Hepimiz zaman zaman duygusal fırtınalardan geçeriz. Eziyet edici bir ruh haline kapılırız ve bu esnada bir yerlere çöküp saklanmak veya daha cesur olarak ona karşı çıkmak isteriz… Bu fırtınalar yaşantımızın herhangi bir konusunda karşımıza çıkabilirler. İçsel bir duygu seli olabilir, iş yerinde bir fırtına olabilir, ilişkilerle alakalı bir kasırga olabilir. Fırtına üzerimize çökerken, genelde bir seçim yapmamız gerekir. Bu fırtınaya karşı doğrudan karşı mı çıkacağız yoksa sıcak ve güvenli bir yerde saklanacak mıyız? Sevdiklerimize mi danışacağız yoksa tek başımıza mı dayanacağız?
Fırtınadan kaçıp saklanmak her zaman mümkün… Ve bu esnada birisine omuz dayayarak bizi kurtarmasını bekleyebiliriz. Cesur bir günümüzdeysek kıyafetlerimizi giyerek bu fırtınaya direnebilir ve bu esnada çığ altında kalma riskimiz olduğunu da kabullenebiliriz. Bu duygusal fırtınalarla yüzleşmek soğuk, ıslak ve titretici olabilir ancak bunun sonucunda elde edeceğimiz tatmin ve kazanç hissi de genelde hoşumuza gider. Bunun yanında zorlukları aşmanın bilgeliğimizi ve iç görümüzü artıran bir yanı da vardır. Dolayısıyla bir karar aşamasına geldiğimiz söylenebilir.
Fırtınada iç sığınağımıza saklanmak
Bazen fırtınaya karşı sığınağımız kendi içimizdedir. Örneğin; sevdiğimiz bir insana tepki vermeden önce 10’a kadar saymak veya uzun üç tane derin nefes almak gerekebilir. Belki de güneşte biraz dolaşmak ve patronumuzun bize verdiği zorlu göreve başlamadan önce düşüncelerimizi toparlamak gerekir. Hatta hayat çok üstümüze geldiğinde güzelce bir ağlamak bile çözüm olabilir. Ayrıca duygusal, ilişkilerle alakalı veya durumsal fırtınalarla mücadele etmeyi sağlayabilecek pek çok sağlıklı yöntem de bulunuyor.
İlginizi çekebilir: Mutlu ve sağlıklı ilişkilerin sırrı: Öpüşüp Barışma Teorisi (Kiss and Make Up Theory)
Duygusal fırtınalar yolculuğu
Belki de bu defa buz gibi bir suya dalacağız ve bu esnada sandığımızdan daha güçlü olduğumuzu fark edeceğiz ve ardından tepeye doğru çıkışa başlayacağız. Fırtınayla yüzleşmenin en iyi yolu çoğu zaman yanımızda sevdiğimiz birisinin olmasıdır. Fırtına geldiğinde, ceketimizi giyer ve dışarı çıkarız, dostumuzun sağladığı destek ise bize bu fırtınada bir pusula görevi görür. Başka bir zaman aynı görevi sizin üstlenmeniz de gerekebilir. Hepimiz bu fırtınalardan geçeriz ve buna dayanmamız genelde mümkündür.
Fırtına bittikten sonra ondan artakalanlara bakarak zararı tahmin etmeye çalışırız. Böylece fırtınanın anlamına daha derinlemesine bir bakış atarız ve onu neden aşmamız gerektiğini anlarız. Bu fırtına içimizde tamir edilmesi gereken bir şeyler de bırakabilir. Belki de bir başkasının bakış açısını ilk defa görmemiz mümkün olur ve böylece onunla empati kurabiliriz. Onun acılarını ve korkularını görürüz, ona karşı daha yumuşak ve daha anlayışlı oluruz. Böylece yaşamımızda her zaman bu tip fırtınaların olduğunu bir daha unutmayız.
Tüm bu zorlu süreçte nefes nefese kalmış olsak da, onu aşmış olmaktan gurur duyarız ve bunu tek başımıza da yapmamışızdır. Fırtınaları sadece tek başımıza geçmemize gerek yok. Bir sonraki duygusal fırtınanızda yanınızda bir dostunuz olsun. Bu sevdiğiniz birisi de olabilir, bir arkadaş da olabilir, danışman da olabilir. Şimdi derin bir nefes alın ve cesurlardan birisi olduğunuzun farkına varın…
Kaynak: psychologytoday
İlginizi çekebilir: Nefes egzersizleri: Rahatlatan ve enerji veren 8 farklı nefes tekniği