X

Ejder Meyvesi Kaç Kalori?

 

Ejder meyvesi ya da pitaya, kaktüs türlerinden birine ait tropikal bir meyvedir. Dünyanın her yerinde bulunabilen ejder meyvesinin anavatanı Meksika ve Güney Amerika’dır. Besin değerleri bakımından zengin olan bu meyve gün geçtikçe daha fazla ilgi çekmekte ve popüler hale gelmektedir.

Ejder meyvesinin kalori ve besin değerlerini, faydalarını ve ejder meyvesine dair merak ettiğiniz diğer şeyleri bu yazıda okuyabilirsiniz.  

Ejder Meyvesi Besin Değeri

Ejder meyvesi, düşük kalorili olmanın yanı sıra lif, magnezyum ve riboflavin gibi besinler bakımından zengin bir meyvedir. 100 gram ejder meyvesinin kalori ve besin değerleri yaklaşık olarak şu şekildedir:

Kalori: 60

Karbonhidrat: 13 g

Protein: 1,2 g

Lif: 3 g

Magnezyum: 40 mg

Riboflavin: 0,1 mg

Demir: 0,7 mg

C vitamini: 2,5 mg

Niasin: 0,4 mg

Kalsiyum: 18 mg

Ejder Meyvesinin Faydaları

Ejder meyvesi, düşük kalorili sağlıklı bir meyvedir. Ejder meyvesinin sağlık üzerindeki faydalarından bazılarını aşağıda okuyabilirsiniz.

Bağışıklığı destekler

Ejder meyvesi, C vitamini ve flavonoidler gibi bağışıklık sistemini destekleyici bileşenler bakımından zengindir. Bunun yanı sıra antioksidanlar bakımından da zengin olduğu için hücrelere zarar verebilen serbest radikallerle savaşmaya yardımcı olur. Ejder meyvesinde bulunan B1, B2 ve B3 vitamininin yanı sıra kalsiyum, fosfor, demir, protein, niasin ve lif gibi besinler de bağışıklık sisteminin sağlıklı olmasını sağlamada faydalıdır.

Kronik hastalıklarla savaşmaya yardımcı olabilir

Ejder meyvesindeki antioksidanlar, kronik hastalıklarla savaşmaya da yardımcıdır. Antioksidanlar, serbest radikallerle savaşarak hücre hasarını ve inflamasyonu engellemeye yardımcı olur. Antioksidanlar bakımından zengin bir beslenme düzenine sahip olmanın, kalp hastalığı, kanser ve diyabet gibi kronik hastalıkları engellemeye yardımcı olabileceğini gösteren araştırmalar bulunmaktadır.

Ejder meyvesindeki antioksidanlardan bazıları ve bunların görevleri şu şekildedir:

  • C vitamini: Kanser riskinin azaltılmasıyla ilişkilidir. Yeteri kadar C vitamini tüketmenin, bazı kanser türlerine dair riski azaltmada etkili olabileceği düşünülmektedir.
  • Betalainler: Betalainler, oksidatif stresle savaşmaya ve kanser hücrelerini baskılamaya yardımcı olabilir.
  • Karotenoidler: Beta-karoten ve likopen, ejder meyvesine sahip olduğu canlı rengi veren bitkisel pigmentlerdir. Karotenoidler bakımından zengin beslenmenin, kanser ve kalp hastalığı riskini azaltabileceği düşünülmektedir.

Antioksidanları takviye olarak almak mümkün olmakla birlikte yiyeceklerle almanın daha iyi olduğu düşünülmektedir. Hatta antioksidan takviyeleri kullanacaksanız, bunların neden olabileceği yan etkilerden kaçınmak için doktorunuzun tavsiyelerine kulak vermelisiniz.

Lif kaynağıdır

Sindirilemeyen karbonhidratlar olan liflerin sağlık üzerinde pek çok faydası bulunmaktadır. Kadınların günlük olarak 25 gram, erkeklerinse 38 gram lif tüketmeleri önerilmektedir. Bir porsiyon ejder meyvesinde yaklaşık 7 gram lif vardır. Bu sayede ejder meyvesi günlük lif ihtiyacınızın bir kısmını karşılamaya yardımcı olacaktır.

Lifin genelde sindirim üzerinde sağladığı faydalar ön planda olmakla birlikte lif, kalp hastalığına karşı korunma, tip 2 diyabetin kontrol altında tutulması ve sağlıklı kiloda olma gibi konularda da önemlidir. Lifin sağladığı faydaları gösteren araştırmalar doğrudan ejder meyvesi üzerinde yapılmış olmasa da bu meyveyi tükettiğinizde lifin faydalarından yararlanmış olursunuz.

Bağırsak sağlığını destekler

Bağırsaklarda trilyonlarca farklı mikroorganizma ve yüzlerde bakteri türü yaşamaktadır. Bağırsaklardaki mikroorganizmaların, sağlık üzerinde etkileri olduğu düşünülmektedir. Ejder meyvesinde bulunan prebiyotikler, bağırsak sağlığını desteklemeye yardımcı olabilir. Prebiyotikler, bağırsaklardaki sağlıklı bakterileri desteklemeye yardımcı olan liflerdir.

Prebiyotikler, tıpkı diğer lifler gibi bağırsaklarda parçalanamasalar da buradaki bakteriler, prebiyotikleri sindirebilir. Düzenli olarak prebiyotik tüketerek sindirim sistemi enfeksiyonu da ishal yaşama riskinizi azaltmanız mümkün olabilir.

Kalp dostudur

Ejder meyvesinin kötü kolesterolü düşürürken iyi kolesterolü yükseltebileceğini gösteren araştırmalar bulunmaktadır. Kolesterolün düşmesi, kalp sağlığı açısından olumlu olduğu için ejder meyvesi tüketerek kalp sağlığınızı desteklemeniz mümkündür. Ejder meyvesi aynı zamanda içerisindeki siyah tohumlarında bulunan yağ asitleri sayesinde trigliseritleri düşürerek kalp sağlığını korumaya yardımcı olabilir.

Yaşlanma karşıtı etki gösterebilir

Antioksidanlar yalnızca bağışıklık sistemini korumaya ve hastalıklara karşı korunmaya yardımcı olmaz. Antioksidanlar, cilt için de faydalı bileşenlerdir. Cildin sıkı ve gergin olmasına yardımcı olan antioksidanlar, yaşlanma karşıtı etki gösterebilir. Ejder meyvesi, antioksidanların yanı sıra fosfor bakımından da zengin bir meyve olduğu için yaşlanma karşıtı etkisi daha güçlü olabilir. Fosfor, vücuttaki tüm hücrelerde bulunan bir mineraldir. Tüm hücrelerde olan bu mineral, cildinizin gençliğini korumasına ve erken yaşlanmanın önüne geçilmesine yardımcı olabilir.

Demir alımını arttırabilir

Ejder meyvesi, demir içeren az sayıdaki meyveden bir tanesidir. Demir, oksijenin vücut boyunca taşınmasında önemli bir role sahiptir. Aynı zamanda yiyeceklerin enerjiye dönüştürülmesi için de önemlidir. Günümüzde pek çok insan yeteri kadar demir alamamaktadır. Bu nedenle demir eksikliğiyle savaşmak için demir bakımından zengin yiyecekler tüketmek önemlidir. Bir porsiyon ejder meyvesinde günlük demir ihtiyacının yüzde 8’i bulunmakla birlikte meyvedeki C vitamini, demir emilimine yardımcı olmaktadır.

Ejder Meyvesi Nasıl Yenir?

Ejder meyvesini yemek dışarıdan zor gibi görünse de bu meyveyi kolayca yiyebilirsiniz. Burada önemli olan, yeterince olgunlaşmış bir ejder meyvesi bulmak olacaktır. Olgunlaşmamış ejder meyvesinin rengi yeşildir. Bu nedenle meyveyi alırken parlak pembe-kırmızı renge sahip olanlarını seçmelisiniz. Seçtiğiniz meyvenin üzerinde lekeler olabilir, ancak çok fazla leke varsa meyve çok fazla olgunlaşmış demektir. İdeal olgunluktaki ejder meyvesi yumuşak olmalı, ancak hamur gibi bir yumuşaklığa sahip olmamalıdır.

Ejder meyvesini yemek için keskin bir bıçak alıp meyveyi uzunlamasına ikiye kesebilirsiniz. İkiye kestiğiniz meyveyi kaşıkla çıkarabilir ya da bıçağı kabuğuna değdirmeden küpler halinde kesebilirsiniz. Kestiğiniz küpleri çıkarmak için meyvenin kabuğunun arkasına bastırabilir ve parmağınızla ya da kaşık yardımıyla çıkarabilirsiniz. Meyve yeterince olgunsa kabuğunu elinizle soyup meyveyi dilimleyerek tüketmeniz de mümkün olacaktır.

Ejder meyvesini salatalara, smoothie’lere ve yoğurdun içine ekleyebileceğiniz gibi tek başına da tüketebilirsiniz. Bu besleyici ve az kalorili meyveyi gün içinde sağlıklı bir atıştırmalık tüketmek için tercih edebilirsiniz.

Ejder Meyvesinin Tadı Nasıl?

Ejder meyvesinin tadını kivi ve şeftalinin bir karışımı olarak düşünebilirsiniz. Tatlı ve gevrek bir tadı olan ejder meyvesinin farklı türleri, farklı lezzetlere sahip olabilir:

  • Dışı pembe, içi beyaz olan ejder meyveleri piyasada en çok bulunan, ancak en az tatlı olan meyvelerdir.
  • Dışı pembe, içi pembe ya da kırmızı olan ejder meyveleri daha büyük ve daha tatlıdır.
  • Dışı sarı, içi beyaz olan ejder meyvelerini bulmak zor olsa da en tatlı olan ejder meyvesi türü budur.

Ejder Meyvesinin Zararları

Ejder meyvesinin bilinen bir zararı bulunmamaktadır. Ejder meyvesi, sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeninin parçası olarak herkes tarafından tüketilebilir.

Bununla birlikte ejder meyvesi bazı kişilerde alerjiye neden olabilir. Bu nedenle ejder meyvesi yedikten sonra döküntü, kaşıntı ve şişkinlik gibi belirtileriniz oluyorsa meyveyi yemeyi bırakmalı ve doktora gitmelisiniz.

Ejder meyvesinin lif bakımından zengin olması da bazı istenmeyen etkilere neden olabilir. Tek seferde büyük miktarlarda ejder meyvesi yediğinizde şişkinlik, kabızlık ve mide ağrısı gibi rahatsızlıklar yaşamanız mümkündür. Bu nedenle meyveyi ölçülü bir şekilde yemeye dikkat etmeli ve yan etkilerle karşılaşmamak için lif tükettiğinizde su içmelisiniz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale