Duygusal farkındalık: Duyguları tanımak ve altında yatan ihtiyaçları fark etmek
Son yıllarda sosyal-duygusal gelişime verilen önemin artması, artırılması gerekliliğinin fark edilmeye başlanılması duygularımızı tanımlayabilme, anlayabilme ve ihtiyaçlarımızı giderebilmenin öneminin altını çiziyor. Bu fark ediş umut verici olsa da küçüklüğümüzden itibaren bastırılmış duygularımızı keşfetme yoluna çıkmak ne yazık ki kolay bir süreç değil. Bu süreçte kişisel özellikler kadar coğrafi ve kültürel yatkınlıklar, öğretiler ve dayatmalar da etkili diyebiliriz. Örnek olarak, bizler “Kol kırılır yen içinde kalır”, “Kan içip kızılcık şerbeti içtim de” gibi güçlü olmak adına duygularımızı görmezden gelmeye teşvik edilerek büyütülmüş insanlarız.
Bu durum yavaş yavaş aşılmaya çalışılıyor. Sabır ve azim yüceltilirken duygularımızı bastırarak kendimize ve çevremize yalan söylemenin teşvik edilmesi gerçekten çok düşündürücü. Ayrıca, okul öncesi dönemdeki çocuklarla yürütülen bir araştırma, coğrafi değerlere göre duyguların ve duyguları yansıtmanın ya da saklamanın nasıl değişebileceğini gösteriyor. Bu araştırmada 5 yaşında çocukların eline boş bir hediye paketi veriliyor. Hediyeyi açan Alman çocuğun yüz ifadesinden hayal kırıklığı okunabilirken, 5 yaşındaki Hintli çocuk poker yüzü takınmaya çalışıyor ve hatta gülümsüyor. O yaşta hayal kırıklığını saklamayı öğrenebiliyor. Bu durum çok üzücü. Bizde de duygularımızı dinleme ve anlama konusu yeni yeni dikkatleri üzerine çekiyor diyebiliriz.
Okullarda da duygular konusu işlenirken genellikle dört temel duygudan ya da beş, altı duygudan bahsediliyor. Fakat aslında onlarca farklı duygu var ve her duygunun altında yatan çok farklı ihtiyaçlar olabiliyor. Bu yüzden önce duygularımızı, ihtiyaçlarımızın karşılanması veya karşılanmaması durumunda hissettiklerimiz olarak ayırarak listelenmiş olan bir kaynak (siddetsiziletisim.com), buna ek olarak da duygu ve olası ihtiyaçlarımızı gösteren “Başka bir okul mümkün”ün hazırlamış olduğu posteri paylaşacağım. Dilerim bu kaynaklar kendimizin, çocuklarımızın, öğrencilerimizin veya bireysel ilişkilerimizde temas ettiğimiz kişilerin duygularını anlayabilme yolculuğunda rehberlik edebilir.
İlginizi çekebilir: Başkalarının ne dediği önemli mi: Yaftalayıcı sıfatlardan kendinizi koruyun