Gün geçmiyor ki dağınıklık, dikkatsizlik ya da kötü olduğunu öğrenerek büyüdüğümüz herhangi bir özelliğin aslında şahane bir anlamı olduğu ortaya çıkmasın… Son yıllarda en çok sevilenlerden biri de, oda toplamama hakkı savunulurken kanıt olarak kullanılan araştırma: Dağınık insanların daha akıllı ve yaratıcı olduğu (aynı zamanda daha geç yattıkları ve daha çok küfür ettikleri; ama bunlar şimdilik konumuz dışında).
Acaba Minnesota Üniversitesi’nin bu araştırması gerçekleri ne derece yansıtıyor? Ya da şöyle soralım; bu araştırmaların arka planında, sansasyonel olmadığı için bize söylenmeyen başka şeyler var mı?
Einstein’ın masasını gösteren malum fotoğraf, bahsettiğimiz çalışmayı da destekler nitelikte olduğu için, özellikle dağınık insanlar tarafından çok sevilip paylaşılıyor. Einstein bir dahiydi, masası da dağınık, e tamam işte?! Oysa her şeye bütünlüklü bakmakta ve yine Einstein’ın şu sorusunu hatırlamakta fayda var: “Eğer dağınık bir masa dağınık bir aklın işaretiyse, boş bir masa neyin işaretidir?”
Dağınık = Yüksek IQ ise, düzenli kişiler aptal mı?
Einstein’ın boş bir masadan kastı gereksiz nesnelerin olmadığı, kağıtların, notların her yeri kaplamadığı bir masaydı ve bu, düşük zeka belirtisi değildi. Dağınık bir masanın yeni fikirler üretmeye, yeni yollar denemeye meyilli insanlara ait olması bir tesadüf değil; ancak bunun karşıtı olan düzenli olma hali, yüksek zekanın karşıtını ifade etmiyor. Düzenlilik, daha garantici, bildiği yolda ilerleyen bir karakterin sinyalini veriyor. Kişinin, ayakları yere basan kararlar almada daha iyi olduğunu gösteriyor.
İlginizi çekebilir: IQ seviyesini yükseltecek ve hafızayı geliştirecek yollar
Çalışmada dağınık ve düzenli odalara yerleştirilen insanların seçimleri karşılaştırıldı. Aynı koşullarda, dağınık odalardaki insanların iki yiyecekten sağlıksız olanını seçmeye, yardım kuruluşlarına bağış yapmaya, yeni bir ürünü eski, bildikleri bir ürüne tercih etmeye meyilli oldukları gösterildi. Karşılaştırılan davranış biçimlerinin karşılığı, bir yanda dağınıklıkla özdeşleşen yaratıcılık, diğer yanda düzenlilikle özdeşleşen gelenekselcilik idi.
Bu durumda karşıt görünen bu iki özellikten yaratıcılığı ille de baştacı yapıp, sağlıklı kararlar alabilmenin önemini göz ardı etmek hatalı olur. Düzenli kişilerin kendilerini kötü hissetmelerine hiç gerek yok, çünkü onlar yüksek olasılıkla, kendilerine daha gerçekçi hedefler koyabilen ve bunlara ulaşmak için sistematik bir yol izleyip başarıya ulaşan kişiler oluyorlar. Daha yaratıcı değilse de, daha verimli…
Verimlilik mi düzenden çıkar, düzen mi verimlilikten?
Düzenli olmak kişinin karakterinden geldiği gibi, tersi de olabiliyor: Yani temiz ve düzenli bir ortam sağlamak konsantrasyonumuzu yükseltiyor, odaklanmamızı kolaylaştırıyor. Bir sınava çalışmaya başlamadan önce bulaşıkları yıkamak ya da odayı süpürmek gibi işler, dikkat dağıtacak etkenleri ortadan ve beyinden kaldırmak için birebir. Tıpkı, yapılacak işler listesinden silinen maddelerin yarattığı rahatlık gibi.
Düzenli olmayı bir alışkanlık haline getirmek, yaşadığımız yeri olduğu kadar kendimizi de sadeleştirmek için büyük bir adım. Konuşmada ve yazıda dahi etkileri uzun vadede göze çarpıyor: Neden etrafta bir sürü yayıntı olsun ki düşüncesi zaman içinde şuna evrilebiliyor: 15 yerine 5 sözcükle söylenebiliyorsa, neden söylemeyelim?
Nereden başlayacağını bilemeyenler için birkaç uzman önerisi listeledik:
- Çalışma alanınızı temizleyin.
- Masanızı düzenleyin. Kullanmadığınız her şeyi, seyrek ihtiyaç duyduklarınız dahil, göz önünden kaldırın.
- E-mail kutunuzun üstünden geçin. Hep analog temizlikten bahsedecek değiliz ya! O e-mail kutusunun kenarındaki 189 okunmamış e-mail bildiriminin aklınızda ne kadar yer tuttuğunu tahmin bile edemezsiniz.
- Hem temizlik hem de iş esnasında dikkatinizi dağıtacak etkenlerden uzak durun. Telefonu kapatın, bilgisayara bakmayın, zihniniz de bir süreliğine temiz olsun.
- Mesaj, e-mail gibi yazılı materyalde laf kalabalığı yapmamaya, gereksiz uzatmalara gitmemeye özen göstermeye başlayın. Bu zaman içinde yerleşerek hem kişisel hem de profesyonel hayatta işinize yarayacaktır.
Kaynaklar:
Goins, Writer
99u
Forbes
Independent
Rarehistoricalphotos.com