X

Duygusal mazoşizm: Mutluluğu sabote etme sanatı

İlişkinizde sürekli verici olduğunuzu, karşı tarafı mutlu etmek için elinizden ne geliyorsa yaptığınız halde bir türlü tatmin edemediğinizi, partnerinizin mutsuz olmak için ekstra bir çaba sarf ettiğini düşündüğünüz anlar oldu mu? Eğer bu veya bunun gibi davranışlarla sürekli kişisel mutluluğunu sabote eden, hiçbir şeyden tatmin olmayan ve genelde melankolik ruh haliyle enerjinizi emdiğini düşündüğünüz biriyle birlikteyseniz, hayatınızdaki kişi duygusal mazoşist olabilir.

Sürekli enerjinizi emdiğini düşündüğünüz biriyle birlikteyseniz, hayatınızdaki kişi duygusal mazoşist olabilir.

Mutluluk tanımlanamayacak kadar soyut, göreceli ve çok boyutlu bir kavram. Mutluluk bazen değersiz gibi görünen küçücük bir objede ya da anlam veremediğimiz zamanlarda kendini gösteren, başkaları için hiçbir anlam ifade etmeyen şeylerde bulduğumuz, herkesten farklı deneyimlediğimiz bir duygu. Duygusal mazoşist olmanın bedeliyse mutluluğu herkesten çok isteyip ona asla ulaşamamak…

Duygusal mazoşizme sahip kişiler olumlu ya da olumsuz olması fark etmeksizin herhangi bir şeyi mutsuz olmak için araç olarak kullanabilir ve kendi mutluluklarına yaptıkları sabotajın psikolojilerine zarar vereceğini bile bile bundan kurtulmak için hiçbir çaba göstermezler. Sergiledikleri tüm davranışlar için, yaptıkları tüm işler için, hatta kişilikleriyle ilgili bile sürekli onaylanma ihtiyacı içindedirler. Duygusal buhranlarını çevrelerindeki kişilerin negatif yorumlarıyla beslerler ve kendilerini acındırma eğilimi içindedirler.

Sebepsiz ve gereksiz tartışma ortamları yaratırlar

Eğer birlikte olduğunuz kişi devamlı olarak tartışılması anlamsız olan konular üzerine uzun süre konuşarak tartışma ortamı yaratmaya çalışıyorsa duygusal mazoşist olabilir. Duygusal mazoşizmi olan bireyler tartışma yaratmak dışında herhangi bir sosyal ortamda tartışılan bir konuya mutlaka müdahil olurlar ve tartıştıkları kişiyi tahrik ederek tartışmanın alevlenmesine neden olurlar. İlişkide de sürekli tartışma çıkarır, gereksiz kıskançlıklarla gerilim ortamı yaratır ve tartışılması gereksiz onlarca farklı konu üzerinden sonu olmayan tartışmalar yaratabilirler.

Her şey iyi gitmeye başladığında boşluğa düşerler

Hayatınızdaki her şeyin mükemmel gittiğini ve hedeflerinize ulaşmak için sadece bir adımınız kaldığını hayal edin. İşte birlikte olduğunuz insan o son adımı atmadan, hiçbir sebep göstermeksizin arkasına bakmadan kaçmaya çalışıyorsa, kendisi bir duygusal mazoşist olabilir. Kendi mutluluğunu sabote eden insanların en belirgin özelliklerinden biri de başladıkları hiçbir işin sonunu getirmeyip sürekli yeni bir şeylere başlamaları ve işin sonuna geldiklerinde doruk noktasında bırakıp beceriksizlik, başarısızlık, yetersizlik duygularıyla olumlu hislerini bastırmalarıdır.

Duygusal yönden mazoşist olan kişiler her şey iyi gitmeye başladığında boşluğa düşerler ve hayatlarındaki insana da eziyet ederler.
İlişkiye başlamalarının sebebi mutluluk değil mutsuzluk arayışıdır

Duygusal mazoşizmi olan kişiler dünyanın en mutlu, en huzurlu, en mükemmel ilişkisine de sahip olsalar memnun olmazlar. Genelde her şeyin yolunda gittiği, çok sevildikleri ilişkilerinden vazgeçip, kendilerine mutsuzluk verecek, imkansız aşk hikayelerinin peşinden koşarlar. İlişkiden tatmin olabilmeleri için mutlaka inişli çıkışlı, sürekli kavga eden, kıskançlık krizlerine giren, duygusal olarak onlara zarar verecek bir partner arayışındadırlar. İlişkilerinde mutlu görünseler de içten içe üzüldükleri ve her şeyin çok kötü gittiği inancını taşırlar.

Çok sık iş değiştirme eğilimindedirler

Kariyerinizde başarılı ve mutluysanız, gelecekte severek yapacağınız bir işte çalışıyor ve bu işin sizi ileriye taşıyacağını biliyor olmalısınız. Ancak duygusal mazoşizmi olan insanlar bu durumun aksine, yaptıkları işte ne kadar başarılı olurlarsa olsunlar bir şekilde boş bahaneler üreterek o işte ilerleme fırsatlarını ve potansiyellerini değerlendirmezler. Kendilerini yolda karşılarına çıkacak olası problemlerle duygusal olarak başa çıkabilecek kadar güçlü görmezler.

Arkadaşlıklarını kolayca sonlandırabilirler

Duygusal mazoşistler çevrelerindeki insanların kişilik özelliklerini dikkate almadan, küçücük şeyleri bahane ederek arkadaşlıklarını sonlandırabilir. Uzun süreli arkadaşlıkları yoktur ve arkadaşlarıyla derinlemesine paylaşımlar yapmaktan çekinirler. Daima karşılarındaki insanların anlayamayacağı kadar karmaşık bir duygu sistemine sahip olduklarını düşünürler ve karşılarındaki insanın yetersiz olduğunu hissederler. Bu nedenle de zaten değer ve önem vermedikleri sosyal bağlarını kolayca sonlandırabilirler.

Alkol ve uyuşturucu bağımlılığına yatkındırlar

Duygusal mazoşistler sahip oldukları olumsuz duyguları daima canlı tuttuklarından, bu duygu durumlarıyla baş edebilmek için alkol ve uyuşturucu gibi maddeler kullanmaya eğilimli olabilirler. Genelde tam anlamıyla kendilerini kaybetmeden rahatlayamadıkları için de alkol ve uyuşturucu maddeleri aşırı tüketebilir ve bu alışkanlıklarını bağımlılığa çevirebilirler.

Sevdiğiniz kişi kazandığından daha fazlasını harcıyor mu?
Aşırı ve gereksiz harcamalar yaparlar

Duygusal mazoşist insanlar genelde kazandıklarından daha fazla para harcarlar. Gelecekleri hakkında plan yapmadıkları ve mutsuz olacaklarına dair inançlarına daima bir dayanak buldukları için para biriktirmezler ya da bütçelerini kontrol etme zorunluluğu hissetmezler. Onlar için önemli olan tek şey o an istedikleri her şeyin olması ve anlık tatmin duygusunu yaşamalarıdır.

Kendilerini inciten insanlara tolerans gösterirler

Duygusal mazoşizmi olan kişiler küçücük şeyler için arkadaşlıklarını sonlandırabildikleri gibi, çok büyük problemler yaratan ve kendilerine zarar veren insanlara da gereğinden fazla tolerans gösterme eğilimindedirler. Kendilerine saygı duymayan, aşağılayan, önceliklerini önemsemeyen kişilerle olan ilişkilerine farkında oldukları halde devam edebilirler. Aynı şekilde kendilerini kontrol eden, açık açık istemediğini belli eden insanların hayatlarında bulunması duygusal mazoşistleri rahatsız etmez.

Daha iyi ve mutlu bir hayat için en ufak bir çaba göstermezler

Duygusal mazoşist olmanın belki de en dezavantajlı yönlerinden biri de bu kişilerin mutlu olmak için en ufak bir çaba göstermeye bile istekli olmamalarıdır. Zaten mutsuzluktan beslenen ve hayattan bu şekilde tatmin olan bu kişiler mutluluk ya da daha iyi bir hayat arayışında değillerdir. Bu nedenle duygusal bir mazoşistle birlikteyseniz, onu daha iyi ve mutlu olmak için ne kadar ikna etme çabasına girerseniz girin büyük ihtimalle başarılı olamayacaksınız.

 

Kaynaklar:
Thought Catalog
Literally Darling
Puckermob

 

İlginizi çekebilir: Ayrıldıktan sonra kadınlar mı, erkekler mi daha fazla acı çeker?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale