X

Eğer sıkışıyorsak, hayat bizi daha iyi bir kapıya götürüyordur

Elimizden her şeyimiz alındı, tutunduğumuz ne varsa, kendimizi bağladığımız ne varsa, umut ederek beklediğimiz ne varsa. 
Daha iyisinin olduğunu ve hep ona doğru yürüdüğümüzü söyleyen her söz aslında bu anımızın yetersiziğini vurguluyor ve bizi anın derinlere giden manasından alıkoyuyor.
Şu an yaşadığımız halin sorumluluğundan uzaklaştırıp “kurtulmamız gereken, başarısız ve eksik” hissettiriyor.
Çünkü hep daha iyisi var ve sen “gelecekte” o daha iyiye ulaşacaksın!
O umut edilene, vadedilen umuda ulaşamadığımız her an ise, kendimizi gittikçe hızlanan ve tükenmek bilmeyen bir çabanın içinde buluyoruz.
Bitmeyen bir çaba…
Çaba büyüdükçe hedefler uzaklaşıyor, biz yoruldukça “başarısız ve yetersiz” hissediyoruz. 
Umut etmek bizi hayatta tutan değil, hayatımızdan çalan olmaya başlıyor. Çünkü buradaki umut, bizim anımızı değil geleceğimizi hedef alıyor.

Yaşamın öğretmenliği böyle;
Aklın ve sanma hallerinle gidebildiğin yere kadar gitmene o kuyunun sonsuzluğunda boğulmana izin veriyor. Ta ki, burada bir şey yok diyene kadar. 
Emin ol çocuğum, burada tekrardan başka bir şey yok!

Eğer tekrarı fark edip oradan çıkmak istiyorsan, başka bir yöntem kullanmalısın. 
Hiç bilmediğin, hiç bilemeyeceğin..
Sadece “olanı yaşamak” gibi..
Umut etmeyi bırakmalıyız 
Umutsuzluğu bırakmamız gerektiği gibi
Umut geleceğe dairdir. 
Umutsuzluk da geçmişten getirdiğini geleceğe taşıma gayretidir. 
Bilmediğini kabul ettiğin noktada, yarını bilemeyeceğini kabul ettiğin o noktada kalmalıyız. 
Burada  bir beklenti yoktur. Burada olan ne ise o vardır. 
Bildiğine tutunmak isteyen insan gerçekten bildiğine tutunsaydı,
 o “bu an” olurdu.

Oysa insan, umuda, geleceğe yani “olmayana” tutunmak istiyor. 
Bu yüzden yaşamak yerine hedefe koşuyor. Olacağından asla emin olmadığı “var saydığı” bir hale. 
Mutsuzluk, umutsuzluk burada başlıyor. 
Çünkü o hedef  planlandığı şekilde, o histe, o zamanda gerçekleşmiyor. Gerçekleşse bile bunu gerçekleştiren artık gerçekleşen hayalinden başka bir histe oluyor. Tatmini yaşayamıyor. Bu yüzden yeni hedefler, yeni umutlar belirleyip onların peşinden koşuyor tekrar, tekrar…
Ve bu döngüde yaşam yitiyor. 

Gerçek ile sanrıyı birbirinden ayırmalıyız. 
Şu an neredeyiz?
Şu an ne hissediyoruz?
Tek gerçeğimiz bu. 
Başka hiçbir gerçek yok. 

Şu an fakir hissediyorsak öyleyiz ve bunu değiştirmek için şimdi bir şey yapabiliriz. 
Şu an mutsuz ve yorgun hissediyorsak, bunu değiştirmek için şu an bir şey yapabiliriz.
Şu an kaygılı hissediyorsak bu kaygı ne zamana ait bakmalıyız. 
Yarın için kaygılanıyor ama şu anımıza geldiğimizde “tamam” isek, tamamızdır. 
Bu tamamlığı yaşayalım. Belki yarın tamam olmayacağız. Şu an buradayız, tamam da…
Şu an mutlu hissediyorsak sadece bunu yaşayalım, yarına bu mutluluğu taşıyamayacağının kaygısını değil…

“Eğer sıkışıyorsak, hayat bizi daha iyi bir kapıya götürüyordur.” 

Belki hayatın iyisi senin iyin ile aynı değildir?
O senin gelişimin ve anlaman için hoşuna gitmeyen “iyiliklere” götürebilir seni. 
Bilmiyoruz. 
Kendimizi kandırmayı bırakıp, bu anın içinde ne yapabiliriz buna bakalım. 
Çünkü ancak o zaman, yani anları anın içinde değerlendirmeye başladığımızda, gözümüzde çığ gibi büyümüş olan gelecek ve yapılacaklar ordusu kaybolup yönetebileceğimiz, keyif alabileceğimiz, coşku hissedebileceğimiz bir hale dönüşür.

Umut etmek, “iyicil” görünse de insanı “başarısız hissetmeye, yetersiz, tatminsiz, değersiz” hissetmeye götürebilir ve bizi o hissin içinde hapis bırakabilir. 
Bu aynen, bir sonraki yaşamda refaha ereceği umudu ile şu andaki fakirliğini kabul edip kaderine boyun eğen Hinduların inanç  şablonu gibi. 

Umutsuz olalım demek değildir bu, daha da fazlası umudun kendisi olmak, oluşumuzun umut hissi ile yoğrulmuş olması demek. 

Sen yaşadığın sürece olasılıklar içindeki en yüksek umutsun. 
Dışarıdan bir etki beklemene, geleceği beklemene gerek yok. 
Şimdi ve şu anda, o umut sensin.  
O sana gelmeyecek, sen de ona gitmeyeceksin. 
O olacaksın.
Oluşacaksın. 

Yaşam sana geldiğinde ona içindeki sen olan umudu ver o da sana o parçan ile neler yapabileceğini göstersin. 
Bir zerren bin yaşam olsun.

İlginizi çekebilir: Sorarak, dinleyerek, izleyerek sözlüğümüzü öğretmeliyiz birbirimize

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale