X

Duygusal tetikleyicilerle mücadelede “Dur, bırak, devam et tekniği”

Daha önce hiç -sırf aranızda aksini kanıtlayacak bir konuşma geçmedi diye- bir arkadaşınızın size kızgın olduğuna ikna oldunuz mu? Ya da bunu hissettirecek bir şey yaşanmamasına rağmen partnerinizin sizi aldattığını düşündünüz mü? Bu tür yanlış algılamaların en yaygın nedeni, beynimizin bazen tetikleyiciler ve tehditler arasında ayrım yapmakta zorlanmasıdır. Duygusal bir tetikleyiciyi, anda ortaya çıkan güçlü bir duygu ve inanç olarak tanımlayabiliriz ama aslında geçmiş deneyimlere dayanır. Bu nedenle, yukarıdaki örneklere dair herhangi bir kanıtınız olmasa da, tekrar tekrar benzer senaryoları kafanızın içinde yaşarken bulabilirsiniz. Buna karşın bir tehdit, şu anda gerçek bir tehlike veya riski ifade ettiği için ortaya çıkan daha güçlü bir his veya inançtır.

Duygusal tetikleyicilere nasıl tepki vereceğimizi anlamak

Bu kafa karışıklığı için amigdalamıza teşekkür etmeliyiz. Amigdala, beynin, kişinin gelecekte benzer olayları tanıyabilmesi için anıları depolayan bölümüdür. Bu bölümü, beynin “Burada güvende miyim?” diye soran kısmı olarak düşünebilirsiniz. Amigdalanın “savaş ya da kaç” tepkisi, insanların evrimleşmesine yardımcı olurken (tehlikeyi değerlendiremeseydik, kaza ihtimalini yok sayarak kendimizi trafiğin ortasına atmak gibi şeyler yapabilirdik), tetiklendiğinde, gerçekleri görmemizi de engelleyebilir. Hayattan zevk alma ve etkileşimleri doğru okuma yeteneğini engelleyen aşırı strese yol açabilir.

Birisi tarafından tetiklendiğimizde, kafamızda yarattığımız hikayeyeyi doğrulayan kanıtlara odaklanmak yaygın bir eğilimdir. Bir tetikleyicinin, aslında kendi kafamızın içinde yaşadığını kabul etmekse, gerçeği görmekten daha zordur. Yine de duygusal tetikleyicilere nasıl tepki vereceğimizi anlayarak, endişenin ortasında bile iç huzuru bulma yeteneğimizi geliştirebiliriz.

Bir tetikleyiciye tepki vermeden önce anlamanız gereken 3 gerçek

  1. Beyin endişelenmek için evrildi: Beynimiz, tehlikeleri fark etmek ve bizi onlardan korumak üzere negatif olma eğilimindedir. Tehlike hakkında endişelenmek, insanları daha az risk almaya, güvenlik aramaya ve işleri iyi yapmaya odaklanmaya yönlendirir. Uyumlu endişeli duygular, dünyada daha akıllı bir şekilde bulunmayı sağlar. Ancak geçmişteki çözülmemiş kaygılar şimdiki durumlara sızdığında, gereksiz yere endişelenmeye neden olabilirler.
  2. Tüm endişeli duygular, eşit değil: Tehlikenin farkında olmak tabii ki iyi bir şeydir. Özellikle de tüm insanların güvenliğini eşit şekilde sağlamayan bir dünyada yaşadığımızı düşününce. Bu nedenle, ortaya çıkan her duygunun, yanıt vermeye değer bir tehdit olmaktan çok, sadece bir tetikleyici olduğunu düşünmeyin. Size yöneltilen şey ister gerçek bir tehdit ister bir tetikleyici olsun; duygularınızın geçerli olduğunu ve göz ardı edilmemesi gerektiğini bilin. Duygularınızı dikkate almak, her zaman kendinizi korumanıza yardımcı olur.
  3. Tetiklenmek, sorun değil: Tetikleyiciler hayatın bir parçasıdır. Dolayısıyla amacımız, tetikleyicilerin olmadığı bir hayat yaşamak değil, onlarla nasıl ilişki kurmak istediğimizi belirlemek olmalıdır. Kişinin şu andaki duygusal tetikleyicilere verdiği tepki, onu özgürleştirebilir ya da daha az bilinçli hayatta kalma stratejilerine yönlendirebilir.

Duygusal tetikleyicilere “Dur, bırak, devam et” tekniği ile yanıt verin

Nasıl ki bir yangın tehlikesi anında “Dur, düş, yuvarlan” tekniğini uygulamamız öğretiliyorsa, siz de duygusal olarak tetiklendiğinizi hissettiğinizde tepkilerinizi kontrol altına almak için üç adımlı “Dur, bırak, devam et” (Stop, drop, roll) egzersizini deneyebilirsiniz.

1. Adım: Dur (Stop)

“Amigdala kaçağı”, güçlü duygular mantıklı düşünmeyi zorlaştırdığında veya imkansız hale getirdiğinde meydana gelir. Bu, örneğin kişi öfkeli bir şekilde araba kullanırken, kırmızı ışık yandığını gördüğünde, durmak yerine sinirlenip yola devam ettiğinde başına gelen şey olabilir. Böylesi bir durumda, beynin doğru düşünebilen kısmı, duygularla dolup taştığı için aslında o anda kişi için erişilebilir değildir.

Bu yüzden duygusal olarak tetiklendiğinizde:

  • S: Harekete geçmeyin, durun.
  • T: Nefes alın.
  • O: Fiziksel duyumlarınızı, düşüncelerinizi ve duygularınızı gözlemleyin.
  • P: Daha fazla farkındalıkla ilerleyin.

Bu süreç, mantıksal düşünme biçimine erişmeden, kişinin kendini sakin hissettiği duygusal bölge olan hoşgörü penceresinin dışında hareket ettiğini bilmesini sağlar. Kişi çok fazla tetiklendiğini fark ederse, daha küçük bir tolerans penceresinden bakabilir. Dolayısıyla bu adım, durarak beynin “Tehlikedeyim” inancından “Sadece tetiklenmiş hissediyorum ve durup üzerine düşünmeliyim” inancına geçmesine yardımcı olur.

2. Adım: Bırak (Drop)

Durduğumuzda ve ara verdiğimizde, kendimize bedensel duyumlarımızı ve beynimizin bize anlattığı hikayeleri sorgulama imkanı veririz. Duygular gerçek olsa da, gerçek bundan farklı olabilir. Duygusal bir tetikleyiciye maruz kaldığınızı fark ettiğinizde, “bırak” adımını deneyebilirsiniz. Bu anda derinlemesine düşünmenize yardımcı olabilecek bazı sorular şunlardır:

  • Endişeli olduğumu anlamamı sağlayan ne?
  • Vücudum hangi mesajları üretiyor?
  • Vücudumun hangi kısımları gerginliğe tutunuyor?
  • Kafamda hangi hikayeleri anlatıyorum?
  • Bu hikayeyi düşündüğümde vücudumda neler oluyor?
  • Düşünebileceğim başka olası hikayeler var mı?
  • Yeni bir hikaye anlatmayı denediğimde, bedenimde neler değişiyor?

3. Devam et (Roll)

Duyguları kısıtlamak yerine onlara teslim olmayı denediğimizde, hoşgörü penceremiz genişler, rahatsızlığa tahammül etme yeteneğimiz artar ve ikili farkındalık kapasitemiz, yani aynı anda hem dış hem de iç dünyamızın farkında olma yeteneğimiz gelişir. “Devam et” adımı üzüntü, öfke veya incinme gibi yaraların, bize söylemek istediklerini anlama yeteneği kazandırır. Örneğin bu duyguların bize ne söylemek, nasıl ifade edilmek istediğini düşünebiliriz. Böyle bir düşünce tarzı, duygularımızla yeni ve kabullenen bir şekilde ilişki kurmayı sağlayabilir. Sonuçta, duygusal tetikleyicilerimiz aracılığıyla kendimizi tanımak, onlara nasıl tepki vereceğimizi öğrenmemize yardımcı olabilir. Bu da, tetikleyicilerin hayatımızın sürücü koltuğundan kalkmasına katkıda bulunabilir.

Son olarak; tetikleyicileri kontrol edebilmek için hissedilen duyguların tam olarak nereden geldiğini belirlemek gerekir. Maruz kalınan bir şey, kişiye geçmişte katlandığı bazı olayları hatırlattığında, kişi kendisini duygusal olarak üzücü olan bu duruma yeniden saplanıp kalmış gibi hissedebilir. Travmalardan iyileşmek, kişiye tetikleyicilerin üstesinden gelme şansı verir. Travmalarımızla yaşamak mı, yoksa travmalarımızdan arınmak mı?

Kaynak: wellandgood, glam

İlginizi çekebilir: Duygusal tetikleyiciler ve zorlayıcı hislerle baş etmenin yolları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale