak yerine termos kullanma kararınız o balinayı okyanustaki bir petrol sızıntısında zehirlenmekten korumaz. Ekolojik yaşamı hiç önemsemeden yaşayan bir insanın 70 yıl boyunca açığa çıkardığı karbon salınımı, küresel enerji sektörünün bir saniyede açığa çıkardığı karbon kadar bile etmez. Bu nedenle gerçek ve kalıcı bir çözüm için, bireysel olarak değiştiremeyeceğimiz durum ve olaylara da el atmak gerekir.

Bireysel olmayan tutum ve eylemler nelerdir?

Bireysel olarak değiştiremeyeceğimiz durum ve olaylardan kastım, tek başımıza etkili olamayacağımız ancak büyük bir grup halinde hareket edersek büyük ve önemli bir değişim gerçekleştirebileceğimiz durum ve olayları kapsar. Burada bütün bir sektörü, bütün bir ülkeyi ya da bütün bir kıtayı değiştirmekten söz ediyorum. Eğer enerji sektörü bir insanın 70 yılda yarattığı kirliliği 1 saniyede yaratıyorsa, bireyler değil sektörler değişmelidir. Eğer bir hükümet “küresel ısınma yalan” diyorsa, halkın vergileri ile fosil yakıtlara yatırıp yapıyorsa, bu sektörlerin mevcut şekilde çalışmasını destekliyorsa ve çevre dostu değişikliklerin önünü kapatıyorsa, bireylerden önce yönetim değişmelidir. Eğer bir firma müşterilerine plastik poşet yerine geri dönüştürülmüş kâğıttan alışveriş torbaları verirken diğer yandan ucuz palm yağı üretimi için ormanları yıkıp yok ediyorsa, bu firmaların değişime gitmesi daha önemlidir.

Ne yapabiliriz?

Bir şirketi, sektörü ya da yönetimi değiştirmek gibi böylesi büyük bir değişimi bizler nasıl gerçekleştirebiliriz? Bunun çok basit ve tek bir yanıtı var: Arz-talep meselesi.

Arz ve talep arasındaki ilişki ekonominin konusudur ancak ekonomi dışında da pek çok alanda etkilidir. Bizler birer tüketiciyiz ve tüketim tercihlerimiz, yani taleplerimiz, üretilen ürün ve hizmetlerin niteliğini belirliyor, yani bize arz edilenleri. Bir tekstil markasının çalışanlarını sosyal haklarından mahrum ettiğini ve kimyasal atıklarını nehre döktüğünü öğrendiğimizde, o markayı protesto etmek ve o markadan alışveriş yapmamak gerekir. Var olan talebi (ki burada talep edilen şey işçi haklarına saygı ve çevre dostu atık yönetimidir) karşılayamamaktan dolayı gelir kaybı yaşayan marka yöneticileri, eğer iflas etmek istemiyorlarsa, potansiyel müşterilerinin isteklerini göz önüne almak zorundadır. Marka ismi vermekten kaçındığım için yazamıyorum ama internette “çevreyi en çok kirleten markalar” diye bir arama yaparsanız en çok uzak durulması gereken markaları öğrenebilirsiniz. Bu, çevreyi kirleten şirketleri cezalandırarak ve çevre dostu çalışmalar yapan şirketleri maddi yönden destekleyerek gerçekleştirebileceğiniz bir bireysel-olmayan eylem modelidir.

Arz ve talep ikilisi siyasette de işe yarar. Bir siyasi lider (bu bir belediye başkanı, devlet başkanı, milletvekili ya da muhtar olabilir) halkın oyları ile iktidara gelmek istiyorsa, halkın taleplerini onlara arz etmek zorundadır. Eğer bir siyasi lider halkın çevre politikalarına önem verdiğini, bu konuda hassasiyetin arttığını ve çevre kirliliği konusuna ağırlık verdiğinde diğer adaylardan daha öne çıktığını görürse, çevre dostu projelere ağırlık verir. Bu insanlar karar verme yetkisine sahip olduğunda iklim değişikliği için mücadele eder, çevre kirliliğini engelleyecek yasalar çıkarır ve çevre dostu teknolojilerin gelişimine yatırım yaparlar. Gıda, enerji ve inşaat gibi günümüzde çevreyi en çok kirleten büyük sektörlerin değişimi de bu siyasi liderler tarafından sağlanır.

Özet

Günümüzde yaşadığımız ve gelecekte daha kötüye gideceğini öngördüğümüz çevre felaketlerini engellemek için plastik tüketimini azaltmak, enerji tasarrufu yapmak ya da karbon ve su ayak izimizi azaltacak şekilde yaşantımızı değiştirmek gibi pek çok bireysel eylemde bulunuyoruz. Bu eylemlerin önemi ve etkisi yadsınamaz, ancak sadece bireysel sorumluluklarımızı yerine getirerek küresel çapta büyük bir etki yaratamayız. Çünkü aslında ekolojik dengeyi bozan etmenler en çok gıda, enerji, inşaat ve ulaşım sektörlerinin faaliyetleri ile açığa çıkıyor. Bu sektörlerin ve bu sektörleri yöneten kişilerin ve kurumların değişimini kendi tercihlerimiz ile tetikleyebilirsek, bireysel olarak yaptıklarımızla birlikte, çok daha hızlı ve kalıcı bir çözüme ulaşabiliriz. O yüzden tek kullanımlık plastiklerden uzak duralım, çevreyi kirleten markalardan alışveriş yapmayalım ve çevre kirliliğine önem veren, yenilikçi fikirlere sahip liderlere desteğimizi gösterelim. Tüketici ve vatandaş olarak hepimiz, birlikte, büyük ve kalıcı bir değişimin küçük ve önemli parçaları olalım.

Hepinize atıksız günler dileklerimle…

Kaynaklar
GatesNotes, The Blog Of Bill Gates: https://www.gatesnotes.com/

İlginizi çekebilir: Paketlerdeki 3 önemli kavram: Bozunur, biyobozunur ve kompost edilebilir

Çağla Lotinac Akman: AgeSA'da birikim ve güvence danışmanı ve çevre aktivisti. Hafta içi 9-5 danışanlarına finansal danışmanlık vererek insanları daha varlıklı hale getirmek, hafta sonu da deniz kenarında sabah koşusu yapıp koşarken kumlardaki çöpleri toplayıp ayrıştırmak en büyük hobileri arasında. Uplifers'ta 2018'den beri çevre kirliliği, sıfır atık, gezegen dostu yaşam, koşu, kişisel finans ve bütçeleme konularında yazılar hazırlamakta, gezegenimiz için farkındalık yaratmayı ve finansal okur yazarlığı arttırmayı hedeflemektedir. Kendisine ulaşmak ve ücretsiz finansal danışmanlık almak için: (0530)-767-24-64.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale