Yazıya geçmeden önce lütfen kendinize şu soruların cevaplarını vermeyi deneyin.
- Yapmadığınız şeyler yüzünden sıklıkla kendinizi savunmak zorunda olduğunuzu hissediyor musunuz?
- Kendinizi sürekli sorguladığınız ya da yeterince iyi bir partner/çalışan ya da evlat olmadığınızı düşündüğünüz oldu mu?
- Size uygulanan baskıları gizlemeye ya da zarar gördüğünüz davranışlar için bahaneler bulmaya çalışıyor musunuz?
- Sizin için önemli bir konudan bahsederken partnerinizin/arkadaşınızın ya da ebeveyninizin size ve anlattıklarınıza karşı kayıtsız kaldıklarını, göz devirme gibi bazı beden dili işaretlerini kullandıklarını gözlemliyor musunuz?
Bu sorulara cevabınız “Evet” ise duygusal istismara maruz kalıyor olabilirsiniz.
İstismar, bireylerin bedensel ve/veya psikolojik olarak sağlıklarına zarar veren, fiziksel, duygusal, cinsel ya da zihinsel gelişimlerini engelleyen tutum ve davranışlardır. İstismarın bir türü olan duygusal istismar ise bireyin benlik saygısını zedeleyen aşağılama, görmezden gelme, hakaret etme gibi davranışları içerir. Fiziksel olarak bir zarar gözlenemediği için duygusal istismarı fark etmek nispeten daha zordur. Bu, duygusal istismarın sıklıkla bir güç dengesizliği yaratmasından ya da istismar eden kişinin bundan faydalanmasından kaynaklanıyor olabilir.
Duygusal istismara maruz kalıp kalmadığımızı fark etmek zordur, ancak imkansız değildir. Bu sebeple nasıl fark edebileceğimizi göstermek amacıyla duygusal istismarın 4 yaygın belirtisini paylaşmak istiyorum.
1. Kişinin kelimelerinin içeriği bize duygusal istismar konusunda bilgi verebilir.
İstismar eden kişi bir olaya karşı aşırı derecede sert ya da kişisel, orantısız eleştiri ve genelleme yapabilir. Ya da geleceğe dair sebepsiz olumsuz tahminlerde bulunabilir. “Hiçbir şeyi düzgün yapmıyorsun!” ya da “Başka kimse seni sevemez!” cümleleri buna örnek olabilir.
2. Ses tonu ve sözel olmayan imalar bize duygusal istismar konusunda bilgi verebilir.
Bağırmak, görmezden gelmek, beden dili ile aşağılamak birini duygusal yönden istismar etme yöntemlerindendir. Göz devirme, göz teması kurmama, ters bakma, konuşmayı reddetme yani “sessiz muamele” de duygusal istismarın belirtisi olabilir.
3. Kişinin kırıcı bir şey söylediğinin ya da söylendiğinde nasıl tepki verdiğinin ifadesi de duygusal istismar konusunda bilgilendirici olabilir.
Kişi, içten bir özür dileyip davranışını değiştiriyor mu, yoksa sebep olduğu acıyı ciddiye almayıp küçümsüyor mu? İstismarcıların hedeflerinin olaylara karşı algılarını baltalamaya çalışmaları “gashlighting” olarak da bilinir. “Kafanda kuruyorsun” ya da “Senin problemlerin var” cümleleri bu duruma örnek olarak verilebilir.
4. İlk 3 maddede bahsedilen davranışların devam edip etmediğine dikkat edin.
İstismar müdahale edilmediği takdirde uzun yıllar boyunca devam edebilir. Davranışların sıklığının ve süresinin artması size ciddi zararlar verebilir.
Duygusal istismara maruz kaldığınızdan emin değilseniz ve ne yapacağınızı bilmiyorsanız kendinize sık sık sağlıklı ilişkilerin nasıl olduğunu hatırlatmanız, sinyalleri yakalamanız açısından faydalı olabilir. Sağlıklı olarak adlandırılan ilişkiler; saygı, güven, dürüstlük, açık iletişim ve destek gibi olumlu özellikler ile kurulur.
Duygusal istismara bağlı olarak değersizlik, umutsuzluk, çaresizlik gibi düşünceler ve duygular sizi çıkmaz bir yola doğru sürüklüyorsa lütfen bir uzman desteği almaktan çekinmeyin.
Konu ile ilgili merak ettikleriniz için pskaytulyuksel@gmail.com üzerinden ya da Instagram hesabım @psikologaytulyuksel üzerinden benimle iletişime geçebilirsiniz.
Sağlıklı günler dileklerimle…
İlginizi çekebilir: Stres beynimizi nasıl etkiliyor?