X

Ego durdurur, iç ses ise ilerletir: Siz hangisini dinlemek istersiniz?

Ego benlik anlamına gelse de spiritüel ego olarak bahsettiğimiz şey aslında benliğimizi sözde korumak üzere oluşturduğumuz bir canavar. Kendimizi limitlediğimiz yer.

Bana soruyorlar “EGO’nun sesiyle iç sesimi nasıl ayırt edebilirim?” diye. Verdiğim cevap şu oluyor: Ego durdurur, bahaneler, tanımlar üretir. İç ses ise ilerletir.

Ego, eksik olana, hataya, birilerinin yanlış yapacağına inanan ve sürekli KARŞI TARAFI değiştirmeye çalışan bir düşünce sistemidir. Hepimizde mutlaka ego vardır. Ego, aslında bir yanıyla tıpkı nefes gibidir. Nefesimizi her tuttuğumuzda üzerimizde egonun sözü geçmeye başlayacak demektir. Nefesimizi tutmamız nasıl eski deneyimlere tutunup adım atmamızı engelliyorsa, egonun da bizi sözde koruyarak durdurması aynı şeydir. Egoya tutunmayı bırakıp bağlantılı ve bütünsel nefes aldığımızda geçmiş deneyimlerin ve onlara yüklediğimiz anlamların ötesine geçeriz. Böyle düşünürsek egomuz onları bir basamak olarak kullanır, yani bize zarar vermez, aksine bizi ilerletir.

Ego, sürekli tanım yapar. Sevgiye, hayatımıza, ilişkilerimize, sağlığımıza, yapılması gerekene, gerekmeyene, olması gerekene, gerekmeyene, her şeye sürekli yorum yapar. Sizi tanımlarınızın ve öğrenilmişliklerin, güvenli olduğunuzu sandığınız yerin dışına çıkartmamak için haklı bahaneler ve formüller yaratır.

Anne “Saçın ıslak dışarı çıkma, hasta olursun,” der ve bu düşünceyi satın alan çocuk, bir gün okula geç kalmamak için saçını kurutmaz ve hasta olur.

Egosu da der ki “Bak annen sana demişti. Gördün mü, saçın ıslak çıktın, hasta oldun. Bir daha annenin sözünden sakın çıkma!”

Bizi hasta eden tek şey düşüncelerimizdir aslında. Daha doğrusu düşüncelere tutunmak…

Bir kişiye böyle bir düşünce kalıbı öğretilmemişse ve kişi bu düşünceyi satın almadıysa, saçı ıslak çıksa bile hasta olmayabilir. Bunu saçınız ıslak dışarı çıkabilirsiniz diye yazmıyorum tabii ki. Başka olasılıklarımızın da olabileceğini anlatmaya çalışıyorum.

Ego, tek bir deneyimden yola çıkar ve sürekli aynı şeyin olacağını zanneder. Oysa ki bir bebeğe bakın. Yürümek için ilk önce emekliyor. Sonra yürümeye çalışırken düşüyor. Fakat “Bak adım atınca düşüyorum, en iyisi ben bir daha yürümeyeyim” demiyor. Tekrar deniyor, belki tekrar düşüyor ama asla vazgeçmiyor. En sonunda yürüyor.

Ego, değişimden nefret eder. Gelişime direnir. Kontrolün hep kendisinde olmasını ister. Her şeyi önceden bilmek ve görmek ister. Neden-sonuç ilişkisi arayarak bizi sürekli koşullara iter.

İçsel yolculukta ego

“Ne gereği var ki, sen böyle iyisin.”

“Zaten zamanın da yok. İşe geç kalacaksın.”

“Bugün yapılacak çok iş var, bununla uğraşma şimdi.” “Sonra yaparsın şimdi biraz daha dinlen.” 

Ego bahaneler üretir. Ego, hep haklı olmak ister. Etiketler. Diyelim ki sürekli kocası için “Eşim çok öfkeli,” diyerek etiket yapıştıran bir kadın var. Ve bunu o kadar çok tekrar ediyor ki adam muhtemelen öyle olsa da, olmasa da kadının yanında sürekli öfkeleniyor. Sonra arkadaşlarının yanındayken adam öfkelendiğinde kadın arkadaşına dönüp diyor ki “Bak, ben sana demiştim ne kadar öfkeli olduğunu.” Hiç yabancı gelmiyor değil mi?

Ego, mantıktır ve sözde korumaya, kollamaya çalışır.

“Erkekler aldatır.Ahmet de bir erkek olduğuna göre, o da aldatır. Sen en iyisi başlamadan bitir bu ilişkiyi.”

Ego, sözde bizi korumaya çalışır. Geçmiş deneyimlerimizi öne sürer ve kendini haklı çıkarmaya çalışır:

“Daha önce de bu acıyı yaşamıştın, şimdi yine aynı şeyi mi yaşamak istiyorsun?”

Ego, konuştuğunda siz de kendinize hep şu 3 soruyu sorun:

  • Aynı şeyi bir daha yaşayacağım doğru mu?
  • Emin miyim?
  • Başka olasılıklarım yok mu?

Egonun dışına çıkmak, onu bir basamak olarak kullanmakla eş değerdir. Yaşadığımız deneyimler aslında bizim rehberimizdir. Bizi en iyi halimize götüren yoldur.

Sizi endişelendiren yere bakmak ve görmek yeterlidir ötesine geçmek için. Onu yok etmeye çalışmayız. Olanı değiştirmek için uğraşmayız. Onu itmek veya sahiplenmek o korkuyu büyütür. Daha farklı davranarak ve geçmişi bütünleyerek egoya rağmen ilerleyebilirsiniz.

Hayatta iki yol vardır: Biri vazgeçmek, diğeri her şeye rağmen ilerlemektir. Biri mucize, diğeri ego yoludur. Nefes aldığımız her an mucizedeyiz, nefesi tuttuğumuzdaysa tamamen egodayız.

İki yol bir arada olmaz. Seçim yapmak durumundayız: Ya dışa bağımlı kalıp birilerine tapar, birilerinin yolundan gider, birilerinin sözünden çıkmaz, başkası için bir başkası olur, yorulur, yıpranırız ya da her şey ve hiçbir şey olup ruhumuzun sonsuzluğunda dans ederiz. Bizi dışarıdaki hiçbir şey iyileştiremez. Aracı olabilir, yol gösterebilir ama “gerçek uyanış” özde başlar ve şu ana yansır. Gerçek rehber sadece sizi ilerleten içinizdeki sestir.

İlginizi çekebilir: “Cennet, gerçek benliğin filizlendiği yerdir”: Dünyayı cennete çevirmek ister misiniz?

Tuba Kaytaş: Türkiye’nin ilk nefes koçlarından olan Tuba Kaytaş, Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. İlk nefes eğitimini 2005 yılında Judith Kravitz’ten aldı. Nefesin hayatına ve kendisine yaptığı muazzam değişikliği fark edince deneyimlediği tüm güzellikleri insanlarla paylaşabilmek için yoluna nefes eğitmeni olarak devam etmeye karar verdi. 2009 yılında Ommira Kişisel Gelişim Merkezi’ni kurdu. Bu süreçte yaptığı çalışmaları ve deneyimlediklerini Özgür Kocaeli Gazetesi’nde kişisel gelişim konularında yazılar yazarak paylaştı. Yıllardır içinde bulunduğu nefes seminerlerinin ardından bilgi ve tecrübelerini 2012 yılında yayımlanan ilk kitabı Nefes’le Mucizelere Giden Yol adlı kitabında topladı. Araştırmacı ve yenilikçi bakış açısıyla, nefesle ilgili her konuyla ilgilenerek yoluna devam eden Kaytaş, Nefesimizin düşüncelerimizi etkilediğini fark edince kendi yöntemini geliştirip nefesi duygularla bütünledi. 8 yıllık çalışmaları ve eğitimleri sonucu geliştirdiği Nefs-i Terapi yöntemini aynı isimli kitapla paylaşmaya karar verdi. 3. Kitabı olan Bedenin Şifresi ile okuyucularına bedeni tanımanın ve şifanın yollarını sundu. 4. Kitabı olan 1 ile ilişkilere farklı bakış açısıyla bakabilmeye rehber oldu. Türkiye’nin İlk Transformal Nefes Koçları’ndan olup, daha sonra kendi sistemini kuran Kaytaş, nefesin en doğal halini Bütünsel Nefes’te birleştirdi. Şu anda Nefes Kampları düzenliyor, sorgulanabilir sertifikalı olan Profesyonel Nefes Uygulayıcılık Eğitimleri veriyor ve kendi sitesi olan www.nefesatolyesi.com da yazı yazmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale