X

Ebeveynlik ve nörolojik dönüşümler: Anne beyni (mommy brain) nedir?

Annelik, pek çok güzellik ile birlikte büyük değişimleri de beraberinde getiren önemli bir dönüm noktası. Ve şüphesiz ki bir kadının hayatındaki en önemli dönüşümlerden biri. Yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik, duygusal ve nörolojik değişimleri de içerisinde barındıran bu dönüşüm, annelik ile birlikte kadınların beyin yapısında ve işlevlerinde de değişimler yaşamasına zemin hazırlıyor. “Mommy brain” veya Türkçe’si ile “anne beyni”, bebek sahibi olmanın getirdiği sorumlulukların, yeni yaşam dinamiklerinin ve değişen hayat tarzının annenin beyninde yarattığı değişiklikleri anlatan önemli bir kavram. Ve annelerin değişen her şeye çok daha hızlı ve kolay bir şekilde adapte olmasını sağlayan en güçlü araç. Gelin, anne beyni nedir, anne olduktan sonra kadınların beyninde ne gibi değişimler meydana gelir, yakından bakalım.

Anne beyni, en öz tanımıyla doğumdan sonra yeni anne olmuş kadınların beyinlerinde meydana gelen nörolojik değişimleri açıklayan ve son zamanlarda literatürde daha geniş yer edinmeye başlamış bir terim. Kadının, annelik rolünü daha hızlı bir şekilde benimsemesi ve hem kendisiyle hem bebeğiyle hem de dünyayla daha etkili iletişim kurabilmesi için beynin sürece dahil olup değişmeye başlaması, anne beyni terimini açıklıyor.

Bu değişimlerin büyük ölçüde hormonlar ve nörotransmitterler tarafından tetiklendiği biliniyor. Bilimsel araştırmalar, bu değişimlerin beyin sağlığı için faydalı olduğuna ve hatta daha çok çocuk sahibi olmanın, beynin daha genç kalması ile yakından ilgili olduğuna dikkat çekiyor. Beynin, yenilik, karmaşıklık ve bilişsel zorlukları teşvik edici bulması, bu durumu açıklayan en önemli nedenlerden biri. Peki, anne olduğunda bir kadının beyninde neler değişmeye başlıyor?

Güçlü algılar, daha iyi bir hafıza, artan empati ve keskin bilişsel beceriler

İlk olarak beyin, öncekinden çok daha güçlü bir yapıya bürünüyor. Evet, araştırmalar beyinde meydana gelen değişimlerin beyin yapısını güçlendirmeye yardımcı olduğuna dikkat çekiyor ve dahası daha güçlü bir hafıza, keskin bilişsel beceriler ve artan empati becerisi de bu sürece eşlik ediyor.

Muhtemelen “anne beyni” dendiğinde pek çok insanın aklına unutkanlık, beyin sesi, dalgınlık gibi durumlar geliyor. Her ne kadar yeni anne olmuş bir kadının anne olmadan önce günlük rutinlerinde yer alan birçok şeyi unutması yaygın bir durum olsa da bu aslında beynin önemsiz gördüğü işleri geri plana atmasından kaynaklanıyor, zayıflamasından değil. Çünkü, düne kadar hiç var olmayan bir canlının tüm yaşam becerilerinden sorumlu olmak, gündelik, küçük, daha önemsiz işlerin beyin tarafından askıya alınmasına neden oluyor.

Diğer bir deyişle annelerin beyni, yeni doğan bebeklerinin tüm ihtiyaçlarını karşılamak için her an tetikte olurken, daha az önemli işleri görmezden geliyor. Buna ek olarak, araştırmalar hamile kadınların ve yeni anne olmuş kadınların, yüz tanıma ve diğer insanların duygularını okuma konusunda çok daha başarılı olduklarını da açığa çıkarıyor. Ayrıca, stresli durumlarda ‘şaşırtıcı bir şekilde’ daha sakin kaldıkları da çalışmalarca kanıtlanıyor.

Üstelik sadece anneler değil, babalar ve tüm ebeveynler de birtakım nörolojik değişimlerden geçiyorlar. Araştırmalar gösteriyor ki; çocuklarıyla ilgili olan babaların, karar verme, içgüdü ve kaç veya savaş tepkisinden sorumlu olan beyin bölgesi amigdalada daha fazla aktivasyon mevcut. Dahası, yeni babaların testosteron ve kortizol seviyelerindeki değişimin, bebeği doğduğunda, ileride çocuklarıyla ne kadar ilgili olacaklarını öngörebileceğini açığa çıkaran çalışmalarAraştırmalar gösteriyor ki; da var.

Yalnızca babalar değil, diğer ebeveynler için de nörolojik değişimler söz konusu. Yapılan bir araştırma, koruyucu annelerin bebekleriyle bağ kurarken, biyolojik annelerle benzer oksitosin değişiklikleri yaşadığına dikkat çekiyor. Kısacası, bebek sahibi olmak beynin yeniden yapılanma yeteneği olan nöral plastisiteyi tetikleyerek ebeveynlerin duygusal değişimlerinin yanı sıra nörolojik değişimler de yaşamalarına zemin hazırlıyor.

“Dad brain” de var: Babaların yaşadığı nörolojik değişimler

Ebeveyn olmanın getirdiği sorumluluklar ve ihtiyaçlar, beyin uyum sağlamasını ve buna bağlı olarak değişmesini gerektiriyor. Dolayısıyla mommy brain gibi “dad brain” de literatürde yerini alan bir terim. Ünlü Psikolog Darby Saxbe, bu konuda yürüttüğü bir çalışma ile babaların beynindeki değişimleri ortaya çıkarıyor.

Yürütmüş olduğu araştırmaya göre erkeklerin de beyni bebekleri doğduktan sonra tıpkı annelerin beyinlerindeki gibi değişime uğruyor ve “baba beyni” ortaya çıkıyor. Ve Saxbe, yaptığı çalışmanın sonucunda annelerde hem subkortikal hem de kortikal değişiklikler meydana gelirken babalarda sadece kortikal değişiklikler oluştuğunu açığa çıkarıyor. Yani, dikkat, planlama ve yürütme fonksiyonlarından sorumlu olan korteks, babaların beyninde değişime uğruyor, bunun nedeni olarak da araştırmacılar ebeveynlik süreçlerinin daha yüksek düzeyde bilişsel işlemler gerektirmesini öne sürüyor. Sonuç olarak anne ve baba olmak, pek çok değişimi de beraberinde getiriyor. Ebeveynliğe dair daha fazla bilgi ve ipucu elde etmek isterseniz Parent Up kategorimizi ziyaret edebilirsiniz.

Kaynak: time, today

İlginizi çekebilir: Yeni anne olmuş birini desteklemek için ne yapabilirsiniz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale