dummy

Ego hayatımızı nasıl etkiler?

egoego

Öğrenci çekinerek ustasına soruyor:

dummydummy

“Ustam ego nedir?”
Usta yüzünü buruşturarak öğrencisine dönüp,
“Bu ne kadar aptalca bir soru. Bunu sadece bir aptal sorabilir” diye cevap veriyor.
Öğrenci allak bullak oluyor. Öfkeden kıpkırmızı kesiliyor.
Öğrencisinin haline gören usta gülümsüyor ve şöyle diyor:
“İşte evlat ego budur!”

Bu nasıl bir güç ki, söylenen bir kelime yüzünden, ruh halimiz değişiyor, kızıyor, kabul edemiyor hatta küsebiliyoruz. İşte öğrenciyle usta örneğindeki gibi, buna “ego” deniyor.

egoego

1930’lu yıllarda Sigmund Freud insan bilincinin oluşum süreçleri üzerinde çok ciddi toplumsal ve ruhbilimsel araştırmalar yapmıştır. Freud insanı toplumsal gelişim teorisi ekseninde ele almış, bilinci; id, ego ve süperego olarak üç ayrı ruhsal kategoriye ayırmıştır. Buna göre:

İd: Kendisini yalnızca ihtiyaçlara göre ayarlayan, eleştiri kabul etmeyen, güdüsel, durdurulamayan yanımızdır. Buna verilebilecek en iyi örnek cinsellik, saldırganlık, açlık, kin vb. Bu yönü ağır basan birey vicdan olgusundan yoksundur.

Ego: Benlik yani bilincin orta aşaması; doğa ya da çevre ile id arasında bir denge unsurudur. Çevrede ya da doğada bulunan maddelerin uygunluğunu yine tarafsız bir zeminde kontrol eder ve bu nesnelerin uygun olup olmadığını belirler. Aynı zamanda eleştiri yapan bölüm olup, güdüleri durdurma ile ilgilenir. Örneğin alt bilinç olarak izah edilen id, acıktığı zaman hemen bir şeyler bulup yemeyi amaçlar. Ancak benlik (ego) bunun daha uygun bir zamanda olması veya olmaması gerektiğini hatırlatıp onu dizginler.

Süperego: Üstbenlik, kural ve değerler bütünlüğü içinde insana yön veren bölümdür. Bu bölüme vicdan da denilebilir. Bu bölüm daha çok emir ve yasaklara göre bir yol belirler. İyi ya da kötüyü birbirinden ayırmaya başladığımız süreçlerde gelişir ve olgunlaşır. Zamanla aile, anne ve baba, çevre, okul, din, geleneklerden öğrendiklerimiz içselleştirilir ve bizim değer ve kurallar bütünlüğümüzün oluşmasına yardım eder.

Toplum ve kültür yapısı süperegoyu etkiliyor

İçinde bulunduğumuz topluma ve kültür yapısına göre süperegomuz değişiklik gösteriyor (öğrenilmişlik ve ahlaki yapı). Egomuz yani “ben” diyen iç sesimiz, tamamen yapımızla ilgili olup kontrol edebileceğimiz bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Kısaca EGO, alt benlik ve üst benlik arasında bir denge görevi görüyor. Ya şayet doğru denge kurulamazsa…(!)

Freud egoyu, şahlanmış bir at üzerindeki şövalye olarak tanımlıyor. Özellikle iş hayatında savaşa hazır bu şövalyeyi kontrol altında tutmak ve savaş girişiminden önce engellemek gerekiyor. Örneğin; hatalı yapılan bir davranışın, (hata kabul edilse bile) itiraf edilmesine ego engel oluyor. Bu da işleri çıkmaza sürüklüyor ve bazen tartışma bile yaratabiliyor. Çalışanlar, yöneticisinin egosu karşısında, yutkunarak içine atıyor ancak kendi egoları öfke beslemeye ve şahlanmaya başlıyor. Ufacık bir fırsatta atağa geçiyor. Çatışmalar başlıyor. Yöneticiyse egosuyla çalışanını hiç acımadan ezebiliyor.

 

Aslında iş hayatında ve özel yaşantımızda oluşturduğumuz kimlikler bizi yansıtıyor ve korumak için kaygılanıyoruz. Küçük düşme korkusu, altta kalmama, ezik hissetmeme, mükemmeliyetçilik, her şeyin en iyisini yapma isteği, yapılan hatalar karşısında kötü hissetme, toplumsal kimlik, üstünlük hissi, başarılı olma çabası, yönetme duygusu, “ben” ve yaptıklarım…

Ego iş hayatını nasıl etkiler?

Toplumsal koşulların ve iş hayatının yarattığı stres, zaten bir çok konuda sağlıklı davranış sergilememize engel oluyor. Ufacık bir negatif enerji, seri bir şekilde hızla yayılarak ciddi tartışmalara sebep oluyor. Hal böyleyken egoyu durdurmak çok daha zor hale geliyor. Kısaca öfke anında ego kontrolümüzün dışına çıktığı vakit (alt benlik ve üst benlik arasında dengeyi yitirdiği an), çok tehlikeli bir silah olabiliyor. Ve maalesef herkes sakinleştiğinde, savaş alanının yıkıntıları arasında, kullanılan yanlış kelimelerden, davranışlardan kırılan kalplerin tamiri mümkün olmuyor. Çünkü zaman geriye alınmıyor!

İşte karşılaşılan bir olumsuzlukta, kendisini tehdit altında algılayan ego (gerek id ve süperegonun uyumsuzluğundan, gerekse yukarıda bahsedilen konulardan) yaşanılan kaygıyı azaltmak ya da bu kaygılardan kurtulmak için (kendisini korumak amacıyla) savunma mekanizmalarını kullanıyor. Bastırma, yansıtma, neden bulma, karşıt tepkiler gösterme, yön değiştirme, inkar etme, abartma, yüceltme, hakaret etme, küçümseme… İşte insanlar bu sebeple “ego yapıyor”, “egosu yüksek” diye adlandırdığımız davranış şekillerini sergiliyor…

Hadi gelin ego ile ilgili küçük bir test yapalım. Yanınızda kişiye dönün ve beğenmediğiniz bir yönünü söyleyin. Aman dikkat! Bu diyalog sizin de egonuzu şahlandıracak sözlerle bitebilir…
Yapılan yanlışlardan, hatalardan daha önemlisi; “farkında olmaktır”. Çünkü kendimizde farkında olduğumuz her şeyi, kontrol altına alabiliriz. En azından denemeliyiz…

 

Saygı Günenç: Bir işletmenin en önemli kaynağı "insan" dır. Uzun yıllar yöneticilik yaptıktan sonra , insanların mutluluklarını, hüzünlerini, heyecanlarını, başarılarını paylaşabilmenin güzelliğiyle, vizyonumu bu kaynağa daha yakın bir meslekte oluşturdum. "Bu dünyadan aldığının karşılığını yerine koymak her insanın zorunluluğudur." der Albert Einstein. Bu felsefeyle hareket ediyor, yazılarımla bir nebze insanların ruhlarına dokunmaya çalışıyorum. Mesleğimi seviyorum, çünkü insanları seviyorum. Tarihi yerleri gezmeyi, büyüleyici doğayı izlemeyi, denizi çok seviyorum. Binicilik, kayak, su sporlarını yapmaktan mutlu oluyorum. Okumaktan keyif alıyor, bu farklı kapıları açan dünyada uzun süre vakit geçiriyorum. Gözümün nuru blogumda emek harcamanın keyfini çıkarıyor ve paylaşmanın ayrıcalığını yaşıyorum.

Yapay Zekânın Mutfaktaki Sırrı: Kusursuz Pişirme Siemens iQ700’de Gizli

Mutfak sadece yemek pişirdiğiniz bir yer değil; sabah kahvaltısına sıcak börekler hazırlarken güne başladığınız, akşam sevdiklerinizle sohbet ederken fırından mis gibi kokuların yayıldığı, evinin en sıcak köşesi. Akıllı teknolojiler ve yapay zekâ sayesinde, artık o köşe çok daha akıllı. Siemens’in iQ700 Fırını, sıradan bir pişirme deneyimini size özel bir sanata dönüştürüyor. Fırına koyduğunuz kek her seferinde mükemmel kabarır, et istediğiniz oranda pişer, sebzeler rengini ve vitaminini kaybetmeden tabağınızı süsler. Siemens iQ700, tüm bu süreci sizin yerinize izliyor, her detayı sizin için mükemmelleştiriyor. Artık mutfakta yalnız değilsiniz; yanınızda sizi anlayan akıllı bir “yardımcı şef” var.



Kamera kontrollü mükemmellik: Yemeğinizi “tanıyan” zekâ

Siemens iQ700 fırını farklı kılan en çarpıcı özellik, sıradan bir pişirme deneyimini akıllı bir mutfak asistanına dönüştüren yapay zekâ destekli kamera teknolojisi. Bu teknoloji sayesinde, fırın artık sadece ısı veren bir cihaz değil; sizinle birlikte düşünen, sizi anlayan bir mutfak şefi gibi çalışıyor.

Fırına bir kek koyduğunuzda, Siemens iQ700 hemen tanıyor. Çünkü 100 farklı yemeği tanıma özelliği sayesinde kekten rostoya, pizzadan böreğe kadar onlarca tarifi analiz edebiliyor. Her birini kendi pişirme ayarına göre değerlendiriyor ve o yemeğe en uygun ayarları kendisi seçiyor.



Üstelik en ince ayarları otomatik yapması sayesinde sıcaklık, pişirme süresi ve pişirme modu gibi detayları sizin için ayarlar. Siemens iQ700, her yemeğe özel ideal koşulları kendi belirliyor. Siz sadece malzemeleri hazırlıyorsunuz; gerisini o hallediyor.



Ve en büyüleyici kısmı: Kamera kontrollü pişirme ve otomatik kapanma (cookControl Pro) sayesinde, yemeğinizin kızarma derecesini veya iç sıcaklığını izleyerek, tam kıvama ulaştığında pişirmeyi otomatik olarak sonlandırıyor. Böylece yemeğin az ya da çok pişmesi endişesi tamamen ortadan kalkar.

Pişirme sanatını destekleyen akıllı sensörler

Yapay zekâ, iQ700 fırınlarda yalnızca kamerayla sınırlı değil; her yemeğe kusursuz kıvamı kazandırmak için geliştirilen sofistike sensörlerle deneyimi bir üst seviyeye taşıyor. Çünkü Siemens iQ700, pişirme sürecini sizin kadar ciddiye alıyor.

roastingSensor Plus, üç farklı noktadan ısıyı ölçen gelişmiş bir termometreyle etin, tavuğun ya da balığın iç sıcaklığını anbean takip ediyor. Siemens iQ700 ile fırının kapağını hiç açmadan, etin sıcaklığından pişip pişmediğini kendi belirliyor. Sonuç, dışı çıtır ama içi sulu bir lezzet… Şeflerin elinden çıkmış gibi, her seferinde aynı kusursuzlukta pişen lezzetleri artık evinizde deneyimleyebilirsiniz.

Tatlıdan tuzluya her hamur işinde aynı titizlik geçerli. bakingSensor Plus, fırın içindeki nemi ve sıcaklığı analiz ederek kek, poğaça ya da ekmeklerinizin ne zaman mükemmel kabarıklığa ulaştığını tespit ediyor. Böylece kekiniz her defasında istediğiniz gibi kabarır, içi yumuşak kalır.

Her detayında profesyonel bir şefin özeni, her dokunuşunda kusursuz bir pişirme dengesi… Siemens iQ700, sadece pişirme sürecini değil, mutfakta yarattığınız deneyimi de yeniden tanımlıyor.



Hayatı kolaylaştıran ekstra özellikler

Siemens iQ700, sadece kusursuz pişirme sonuçlarıyla değil, modern yaşamın hızına uyum sağlayan akıllı çözümleriyle de fark yaratıyor. iQ700, sizin için mutfakta geçen zamanı kolaylaştırmayı da biliyor.

FullSteam Plus özelliği sayesinde buhar ve 120°C ısı kombinasyonuyla yemekleri %50’ye kadar daha hızlı pişirirken, vitaminleri ve lezzeti koruyor. Dışı çıtır, içi sulu balıklar ya da sebzeler hazırlamak artık sadece birkaç dakikanızı alıyor. Üstelik tüm bunları yaparken besinlerin doğallığını koruyor; yani sağlıklı ve lezzetli sofralar, zamandan ödün vermeden mümkün hale geliyor.

Siemens Home Connect uygulamasıyla Siemens iQ700 fırınınız dışarıda olsanız bile sizinle her yerde. Telefonunuzdan uygulamayı açın, yemeğinizi uzaktan pişirmeye başlayın, sıcaklığı ayarlayabilir hatta iç kameradan yemeğinizin ne durumda olduğunu izleyebilirsiniz. Eve geldiğinizde yeni pişmiş yemek kokusuyla karşılanmak artık yalnızca konfor değil, Siemens iQ700 ile modern yaşamın akıllı kolaylığı.

Hijyen konusunda en rahatlatıcı detay ise activeClean® (Pirolitik Temizlik). Siemens iQ700, iç yüzeyinde biriken yağ ve kalıntıları yüksek sıcaklıkta küle dönüştürerek kendini tamamen temizliyor. Sizin yapmanız gereken, fırın soğuduktan sonra bir bezle hafifçe silmek. Artık temizlik için vakit harcamanıza gerek yok; çünkü iQ700, size zamandan fazlasını kazandırıyor.

Siemens iQ700, modern yaşam temposunu anlayan, sizin yerinize düşünen bir mutfak deneyimi sunuyor. Hız, hijyen ve lezzet… Hepsi tek tuşla elinizin altında.

Mutfakta yeni bir yetenek

Siemens iQ700 Fırın, sadece bir ev aleti değil; mutfak yeteneğinizi parlatmanıza yardımcı olan, en zorlu tariflerde bile yanınızda olan akıllı bir asistan. 

Unutmayın, her mükemmel sofranın ardında doğru bir seçim vardır. Ve bu seçimi Siemens iQ700 ile yapabilirsiniz. Sonuçta Siemens, teknolojinin keyfini bilenlere. Siemens’in iQ700 ve daha birçok ürününü keşfetmek için tıklayın.Siemens iQ700





İlgili Makale
whatsapp