X

Ekim geldi, şehir “caz haline” bürünüyor: 28. Akbank Caz Festivali’nin en çok dikkat çeken isimleri

Sokaklar, caddeler, yollar, bulvarlar… Sizi tüm yıl kim bilir nerelere götürdüler. Ama şimdi cazın eşsiz ezgilerini getirecekler. “Şehrin caz hali” Akbank Caz Festivali, 28. kez başlıyor.

Türkiye’nin en uzun soluklu festivallerinden biri olan Akbank Caz Festivali, bu yıl 17-28 Ekim tarihleri arasında, sürpriz isimler ve yepyeni içerikleriyle 28. kez cazseverlerle buluşuyor. Her yıl binlerce müzikseveri cazın farklı renkleriyle buluşturan festivalde yer alacak isimler, caz severleri oldukça heyecanlandıracak.

12 gün sürecek olan festival süresince Ustalara Saygı, Festivale Özel, Cazda İngiliz Çıkartması, Güçlü Nefesler, Caz ve Ötesi, Sihirli Eller, Fransız Rüzgarı’ndan oluşan yedi ana temanın yanında; Caz Saat, Liselerde Caz, Kampüste Caz ve Atölyeler ile toplam 11 kategoride caz severleri coşturacak.

28. Akbank Caz Festivali’nde, “Şehrin Caz Hali”ne uygun şekilde Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Akbank Sanat, Nardis ve Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin de bulunduğu 37 ayrı mekanda 37 konser, 3 söyleşi, 16 atölye gerçekleştirilecek. Festival 100’den fazla müzisyeni ağırlayacak ve Kampüste Caz ile Edirne, Çanakkale, İzmir, Muğla, Eskişehir, Ankara, Kayseri, Mersin ve Adana olmak üzere 9 farklı şehre taşınacak. Akbank Caz Festivali’nin büyük ilgi gören Cazlı Brunch ve Akşamüstü Caz etkinliklerinin yanı sıra caz etrafında şekillenen atölyelerle festival programı yine oldukça zengin olacak.

İşte festivalin en dikkat çekici ve mutlaka dinlemeniz gereken isimleri:

The Comet is Coming

2015’te Do The Milky Way parçaları ile Lauren Laverne’in MPFree listesine girmesi ve 2016’da Mercury Ödülü’nü daha ilk albümüyle kazanmasıyla ismini hatırı sayılır bir kitleye duyurmayı başar an Londra çıkışlı The Comet is coming; caz, elektronika, funk ve saykodelik öğeleri bir araya getiriyor. Adeta kozmik bir şöleni andıran müzikleriyle dinleyiciyi kendisine bağlayan ve sizi bildiğiniz dünyayı unutup, yeni bir hayali dünyanın parçası olmaya davet eden The Comet Is Coming’e kulak verin ve manifestolarında söyledikleri gibi “koşmaya başlayın”.

17.10.2018 Çarşamba 21:30 – Babylon

“The Good Life” Till Brönner Septet

New York Carnegie Hall ve Tokyo Blue Note Jazz Club gibi dünyanın önemli sahnelerinde sık sık performanslar sergileyen başarılı caz müzisyeni Till Brönner, Almanya’nın Chet Baker’ı olarak anılıyor. 2015’te, Herbie Hancock’un öncülük ettiği Uluslararası Caz Günü’nün davetlisi olarak Paris’te çağdaş cazın yıldızlarıyla bir araya gelen ve 2016 etkinliği içinse, Beyaz Saray’da Barack Obama’nın konuğu olarak Sting, Aretha Franklin, gibi duayenlerle sahne alan Till Brönner; Akbank Caz Festivali’nde gerçekleşecek ve son albümü The Good Life’ın odakta olacağı bu konser için güçlerini Till Brönner Septet ile birleştiriyor.

18.10.2018 Perşembe 20:30 – Uniq Hall

Karl Hector & The Malcouns

Krautrock’ın deneyselliğini, Afrobeat ve caz ile harmanlayarak funk’a ustalıkla yediren Karl Hector & The Malcouns’ın müziği, evrensel tınıların sonsuz olasılıklarından beslenen bir vaha adeta. Grup, Afrika diasporasından aldıkları ilhamla şekillendirdikleri Sahara Swing’in ardından, ikinci albümleri Unstraight Ahead ile çerçevesini daha da genişleterek, Gana ve Mali menşeli Batı Afrika tınılarını Doğu Afrika caz melodileriyle buluşturdu. Zamansız bir müzik şöleni için festival sahnesinde yerini alacak grubun, 1960’ların son demlerinde yükselen özgür funk ruhunu Afrobeat ile buluşturacağı bu performansını kaçırmayın.

19.10.2018 Cuma 21:30 – Babylon

Birsen Tezer Eastern Standards

Derinlikli vokaliyle Birsen Tezer, Türk müzik sahnesinin en etkileyici kadın seslerinden biri olarak kabul ediliyor. Bugüne kadar iki başarılı albüm yayınlayan Birsen Tezer; Akbank Caz Festivali’nde son projesi Eastern Standards ile yüzlerce yıllık Türk Sanat ve Halk Müziği eserlerini önceki projelerinde yer alan vokal ve enstrümana dayalı doğaçlama öğeleri ve günümüzün sesleri ile birleştirerek farklı bir dil oluşturmayı hedefliyor. Birsen Tezer’in eşsiz hikaye anlatıcılığı ile büyülü bir dünyaya adım atmak için bu etkinliği kaçırmayın.

20.10.2018 Cumartesi 20:30 – Caddebostan Kültür Merkezi

Trompetin en berrak hali: Avishai Cohen

Trompetinin berrak sesiyle tanınan Avishai Cohen, çağdaş caz sahnesinin kendinden en çok söz ettiren isimlerinden biri. Usta trompetçi 2016 yılında, Jazz Magazine France tarafından En İyi Yabancı Sanatçı ödülüne layık görülürken, aynı yıl çıkardığı albümü Into the Silence, TSF Jazz tarafından Yılın En İyi Albümü seçildi. Ödüllü albümü Into The Silence’tan bir yıl sonra, yeni albümü Cross My Palm With Silver ile karşımıza çıkan sanatçı, hayranlık uyandıran enerjisini Akbank Caz Festivali sahnesine taşımaya hazırlanıyor.

21.10.2018 Pazar 18:00 – Cemal Reşit Rey Konser Salonu

Davul ve piyanonun güç birliği: The Bad Plus

The Bad Plus’ın bu yıl yayınlanan 13. stüdyo albümü Never Stop II, grubun kurucu üyeleri Reid Anderson ve Dave King ile aileye yeni katılan piyanist Orrin Evans’ı buluşturan ilk albüm oluyor. Bu buluşma, grubun modern avangart cazı, rock ve pop etkileriyle yorumlamaya adadığı doğaçlama müziğe bağlılığını perçinlemesinin yanı sıra, 18 yıllık müzikal yörüngelerini de zenginleştiren bir yeniden doğuşu işaret ediyor. Kontrbas, davul ve piyanonun güç birliği yapacağı, kaçırılmaması gereken bu muhteşem performans için ajandanızda yer açın.

21.10.2018 Pazar 20:30 – Cemal Reşit Rey Konser Salonu

Tarkovsky Quartet

Tarkovsky Quartet’in hayallerle örülü müzik dili, piyano, viyolonsel, soprano saksafon ve akordeonun birlikteliğiyle, Andrei Tarkovsky’nin sinematografik dehasına atıfta bulunuyor. Grubun kurduğu görselliğe dayalı bu müzikal estetiğin kendini daha da hissettirdiği üçüncü albümleri Nuit blanche’de, çello sanatçısı Anja Lecher, saksafoncu Jean-Marc Larché ve akordeoncu Jean-Louis Matinier, hayalleri ve hafızayı keşfe çıkarken, Tarkovsky’nin sinemasına göz kırpmaya devam ediyor. Usta yönetmenin yaratıcılığı, emprovize oda müziği, modern kompozisyonlar veya barok parçaların içinde adeta ışıldıyor. 

22.10.2018 Pazartesi 20:30 – Zorlu Performans Sanatları Merkezi, Drama Sahnesi

İngiliz Caz sahnesinin en iyilerinden Jamie Cullum

İngiliz caz sahnesinin gelmiş geçmiş en başarılı sanatçılarından Jamie Cullum, pek çok kez platin mertebesine erişen Twentysomething albümüyle, 15 yıl önce ilk çıkışını yaptığı günden bu yana, sarsılmaz bir tutarlılıkla başarı hikayesini yazmaya devam ediyor. Caz dokunuşlu vokalleri, cazı pop ve rock ile iç içe geçirerek türler arası sınırları erittiği kendine has çok yönlülüğü, şarkı sözü yazarlığı ve bestecilik yeteneği ile Grammy, Golden Globe, Brit, Sony Radio gibi önemli ödüllerde adaylıklar ve birincilikler elde eden Jamie Cullum ve eşsiz hikayeler ören piyanosu, bu sonbaharda, bir kez daha enfes bir repertuarla Akbank Caz Festivali izleyicisinin karşısına çıkacak.

23.10.2018 Salı 21:30 – Volkswagen Arena

Omer Avital Qantar

Bas gitar virtüözü, vizyoner besteci ve müzik düşünürü Omer Avital, Kuzey Afrika groove’larını Yemen ve Fas köklerinden aldığı ilhamla harmanlayarak enfes melodiler yaratıyor. Başarılı müzisyen, Brooklyn’de kurduğu, sevgi ve arkadaşlık ağlarından beslenen yeni beşlisi Qantar ile hayalindeki ekibe de bir süredir kavuşmuş durumda. Ekipleriyle aynı adı taşıyan albümleri Qantar’ı yayınlamalarının üzerinden çok geçmeden, bu fantastik beşli, farklı müzik dillerinin ortaklığıyla şölene dönüşecek bir sonbahar konserinde, Akbank Caz Festivali’nde sahne alacak.

24.10.2018 Çarşamba 21:30 – Babylon

Ezra Collective

Afrobeat, reggae, caz ve hip-hop melodilerini, buram buram kendini hissettiren bir Londra ruhuyla harmanlayan Ezra Collective kısa zamanda yeni dalga İngiltere cazının öncülerinden biri haline geldi. Londra’nın kendine has kültürel çeşitliliğinden ve her daim değişim içinde olan müzikal ruhundan beslenen bu harika beşli, etraflarını saran ilhamı, grubun keşifçi yaratıcılığı ile birleştirirken müziklerine neredeyse gerçeküstü bir ambiyans katıyor. 2017 yılında yayınladıkları Juan Pablo: The Philosopher albümleri Gilles Peterson’ın düzenlediği Worldwide Awards ödül töreninde En İyi Caz Albümü ödülünü alan Ezra Collective’in enerjisi İstanbul’da ışıldayacak.

25.10.2018 Perşembe 21:30 – Babylon

Islandman & Guest

Anadolu saykodelik müzik kültürünü günümüzün modern ekipmanları ve elektronik müzik hissiyatı ile ustaca harmanlayan, elektronik sesler ve telli çalgılarda Tolga Böyük, gitar ve efektlerde Erdem Başer, vurmalı çalgılarda Eralp Güven’den oluşan Islandman üçlüsü, uzun zamandır beraber sahne almakla beraber, asıl çıkışlarını 2016-2017 sezonunda yayınladıkları single ile yaptı.  Albüm daha ilk haftasında Juno Records gibi platformlarda 1 numaraya yükseldi. Birlikte stüdyo ve kayıt çalışmaları yaptığı müzisyen arkadaşlarını Akbank Caz Festivali işbirliğiyle festival sahnesine davet eden grup, Islandman’in müzik dolu dünyasını, özel konuklarıyla birlikte izleyicilere sunmaya geliyor.

26.10.2018 Cuma 22:00 – Moda Sahnesi

Bixiga 70

Bixiga 70’in, zaman ve mekan arasındaki sınırları bulanıklaştıran, janrlar ötesi müziği, São Paulo’nun avangart pop, caz ve dub sahneleriyle haşır neşir olan ve farklı müzikal geçmişlerden gelen grup üyelerinin kolektif dehasının ürünü. Hem grubun adıyla hem de benimsedikleri ruhla, Afrobeat’in öncülerinden Fela Kuti’nin grubu Afrika 70’in izinden giden Bixiga 70, Afrika ve Güney Amerika ritimlerinin nefis bir füzyonunu vadediyor. Akbank Caz Festivali’nin tartışmasız en renkli konuklarından biri olacak Bixiga 70’in zihin açıcı müziğine ve hayal gücüne kendinizi kaptırmaya hazır olun.

26.10.2018 Cuma 21:30 – Babylon

Akşamüstü Caz: Newpel

2012 yılında gitar-saksafon duo olarak müzik yapmaya başlayan NewPel, 2015 yılında kontrbasın da eklenmesiyle güçlü bir trio halini aldı. Her biri aynı zamanda farklı stillerde ve farklı gruplarla müzik yapan grup üyeleri jazz standartları, swing ve popüler eserleri birlikte yorumlamaktan büyük bir keyif alıyor. Akbank Caz Festivali kapsamında, bir sonbahar akşamında Swiss Otel’de gerçekleşecek konserleri için bu renkli üçlüye, piyanosuyla Görey Beydağı eşlik edecek.  

27.10.2018 Cumartesi 18:00 – Gabbro Swissotel

28. Akbank Caz Festivali hakkında detaylı bilgi ve programın tamamına ulaşmak için tıklayın.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale