Daha önce hiç benzer bir olaya, sonuçlarının kötü olacağını bildiğiniz halde neden tekrar tekrar aynı tepkileri verdiğinizi merak ettiniz mi? Peki, beyninizin, davranışlarınızı nasıl rasyonalize ettiğini hiç düşündünüz mü? Bir şeyler oluyor, siz bir tepki veriyorsunuz ve daha sonra beyin, bu tepkinin sonucunda oluşan davranışı açıklamak için bir gerekçe ortaya koyuyor. Örneğin iş yerinde üzerinde çalıştığınız raporu bulamadığınız zaman öfkeleniyorsunuz. Size yeterince çalışma alanı sağlamadığı için şirketinizi, eşyaların yerlerini değiştirdikleri için temizlik görevlilerini veya size bu saçma görevi verdiği için patronunuzu, yöneticinizi suçluyorsunuz. Tüm bunları yaparken, yorgun olduğunuz için sabırsız olduğunuz gerçeğini kabul etmiyor, işiniz veya hayatınızla ilgili mutsuzluğunuzu baskılıyorsunuz… Peki, duygularınız tetiklendiğinde nasıl sakin kalabilirsiniz, duygusal tetikleyiciler söz konusu olduğunda ne yapabilirsiniz?
Aslında sizi kötü hissettiren ve sinirlendiren şey raporunuzu bulamamak ya da eşyalarınızın yerlerinin değişmesi gibi küçük şeyler gibi görünse de, tüm bu durumlara verdiğiniz ve kendi kendinizi sabote etmenize neden olan bu duygusal tepkiler, geçmişte yaşadığınız olayların sizde yarattığı etkilerin tekrar su yüzüne çıkmasıyla oluşuyor.
Deneme yazarı Hannah Moore, 1881 yılında şöyle demişti: “Kendi kendini aldatmanın ustalığı hiçbir zaman tükenmez.”
Birçoğumuz duygularımızı tetikleyen durumlarla karşı karşıya kaldığımızda rasyonel olmayan, duygusal yanıtlar veriyoruz ve çoğu zaman ya verdiğimiz yanıtların yanlışlığı yüzünden kendimizi aldatıyor ya da kendimize zarar veriyoruz. İşte duygularınızı tetikleyen durumlarla 5 adımda mücadele etmenin yolları…
1. Tepkilerinizin sorumluluğunu alın
Kendinizi kurban olarak görmek yerine gücünüzü kabul edin. Ancak bu şekilde kendinizi aldatmaktan kurtulabilirsiniz. O şekilde hissetmenizi tetikleyen duygunun ne olduğunu araştırdığınız zaman, kendinizi daha farklı hissetmek için de bir şans elde etmiş olursunuz. Aynı zamanda ne yapmanız gerektiği veya neleri değiştirmeniz gerektiği konusunda da daha net bir bakış açısına sahip olursunuz.
Tepkilerinizi kontrol altında tutsanız hayatınız nasıl olurdu? Hayatınızı kendi seçimlerinize göre yaşasanız kendinizi ne kadar özgür hissederdiniz? Eğer bu soruların yanıtları size ilham veriyorsa, o zaman bir sonraki adıma geçebilirsiniz.
2. Bedeninizde bazı değişimler hissettiğinizde, bunun duygusal bir tepki olduğunun farkına varın
Nörobilimci ve yazar Antonio Damasio’ya göre herhangi bir anda nefes alışverişlerinizde değişiklik, kan akışınızda farklılık, kaslarınızda gerilim, mide ve bağırsaklarınızda sıkışma yaşanıyorsa, bu aslında duygusal bir tepkiye işaret ediyor olabilir. Nefesiniz hızlandığında veya kaslarınız aniden gerildiğinde, midenizde veya göğsünüzde ani bir baskı hissettiğinizde durun ve kendinize ne hissettiğinizi, neden bu şekilde hissettiğinizi sorun. Duygularınızı yargılamayın veya onlardan korkmayın. Eğer duygularınızın farkına varamazsanız, onları değiştiremezsiniz ve ilişkilerinizi, işteki performansınızı, hayattan aldığınız mutluluğu ve keyfi negatif bir biçimde etkilemeye devam edersiniz.
3. Eğer hissettiğiniz duygu korku, öfke veya üzüntü ise bu duyguyu neyin tetiklediğini belirleyin
Bir şeyi kaybettiğinizi veya hak ettiğiniz, istediğiniz bir şeye sahip olamadığınızı mı düşünüyorsunuz? Hayatta bizlere yardımcı olan güçlü yönlerimiz tatmin edilmediğinde, en büyük duygusal tetikleyicilere dönüşürler. Bu güçlü yönlerin sizden alındığını veya koşulların sizi bunlardan mahrum bıraktığını hissettiğinizde, duygularınız tetiklenir. Bu şekilde duygularınızın harekete geçtiğini ne kadar erken fark ederseniz, söz konusu tehdidin gerçek olup olmadığını en kısa sürede anlayabilirsiniz.
Ancak buradan, hayattaki duygusal ihtiyaçların kötü olduğu sonucunu çıkarmamak gerek. Hayatta herkesin ihtiyaçları vardır çünkü bu ihtiyaçlar bir noktada kişiye hizmet eder. Örneğin, deneyimleriniz size hayatta başarıya ulaşabilmek için kontrol, güvenli bir çevre ve etrafınızda sizi destekleyen insanlara ihtiyaç duyduğunuzu söyleyebilir. Ancak kontrolü elde tutma, güvende olma ve zeki görünme ihtiyaçlarınıza ne kadar bağlanırsanız, beyniniz bu ihtiyaçları tehdit eden unsurları daha çok araştırmaya başlar. Bu tehditler veya bu ihtiyaçların karşılanmaması, duygularınızın tetiklenmesine neden olur.
4. Hissetmek ve yapmak istediğiniz şeyi kendiniz seçin
Zamanla pratik yaparak duygularınızın daha az tetiklenmesini sağlayabilirsiniz ancak tamamen yok olmasını beklemeyin. Bunun için yapabileceğiniz en iyi şey, bir duygunuz tetiklendiğinde bunun bir an önce farkına varmak ve sonrasında ne söylemek veya ne yapmak istediğinizi kendiniz seçmek.
Bunun için kendinize şu soruları sorun: Gerçekten bir ihtiyacınızı kaybediyor musunuz? Karşınızdaki kişi aktif bir şekilde sizin ihtiyaçlarınızı yok mu sayıyor yoksa siz bu durumu fazla mı kişiselleştiriyorsunuz? Eğer birileri sizin ihtiyaçlarınızı reddediyor veya o ihtiyaçlara ulaşmanıza engel oluyorsa, gerçekten ihtiyacınızın ne olduğunu tekrar kendinize sorabilir misiniz? Eğer bu ihtiyaç şu anda sizin için o kadar da önemli değilse, boş verebilir misiniz?
5. Duygusal durumunuzu değiştirin
Duygusal durumunuzu herhangi bir zamanda değiştirebilirsiniz. Duygularınızı ve vereceğiniz karşılığı tetikleyen durumu fark ettiğiniz anda bile duygusal durumuzunu değiştirebilirsiniz. Bunu yapabilmek için;
- Sakinleşin. Nefes alın ve bedeninizdeki gerilimden kurtulun.
- Temizleyin. Zihninizi tüm düşüncelerinizden arındırın.
- Merkezde toplayın. Dikkatinizi bedeninizin merkezinde yoğunlaştırın.
- Odaklanın. Nasıl hissetmek istiyorsanız buna uygun bir anahtar kelime seçin. Bu kelimeyi nefesinizle birlikte kendinize tekrarlayın ve duygularınızın değişmesine izin verin.
Bazen duygularınızı kontrol etmeyi veya yönetmeyi bırakmanız gerekir. Bunun yerine farklı şekilde hissetmeyi deneyebilirsiniz. İşte bu şekilde duygusal özgürlüğe ulaşabilirsiniz.
Kaynak:
Tinybuddha
Psychology Today
İlginizi çekebilir: Duygularınızla birlikte oturmak: Duygularınızı duyabilmeniz için 5 öneri