X

Duygularını kontrol altına al, yaşamın değişsin

Bir kişinin herhangi bir şeyi yapmasının tek bir sebebi vardır: Hissettiklerini değiştirmek. Daha çok para kazanmak, kilo vermek ya da yeni kıyafetler almak, yeni bir proje yaratmak mı istiyorsun? Tüm bunları, sonunda elde edeceğin hissiyat için istiyorsun. Mesela daha çok para kazanmak istiyorsun çünkü kendini daha çok güvende ya da özgür hissedeceksin. Kilo vermek istiyorsun çünkü kendini iyi hissedeceksin. Yeni kıyafetler seni güzel hissettirecek, yeni bir proje yaratmak sana mutluluk getirecek.

Ne yazık ki çoğu insan bu duyguları hissedebilmek için sadece fiziksel sonuçlara odaklanıyor. “1 milyon dolar kazanayım, özgür olacağım. 55 kilo olayım, iyi hissedeceğim” gibi. “Şu iş bir bitsin o zaman rahatlayacağım.” Oysa var olan tüm duyguları ŞİMDİ yaşaman mümkün.

Duygusal ustalık üçgeni

Nasıl mı? Her an nasıl hissettiğini belirleyen 3 faktör vardır. Tony Robbins ve bazı psikologlar buna “Duygusal Ustalık Üçgeni” diyor.

1. Fizyoloji

Bildiğin tüm duygular öncelikle bedeninde oluşur. Daha tutkulu, canlı hissetmek istiyorsan, daha hızlı konuşup, hareket edip, “tutku fizyolojisine” bürünmelisin. Aynı şekilde “kendinden emin” hissetmek istiyorsan, öncelikle fizyolojini değiştirmelisin; dik durup, ayaklarını yere güçlü basmalı, derin nefesler alıp, yüksek sesle konuşmalısın.

Daha tutkulu, canlı hissetmek istiyorsan, daha hızlı konuşup, hareket edip, “tutku fizyolojisine” bürünmelisin.

Pozitif duyguların bir fizyolojisi olduğu gibi aynı şekilde negatif duyguların da fizyolojik bir yapısı vardır. Depresyonda hissetmek istiyorsan omuzlarını öne düşür, yere bak, kısık kısık nefes al, kaşlarını çat ve sessizce konuş.

Bedenini biyolojik ve kimyasal olarak kullanma şeklin nasıl hissettiğine sebep olur. Dolayısıyla yediklerin de duygularını etkiler. Hafif ve sebze ağırlıklı beslenme, seni hafif hissettirir. Etli ve yağlı yemekler ise ağır.

2. Odak

Nasıl hissettiğini belirleyen ikinci unsur, neye odaklanmayı seçtiğindir. Mutlu hissetmek istiyorsan, yaşamında seni mutlu hissettiren durumlara odaklan. Burada belki de kendine sorabileceğin en önemli soru: Beni ne mutlu eder?

Belki geçmiş tatil anılarını hatırlamak, bol bol kahkahalar attığın o doğum günü resimlerine bakmak, sevdiğin insanları düşünmek odağını mutluluğa yöneltecek ve anında duygu durumun değişecektir.

Neye odaklanırsan, onu hissedersin.

Depresif mi hissetmek istiyorsun, yaşamında yolunda gitmeyen şeylere odaklanmaya başlayabilirsin. Kendine sorabileceğin en iyi soru: Yaşamımda şu anda ne iyi değil? Ya da daha önce mutsuz ve keyifsiz olduğun bir anı ve nasıl hissettiğini hatırla, beş dakika içinde depresif hissetmeye başlarsın.

Doğru olmayan durum ve kişiler her zaman çevremizdedir, aynı şekilde doğru olanlar da!

3. Filoloji

Kelimelerin ve dil döngülerin nasıl hissedeceğini belirleyen üçüncü faktördür. Sürekli olarak “Offf çok yorgunum” “Ahhh bu çok zor” “Offf yine mi bir istek ve değişiklik daha, sinir insanlar” dediğinde hissedeceğin duygular belli: Yorgunluk ve sinir. Yapmaya, üretmeye çalıştığın şey senin yaşam misyonun dahi olsa bu duygu hali içinde her şey zor olacak ve istediğin şekilde yol almayacaktır.

Her kelimenin kendine ait duygusal bir hali ve enerjisi vardır. Bazı cümle kalıpları senin tüm gücünü emerken, bazıları da sana güç katacaktır. Her an farkında ol, kullandığın kelimeleri, cümle kalıplarını duy, anlattığın hikaye hatta yaptığın esprilere bak. Basit görünen sarkastik bir espri, uzun süre tekrarlandığında kendine olan güvenini azaltacaktır. Sen başkaları hakkında sarkastik espriler yaptığını sansan da, negatif yönelimli bu kelimeler birer güç emici vampirlerdir.

Neye odaklanırsan, onu hissedersin.

Mutluluk bir seçimdir. Aynı şekilde depresyon, öfke, kızgınlık, umutsuzluk ve kıskançlık da… Hiç kimse seni mutlu ya da öfkeli hissettiremez, sen böyle hissetmeyi seçmediğin sürece. Nasıl hissettiğin karşına gelen durum ve kişi ile ilgili yorum ve ona verdiğin anlamla ilgilidir.

Negatif duygularla başa çıkmanın 4 etkili yolu 

Tony Robbins “İçindeki Devi Uyandır” kitabında bundan oldukça detaylı bahseder. Bunları şöyle özetleyebiliriz:

1. Kaçınma

Bu en basit anlamıyla, negatif duygu yaratabilecek durumlardan kaçınmaktır. Reddedilme ya da başarısızlık duyguları oluşmasın diye risk taşıyan girişimlerde bulunmama, hayallerine doğru adım atmama buna örnektir. Aynı şekilde negatif duyguları yaşamaktan kaçınma; uyuşturucu, alkol, sigara ile hislerini uyuşturmak, gereğinden fazla televizyon izlemek, sosyal platformlarda vakit geçirmek, oyun oynamak, kendi kendini hipnoza sokarak kaçınma yöntemlerinden bazılarıdır.

2. İnkar

Bu negatif duygulardan uzaklaşmak için “O kadar da kötü değil” gibi cümleler kurarak yaşanan gerçek duyguyu inkar etmektir. Bu yöntemin en kötü tarafı, kişi mesajı alıp ona önem gösterinceye dek negatif duygunun yoğunlaşarak artmasıdır.

3. Karşılaştırma – Yarışma

Negatif duygular kimliğinin bir parçası olduğunda, bunu kendini özel hissetme yollarından biri olarak görüp sıklıkla şunu başkalarına söylediğini duyabilirsin: “Sen buna problem mi diyorsun? Bir de benim başıma gelenleri dinle….”

4. Öğrenmek ve negatif duyguları kullanmak

Aslında belki de kişisel gelişim ve duygusal ustalıkta geleceğimiz en yüksek nokta budur: Negatif duygulardan ders çıkarıp bunları iyilik ve başarı için kullanmak. Duygularınız üzerinde ustalık sağlamanın ilk adımı, tüm duyguların size hizmet etmek için orada olduğunu öğrenmektir.

Negatif duygular, aksiyona geçmek için bir çağrı.

Negatif duyguların anlamını “aksiyona çağrı sinyalleri” olarak düşündüğünüzde, bir anda bu duygular sizi yol göstermek isteyen mentörünüz, arkadaşınız, koçunuz olur. Bu duygular aslında size bir hediye, destek sistemi ya da aksiyona çağrıdır.

Yukarıda bahsettiğim duygusal üçgene göre algınız odağınızın kontrolündedir. Durumlara verdiğiniz anlamlarla oynayıp fizyolojinizi değiştirerek ve daha iyi bir soru sorup odağınızı değiştirerek, hem algınızı hem de nasıl hissettiğinizi değiştirebilirsiniz.

Bunun anahtarı her zaman şunu hatırlamakta gizli: Tüm duygularınızın kaynağı, onları yaratan sizsiniz.

Hangi duyguyu seçerseniz o şekilde hissedersiniz. İyi hissetmek için özel bir nedene ihtiyacınız yok, sadece iyi hissetmeyi şimdi seçebilirsiniz.

Negatif duygularınızı bastırmak, inkar etmek, kaçınmak ya da onlar aracılığıyla özel ve önemli hissetmeye çalışmak yerine iyiye, başarıya, aksiyona götürmeleri için onları kullan. “Ben bunu tek başıma yapamıyorum” dersen yaz bana, mutluluk yolunda içindeki tüm duygulara bağlanıp, beraberce hayallerine doğru yürüyelim.

yeliz@yelizruzgar.com / yeliz@powercoaching.us

Devamı önümüzdeki hafta: 6 adımda duygusal ustalık

Muse Yeliz Rüzgar: İzmir doğumlu ve uluslararası tanınırlığı olan Yeliz Rüzgar, Bütünsel Yaşam Koçu ve Enerji terapistidir. Yurt dışı ve yurt içinde ortağı olduğu koçluk ve danışmanlık şirketleri aracılığıyla bireysel olduğu kadar kurumlara da inovasyon, yeni ürünlerin Türkiye' ye ithalatı, motivasyon, satış arttırma, iş-özel yaşam dengesi üzerine danışmanlık vermektedir. 2005 yılından beri Anthony Robbins eğitimlerine katılımının ardından tüm etkinliklerinde gönüllü asistanlık yapmış, Los Angeles ve Türkiye'de "Power Groups" oluşumlarını yönetmiş bir Anthony Robbins lideridir. Yeliz, 13 yaşında ilk ilgi duymaya başladığı bilim ve ruhsal alanların birleştiği konular üzerine, Dünya çapında tanınan Dr. Bernie Siegel, Dr. Bruce Lipton, Dr. David Katz, EFT tekniğini bulan Dr. Craig, NLP tekniğinin kurucu Dr. Richard Bandler, NLP ‘de ‘Time Line – Zaman Çizgisi’ tekniğinin yaratıcısı Tad James gibi isimler ile birlikte kongre ve festivallerde konuk konuşmacı olmuş, ‘Holistik Yaşam’ ile ilgili sunumlar yapmıştır. Halen Sedona Üniversitesinde bu alanda doktora çalışmalarına devam etmektedir. Yeliz, UCLA ve North Carolina Üniversitelerinde psikolojik araştırmalarda da kullanılan AuraVS isimli bio-feedback aracılığı ile yaptığı seanslar ile Dünya çapında binlerce kişinin yaşamlarını dönüştürmeleri, ilişkilerini geliştirmeleri ve yaşam amaçlarına bağlanmalarına yardım etti. Yeliz Los Angeles ve İstanbul ‘da yaşamaktadır. Hayat mottosu: ¨İmkansız diye bir şey yoktur, İste, planla, harekete geç, inan ve sabırlı ol.¨

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale