Hepimizin profesyonel hayatında veya özel hayatında, çok iyi dinleyiciler vardır. İçinde olduğumuz durum ne olursa olsun, o kişilere anlattığımızda mutlaka ne söyleyeceklerini ve nasıl söyleyeceklerini bilirler. Bu yüzden onlardan duyduklarımız karşısında alınmayız, incinmeyiz. Çünkü duygularımızı dikkate alırlar, sevecen ve düşüncelidirler. Onlara sorunlarımızı anlattıktan sonra, bir çözüm sunmamış olsalar bile kendimizi daha umutlu ve rahatlamış hissederiz.
Duygularını yönetmekte çok başarılı olan bu kişileri hemen hemen hepimiz tanırız. Onlar stresli zamanlarda öfkelenmezler; aksine, sorunları değerlendirme ve sakince çözüm bulma yeteneğine sahiptirler. Çok iyi karar vericilerdir, içgüdülerine güvenmeyi çok iyi bilirler. Kendilerine karşı dürüsttürler. Duydukları eleştiriler karşısında alınganlık etmezler, aksine eleştiriyi performanslarını geliştirmek için ne zaman ve nasıl kullanmaları gerektiğini bilirler.
İşte bu kişilere duygusal zekası yüksek kişiler diyoruz. Onlar, aynı zamanda başkalarının duygusal ihtiyaçlarını da hissedebilen kişilerdir. Duygusal zeka, hem sosyal hem profesyonel hayatta başarıya ulaşmayı kolaylaştıran önemli bir unsur olarak karşımıza çıkar.
Duygusal zeka nedir?
Hepimiz farklı karakterlere sahibiz, hepimizin farklı istekleri ve ihtiyaçları var, duygularını gösterme şekilleri farklı… Tüm bunları düzgün bir şekilde yürütebilmek için bazı yetenekler kazanmak şart. Bu yeteneklerden biri de duygusal zeka. Duygusal zeka; doğuştan gelen bir özellik değil; üzerine çalışılan ve kazanılan bir yetenek. Duygusal zekayı “duyguları tanıma ve onların size ne dediğini anlama, başkalarını nasıl etkileyebileceğini tahmin etme yeteneği” olarak tanımlamak mümkün. Bu da şu anlama gelmekte; duygusal zeka sadece kendi duygularınızı değil, başkalarının sizin duygularınızı nasıl algıladıklarını anlama ve ilişkilerinizi buna göre yönetme yeteneği. Duygusal zekası yüksek kişiler, genellikle birçok alanda başarılı olurlar; bunun sebebi başkaları tarafından aranılan, istenilen kişi olmayı başarmalarından kaynaklanır.
Duygusal zekanın 5 özelliği
Psikologların üzerinde hemfikir oldukları duygusal zekanın 5 özelliğini şu şekilde sıralanmakta:
1. Kişisel farkındalık: Duygusal zekası yüksek kişilerin, genellikle farkındalıkları da yüksektir. Duygularını anladıkları için, duygularının onları yönetmesine izin vermezler. İçgüdülerine güvenirler ve duygularının kontrolü ele geçirmesine izin vermezler. Bu yüzden özgüvenleri her zaman yüksektir. Aynı zamanda kendilerine karşı dürüst davranırlar. Güçlü yönlerinin ve zayıf yönlerinin farkındadırlar ve bu alanlarda nasıl çalışmaları gerektiğini bilirler.
2. Öz denetim: Duygusal zekası yüksek kişiler duygularını ve dürtülerini kontrol etme yeteneğine sahiptirler. Bu kontrolü sağlayabilenler hiçbir zaman çok öfkelenmez veya kıskançlık göstermez, dürtülerinin etkisiyle sonucunu düşünmedikleri kararlar vermezler. Harekete geçmeden önce düşünürler. Değişime ve bütünselliğe ayak uydururlar. Ancak bu uyum, onları “hayır” demekten alıkoymaz. Nasıl ve ne zaman hayır demeleri gerektiğini bilirler.
3. Motivasyon: Duygusal zekası yüksek kişilerin, motivasyonu da yüksektir. Hızlı sonuçlar almak yerine uzun vadeli başarılara odaklanırlar. Üretkenliği yüksek, zorlukları seven ve yaptıkları her işte etken rol üstlenen kişilerdir.
4. Empati: Duygusal zekanın belki de en önemli unsurlarından ilki kişisel farkındalık ise ikincisi de empati gücüdür, yani başkalarının isteklerini, ihtiyaçlarını, bakış açılarını anlama ve tanımlama gücüdür. Empati gücü yüksek kişiler; ilişkilerini yürütmede, başkalarını dinlemede çok başarılı olurlar. Dinledikleri kişilere karşı hızlı yargılara varmaktan, tek tipleştirmeden uzak dururlar.
5. Sosyal beceriler: Duygusal zekası yüksek kişilerin sosyal becerileri de kuvvetlidir. Başkalarıyla sohbet etmekte zorlanmazlar. Ekip içinde uyumlu davranırlar.. Öncelikle kendi başarılarına odaklanmak yerine, ekibin gelişimine odaklanırlar. Tartışmaları yönetmeyi bilirler.
Aslında tüm bu özellikler bir araya geldiğinde, duygusal zekası yüksek kişilerin hayatta daha başarılı olmalarına şaşırmamak gerek. Kendi duygularını yönetebilme ve başkalarının duygularını anlayabilme yeteneği, hayatın her alanında başarıyı beraberinde getirmekte.
Duygusal zeka nasıl geliştirilir?
Duygusal zeka doğuştan gelen bir özellik olmadığı için sonradan herkesin kazanabileceği ve geliştirebileceği bir yetenektir. İşte duygusal zekayı geliştirebilmek için birkaç öneri:
– Başkalarına nasıl davrandığınızı gözlemleyin. Tüm verileri önünüze almadan önce yargıya mı varıyorsunuz? Başkaları hakkındaki düşüncelerinizi ve onlarla nasıl etkileşim kurduğunuzu dürüstçe değerlendirin. Kendinizi, karşı tarafın yerine koyun ve onun bakış açısını, ihtiyaçlarını anlamak için daha açık olun.
– İş hayatında nasıl bir tavır sergilediğinize dikkat edin. Başarılarınızın dikkat çekmesini mi istiyorsunuz? Tevazu, çok güzel bir özelliktir. Bunu utangaçlıkla veya özgüven eksikliğiyle karıştırmayın. Tevazu sahibi olduğunuzda, başarılarınızla sessizce özgüven duyabilirsiniz. Alkış toplamaya odaklanmayın.
– Kendinizin farkına varabilmek için kendinizi teste sokun. Güçlü yönleriniz neler? Zayıf yönleriniz neler? Zayıflıklarınızı kabul etmeye hazır mısınız? Mükemmel olmadığınızı ve bazı alanlarda çaba harcamanız gerektiğini kabul ediyor musunuz? Kendinizi dürüstçe değerlendirebilir misiniz?
– Stres altında nasıl davranıyorsunuz? Gecikmeler yaşandığında veya işler istediğiniz gibi gitmediğinde motivasyonunuz düşüyor mu? Başkalarını suçlayıp öfkeleniyor musunuz? Stres altındayken sakin kalabilmek çok zor olabilir. Ancak işler yolunda gitmediği zamanlarda da duygularınızı kontrol altında tutabilmelisiniz.
– Adımlarınızın sorumluluğunu üstleniyor musunuz? Eğer birini kırdıysanız, özür dileyin. Yaptığınız şeyi veya kırdığınız kişiyi görmezden gelmekten vazgeçin. Siz dürüstçe bir adım attığınızda, karşı tarafın da affetmeye eğilimli olacağını görebilirsiniz.
– Yaptıklarınızın veya söylediklerinizin başkalarını nasıl etkilediğini gözden geçirin. Bunu bir süre gözlemledikten sonra, aksiyona geçmeden önce başkalarını nasıl etkileyebileceğinizi düşünmeye çalışın. Kendinizi onların yerine koyabilirsiniz.
– Kendi isteklerinizi anlamaya çalışın. Bir şeyi istemeniz değil, onu neden istediğiniz daha önemlidir. İsteklerinizin altında yatan nedenlerin duygusal nedenler olup olmadığını gözden geçirebilirsiniz.
Dilerseniz bu duygusal zeka konusunda yaptığı çalışmalarıyla tanınan ünlü psikolog ve başarılı yazar Daniel Goleman’ın Daniel Goleman’Duygusal Zeka-Neden IQ’dan Daha Önemlidir? kitabını edinerek duygusal zeka konusunda kendinizi geliştirmek için faydalanabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Entelektüel wellness seviyesinizi yükseltmenize yardımcı olacak öneriler