Duygusal zeka basit duygular için iyidir ancak özellikle çok katmanlı ilişkilerin olduğu iş yerleri gibi yerlerde karmaşık dinamikleri değerlendirmede yetersiz kalabiliyor. Empatisi, dinleme yeteneği ve kişisel farkındalığı yüksek olan duygusal zekaya sahip olan insanlar kişiler arası etkileşimlerde mükemmel oluyorlar ancak özellikle yüz yüze etkileşimlerle yönetilemeyecek kadar büyük olan grupların yönetiminde zorlanabiliyorlar.
Hem bire bir iletişimde hem de grup etkileşimlerinde iyi olan bir yönetici bulmak çok zordur. Birinden birisinde iyi olan yöneticiler bulmak çok zor değildir ancak özellikle küresel takımlar ile çalışan günümüz iş dünyasında başarı için duygusal zekadan daha fazlası gerekiyor.
Yüksek duygusal zeka özellikle empatiye odaklanır ancak bu, bazı durumlarda kötü bir liderliğe de yol açabilir. Grup yöneticisi başarılı olmak için grubundaki güç dinamiklerinin farkında olmalıdır. Yüksek duygusal zekaya sahip ama kötü niyetli liderlerin manipülatif olabildikleri genelde söylenir ancak çok iyi kalpli liderler de başkalarının hislerine karşı çok hassas olabilirler ve bu da işlerin yürümesine engel olabilir.
Ancak özellikle kültürel olarak çok çeşitli kökenlerden gelen insanlardan oluşan çalışma ortamlarında genel ve duygusal zekanın çok etkili olabildiğine dair çeşitli araştırmalar mevcut. Kültür ve karmaşık duygular, özellikle küreselleşmenin yaygın olduğu bugünlerde iş dünyasının çehresini değiştirmeye devam ediyorlar ve bunun yeni yeni farkına varıyoruz. Günümüzde pek çok yöneticinin yaptığı gibi küresel bir takım içerisinde çalışıyorsanız, başarılı olmak için sadece duygusal zeka yetmez, aynı zamanda insanlar, yerler ve yerel kültürler hakkında da bilgi sahibi olmanız gerekiyor.
İnsanların duyguları yaşama ve iletme yöntemleri kişiden kişiye değişiklik gösterebiliyor. Bu konuya bir de milliyeti, etnisiteyi, cinsiyeti, dini inançları, sosyal rolleri, cinsel yönelimleri ve diğer faktörleri de ekleyince, karmaşa üssel olarak artıyor.
Bu konuyu aydınlatmak için Birleşmiş Milletler’in iklim değişiminden sorumlu olan yetkililerinin yaptıkları işlere bir göz atmak bizi aydınlatabilir. Bu gibi durumlarda duygusal zeka sanıldığı kadar önemli değildir. Kişilerararası, ticari, yerel, bölgesel, milli ve küresel sonuçların elde edilmesi için koordinasyon içerisinde kararlar verilmesi için gerekli analizlerin doğru sıralama ile uygulanması yeterli oluyor. Fakat bu, duygusal zekanın önemli olmadığı anlamına gelmiyor. O sadece daha büyük bir resmin bir parçası. Günümüzde kültürel zeka, küresel zeka, çevresel veya ekolojik zeka da eşit derecede önemli.
- Kültürel zeka, kişinin yüksek kültürel çeşitliliğe sahip olan ortamları anlayabilmesi, değer vermesi ve bu ortamlarda ikna edici şekilde çalışabilmesi anlamına geliyor. Bizler yakın çevremizin yakın ve uzak geçmişteki haliyle şekillendirdiği kültürel varlıklarız.
- Küresel zeka ise teknoloji, ticaret, seyahat gibi faktörler sayesinde günlük hayatımıza giren küresel trendlerin etkilerini göğüsleyebilme yeteneğimizdir. Ulusal sınırların mevcut olmalarına rağmen kendimizi günlük olarak tükettiğimiz araçlar, teknolojiler, seyahatler, mallar ve servisler ile şekillendiririz.
- Çevresel zeka ise değişen iklimsel koşullara ve krizlere karşı farkındalığımız ve bunlara adapte olabilme yeteneğimizdir.
Elbette insan gelişiminin her evresi gibi bunların hepsinin araştırma konusu edilmesi gerekiyor. Kültür, küreselleşme ve iklim krizi gibi konular hızla değişen dünyaya duygusal ve bilişsel adaptasyonlar sağlamamızı gerektiriyorlar. Bundan dünyanın her yanında yaşayan insanlar etkileniyorlar.
Kaynak: psychologytoday
İlginizi çekebilir: Duygusal zekayı artırmaya yardımcı 1-2-3 metodu