X

Duyuyor musun: Dünya değişmemiz gerektiğini söylüyor

Sistem değişiyor. Kurallar, doğru dediklerimiz, yanlış dediklerimiz, her şey değişiyor. Dünyanın altı üstüne, üstü altına dönüyor. Bu arada her şeye sıkı sıkıya tutunmuş insan, elinin ayağının altından kayanlara bakarak panik oluyor.
Şimdiye kadar, kendinle olma, kendinle kalma becerisi, kendini sevmekten bahseden “romantik söylemler” gerçek bir zaruret oldu.
Sosyalleşmeden, derdini kendi kendine halledebilecek duruma gelmek.

Kendini oyalayabilmek,
Yaratıcılığını kullanmak,
Kendinle vakit geçirebilmek,
Yaptığın işin önemini ya da önemsizliğini anlamak,
Neye hizmet ettiğini ya da edip etmediğini fark etmek,
Kendi vicdanın ile yalnız kalmak…

Hepsi artık bir görünmez varlığın saldığı korku ve tedbir ile gerçek gündemimiz.
Aklımızla, hayal gücümüzle, bedenimizle, kendi kendimize kaldık.
Dünya toplu bir inzivaya çekiliyor.
Mecburi tefekkür!
Dünya seni, kendi değerini ve hazineni bulmana mecbur bırakıyor.
Ertelemek, sorumluluk almamak, kendini duymamak mümkün değil.

Denge kurmaya zorluyor.
Korku ve endişe dışarıdan içeriye sızıp sendeki korkuyla el ele tutuşurken, hayat doğal yaşamının renklerine tutunmaya zorluyor.
Acıma ve korku olmadan, sadece alanını koruyarak varlığını sürdürmenin ne olduğunu anlatmaya çalışıyor.
Yaşam ne olursa olsun, bizle veya bizsiz devam edecek. Dönüşüm bizimle ya da bizsiz olacak ve oluyor. Buna direnç, yel değirmenlerine karşı savaşan Don Kişotluktan başka bir şey değil.
Ayırmadan; din dil, ırk, cins, renk, sınır gözetmeden anlatacak.
Müslümanları, Yahudileri kayırmayacak. İyi kalplileri bir kenarda saklamayacak.

Herkes için ve kendi için orada olanlar yeni sistemde dans edebilecekler. Her zaman böyleydi, sadece görünür oldu.
Bencil olamayacağını anlatıyor sistem. Sadece seninle ilgili olmadığını. Her şeyin tepesinde senin olmadığını. Zinciri anlatıyor, başı sonu olmayan bir çemberi, döngüyü.
Orada minik bir halkasın, diğerini bir diğerine bağlayan. Nerde bağlayıp nerede kıracağına karar verensin. Sorumluluk alıp, seçim yapan.
Şimdiye kadar seçimi hep başkalarına mı bıraktın?
Şimdi öğrenme zamanı. Karşısında hayatın var.
Bu kadar keskin ve net. Seçim yap, ya hayatın ya da kim ne der, öğrendiklerin ve yargıların ne söyler, ne düşünürleri!
Bu kadar basit ve bu kadar ciddi.
Sen ol! Ne olursa olsun!

Evinde eşiyle mutlu olmayan ve iş hayatını kaçış olan kullanan, kendiyle kalamayıp spora veya sosyal çevresine bağımlı olan; şimdi o kaçtığın haller ile yüzleşmek zorundasın. Sistem bunu dayatıyor. Görmediklerini görmeye itiyor. Direnç sadece acı verir. Kabul ne demek öğreniyoruz. Boyun eğdiğimiz şey; kendimiziz. Kendi gerçeğimiz.
-mış gibi davranamayız. İdare edemeyiz. Burada oyun yok, tek bir şey var; o da, dürüstlük!

Bu felaket gibi gelse de çoğu insana, bu bir kutlama, bir lütuftur. Bu tüm dünyanın bir olduğuna, ayrım, ülke sınırı, tür olmadığına bir ispattır. Her ne kadar sınırlarla, izole olmak ile ayrışmış gibi görünsek de aslında sarkacın diğer ucundan bir birleşmedir.
Bu var olan sistemin, nasıl hizmet etmesi gerektiğine bir öğretidir.
Neyin önemli, neyin önemsiz olduğunu anlamamıza olanaktır.
Tüm dünyaya ve kendimize “gözlemci” olmamıza bir fırsattır.
Yaşam kolları sıvadı, kendi dili ile öğretmenliğe başladı. Hem de minicik bir zerresi ile.
Kimin güçlü olduğunu gösteriyor. Aslında gerçek olanın ne olduğunu, değerli olanın ne olduğunu. Minicik bir zerrenin yapabileceklerini, gücünü ve dolayısıyla senin de gücünü gösteriyor. Ve elbette sarkacın diğer ucundaki güçsüzlüğünü… İkisi de aynı anda, aynı yerde, hep olduğu gibi.
Öğretmen iş başında.

Dünya hepimizin. Birimiz olmadan, diğerimizin olamayacağını anlama zamanı. Hep beraber olmadıkça hiçbir şeyin işe yaramayacağını anlama zamanı. Burada demokrasi yok, teklik (bütünlük) var.
Korkunun hiçbir işe yaramadığını, zihnin iletken olduğunu, zihninden geçenlerden sorumlu olduğunu, saygının “şart” olduğunu, dürüstlüğün “şart” olduğunu, dengenin “şart” olduğunu, sistemin rütbe tanımadığını, duvarların işe yaramadığını, insanın sadece insan olduğunu…
Anda kalmanın nasıl bir şey olduğunu..!

Endişe dediğimiz şey gelecek kaygısındandır. Anın sorumluluğunu alan için endişe yoktur. Orada kal şimdi. Sakin…
Ve yaşam hep anlatmaya çalıştığı gibi, “yapmamayı” anlatıyor.
Yapmayarak olmayı. Durmayı. Yargılamamayı, ötekileştirmemeyi, kaçmamayı, korkmamayı…
Sadece dur.
Kendi içinde dur.
Her şey yeniden düzenlenirken, yeni dünyanın renkleri kesin olarak indirilirken, dur.
Kapılar açılana, yürekler temizlenene, muhakemeler yapılana kadar dur.
Bu senin zamanın.
Bunu uzatmak da kısaltmak da senin elinde.
Sen içeri girdikçe, derinlerine daldıkça açılacak dünya. İçindeki karanlık geçirgen aklın virüslerini salmayı bıraktıkça iyileşecek dünya.
Bu zaman senin için.
Kendini ayrıştırıp temizlemek, yeniden başlamaya izin vermek için.
Hem de hep beraber, tüm dünya! Hiçbir şey kaçırmadığından emin olasın diye.
Tüm dünya aynı anda!

Şimdi Amazon’da ağaçlara ağlayanı, yangınlarda hayvanlara ağlayanı, kirlenen denizlerde yok olan nesline ağlayanı, saygısızlık ettiğin, görmezden geldiğin her yaşam formunu görme ve anlama zamanı. Empati!
Her yaşam formunun, ağacından böceğine canlı olduğunu, can olduğunu… anlama zamanı.
Yaşamın bizlerden çok daha büyük olduğunu, sistem kurgusunun zihin ile tahmin edilemez olduğunu idrak etme zamanı.
Sevdiklerini, sevdiğini fark etme zamanı! Her an…
Ayıp günah dediklerini bir kenara koyma zamanı, saksıdaki çiçeğinle beraber bir ev paylaştığını anlama zamanı. Süs değil, can olduğunu. Sana yoldaş olduğunu…
Tüm varoluş ile bir bütün olduğunu, dünyanın senden ayrı olmadığını, toprağın sana bedeninden yakın olduğunu, uçan her kuşun kanadında senin de nefesin olduğunu, aramızda bir boşluk olmadığını, hep beraber bir olduğumuzu ve içimize çektiğimiz hava dahil hepsinin ruhu olduğunu…

Dışarıda öcüler yok, öcüler içimizde. İçimizdeki öcülerle yüzleşme zamanı. Zurnanın zırt dediği yer yani. Daha da fazlası olmasın istiyorsun değil mi? Arın o zaman.
Negatiften beslenen zihnini temizle. Besin kaynağın ışıklı, neşeli olsun! Şikayetten beslenen ciğerini temiz havayla doldur ki temizlensin. Arın, ayıklan ki, dünyanın doğal seleksiyona ihtiyacı kalmasın. Sen de üzerine düşeni yap. Kendine, gerçekliğine doğru adım at.
Bu bir cezalandırma değil, bu bir iyileşme.
Yaşam, spiritüeldir. Olan her şey ruhanidir. Varlığın da ruhanidir. Varlığının sebebini yerine getirmek için adım at.
Kendin olmaktan, kendini gerçekleştirmekten korkma.
Başka bir iyileşme yok.
Başka bir hayat da…

Geçirdiğin şey korku değil, sevgi olsun, neşe olsun, birlik olsun. Yaşam zincirine attığın ilmek ışıklı olsun. Bu bizim sorumluluğumuz! Bir diğerine, çocuklarımıza, yaşayan diğer türde canlılara.
Hem küçüksün hem büyük, hem güçlüsün hem zayıf, hem aydınlıksın hem karanlık. Nerede ne olacağına sen karar vereceksin, nerede boyun eğip nerede arşa çıkacağına. Denge, seçim, yaratıcılık budur. Kendini tanımak ve kabul etmek bundan gerektir. Sorumluluk budur.

Sevin güzel gönüllerinizi, sarın korkan hallerinizi, her şey olması gerektiği gibi..
İsyan değil tefekkür vakti.
Korku değil sevgi vakti.
Öfke değil neşe vakti.
Simyacılık budur, değiştir duygunu dünya değişsin!
Sen iyileş ki, yaşam dengesini kursun.
Hadi!

İlginizi çekebilir: Nuh’un gemisine hoş geldiniz: Hepimizden birer tane var ama aynı geminin yolcusuyuz

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale