X

Duyguları tanımak ve dönüştürmek için çocuk yogası

Yazılarımı takip edenler çok iyi bilirler: Çocuk yogasını anlatırken “Çocuklar için erken yaşta bir farkındalık yolculuğu” olduğundan bahsederim sık sık. Çocuklarımız yoga aracılığıyla bedenlerini, zihinlerini ve duygularını keşfettikleri eğlenceli bir yolculuğa çıkarlar.

Her bir keşif çok kıymetli olsa da bugün özellikle duygulardan bahsedeceğim. Ve yazımın devamında çocukların duygularını yönetmesine yardımcı yöntemler paylaşacağım.

Duygular neden bu kadar önemli?

Erken yaşta çocukların duygularını tanımasına yardımcı olduğumuzda, duygularını daha rahat yönetebildiklerini görürüz. Küçük çocuklar, “mantık beyinlerinden” ziyade “duygusal beyinlerinden” daha fazla etkilenirler ve genellikle büyük duygular yaşarlar.

Yoganın anlayışı ve öğretileri, duyguları tanıma ve yönetme konusunda nasıl yardımcı olur, gelin şimdi ona bakalım.

1. Duyguyu tanımak ve adlandırmak

Yok saymamanın ilk adımı duyguyu tanımak ve adlandırmak. Çocuklara duygularını yönetmeyi öğretmeye başlamadan önce, onlara duygularını tanımayı ve adlandırmayı öğretmeliyiz. Örneğin, kızgın olduğumuzu bilmiyorsak, öfkeyle pek iyi baş edemeyiz!

Bunun için ailelere ve öğretmenlere düşen görev, çocukların duygularını tanımaları ve anlamalarında iyi birer rehber olmak. Bunu kendi duygu ve hisleriniz ve bunlarla baş etme yollarınız hakkında örnekler vererek yapabilirsiniz. Örneğin, yaşadığınız bir gerçeği anlatın. “Bugün üzgün hissediyorum çünkü bugün bir arkadaşımla tartıştım. Onunla yeniden konuşup kendimi ifade edebilir ve onun ne anlatmak istediğini yeniden dinleyebilirim.”

Bir başka yöntem ise çocuklarımızda fark ettiğimiz duyguları gözlemlemek ve onlar için adlandırmak.

Örneğin, “Kızgın hissettiğini görebiliyorum. Kirli olduğu için bugün en sevdiğin tişörtünü giyememen seni kızdırmış olmalı.”

Duyguları adlandırırken birlikte okuduğunuz hikaye kitaplarında yer alan kahramanlardan da yararlanabilirsiniz. Bu sayede duyguları birlikte keşfedebilirsiniz. Hikaye kitabını okuduktan sonra, “Bu kahraman sence nasıl hissetmiş olabilir?” sorusu iyi bir farkındalık çalışması olabilir.

2. Duyguyu büyütmeden dönüştürmek / Olumlamalar

Yetişkinler kendilerini eleştirmeye, iç seslerinin sürekli fonda yayınlanmasına ilk ne zaman izin vermiştir, hiç düşündünüz mü? Bu sorunun cevabını bilmiyor olabiliriz ama çocuklarımız için erken yaşta bu sesleri değiştirmenin ve dönüştürmenin yöntemini biliyoruz.

Çocukları kendilerinden bahsederken olumlu bir dil kullanmaya veya kendi kendine olumlu konuşmaya teşvik edin. Örneğin, özellikle bir şeyi zorlayıcı bulduklarında, “Bunu yapamıyorum!” yerine “Henüz buna hazır değilim!’’ ifadesini kullanabilirler. Bu öğreti ile büyüyen çocuklar yaşam deneyimlerine daha mantıklı veya rasyonel bakmaya ve duygusal olarak da daha dengede tepkiler vermeye başlarlar.

Bu olumsuz ifadeleri fark etmek ve olumlu cümleler önermek güzel bir yöntem olsa da olumlu konuşmalar ya da olumlamaları erken yaşta alışkanlık haline getirmenin en eğlenceli yöntemi yoga duruşları içinde olumlamalar kullanmak olabilir.

Aynı zamanda yoga pozlarını kullanarak duygularımızı daha rahat ifade edebiliriz. Yüz ifadeleri ile birleştirdiğinizde çok daha etkin sonuçlar olduğunu görebilirsiniz. Çocuklara bu pozları yaparken duyguları isimlendirme konusunda rehberlik ettiğimizde kendi duygularını daha iyi tanıyacak ve isimlendirebilecekler.

Örneğin:

  • Kendimi çok güçlü hissediyorum (Savaşçı duruşu)
  • Bugün mutluyum (Kuyruğunu sallayan aşağı bakan köpek pozu)
  • Kendimi eğlenceli ve enerjik hissediyorum (maymun duruşu)

3. Yoga pozları, oyunlar ve nefes aracılığıyla duyguları dönüştürmek

Hareketlenmek özellikle olumsuz duyguları serbest bırakmak için inanılmaz derecede faydalı bir araçtır. Bu hem yetişkinler hem de çocuklar için geçerlidir. Yetişkinler olarak bunu kendimizde daha iyi anlayabiliriz (örneğin, “Koşmaya ihtiyacım var, çok stresliyim!”), ancak çocukların bu konuda biraz desteğe ihtiyacı olabilir.

Çocukların nasıl hissettiklerine bağlı olarak duyguları yönetmelerine yardımcı olmak için farklı hareketler kullanabiliriz.

Örneğin, kızgın hisseden bir çocuk için önce duyguyu (öfke) adlandırabilir ve ardından bir hareket molası verebilir. Hareketin ve dikkatin bir arada olduğu veya müzik eşliğinde oynanan oyunlar ya da sadece bedenin ihtiyacı olan bir dans olabilir. Devamında yine hareketli ve sesli bir nefes çalışması nefesle birlikte öfkeyi de serbest bırakma konusunda yardımcı olacaktır. Fil nefesi ve aslan nefesi bu anlamda kullanabileceğiz iki güzel nefes çalışmasıdır. Nasıl yapıldığını öğrenmek veya hatırlamak için Minikyogees YouTube kanalına bakabilirsiniz.

Çocuklar okuldan eve yorgun geldiklerinde gevşemek için derin karın nefesi ile birlikte yavaş, yumuşak hareketler ve daha uzun süreli bir derin gevşeme yapabiliriz. Karın nefesi yaparken küçük çocuklar için hafif bir peluş oyuncak, daha büyük çocuklar için sevdikleri bir kitap veya eşya kullanabilirsiniz.

Endişeli veya üzgün bir çocuk için renkli ponponlar oyunu oynayabilirsiniz. Ponponları ayaklarla odanın bir köşesinden boş bir kaba doğru taşımak düşünceleri ve duyguları sakinleştirmek ve düzenlemek için iyi gelecektir. Sonrasında renkli tüy üfleme gibi rahatlatan bir nefes çalışması ile duyguyu regüle hale getirebilirsiniz.

4. Nefes

Çocukların büyük duygularını yönetmelerine yardımcı olmada bilinçli nefes almanın öneminden bir önceki bölümde bahsettik. Nefesimizin farkında olmak ve bilincimizle nefesi düzenleyip sakinleştirmek duygularımızla başa çıkmamıza yardımcı olur. Nefese odaklanarak olumsuz duyguları olumlu duygulara dönüştürmeye başlayabiliriz.

Nefesimizi yavaşlattığımızda, kalp atış hızımız ve kan basıncımız normale döner ve daha az endişeli veya stresli hissetmeye başlarız. Arı nefesi hem yetişkinlerde hem de çocuklarda kaygıyı azaltmak için mükemmeldir. Arı nefesinin nasıl yapıldığını öğrenmek için Minikyogees YouTube kanalına göz atabilirsiniz.

Derin, bilinçli nefesler almak vücudumuzu oksijenle doldurur ve yorgun veya bitkin hissettiğimizde bize enerji verebilir.

Bu yöntemleri denedikten sonra sorularınız olursa bana iletebilirsiniz.

Dengeli duygular ve mutlu çocuklar…

Çocuk yogası derslerini deneyimlemek ve dersler konusunda detaylı bilgi edinmek için @minikyogees Instagram, YouTube hesaplarını@minikyogees Instagram,  ve Spotify hesabını takip edebilir, www.minikyogees.com web sitesini ziyaret edebilir ve her türlü sorunuz için bana bu kanallardan ulaşabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Ailece uygulayabileceğiniz günlük mindfulness rutinleri

Günce Dere: Çocukların herhangi bir madde olmadan sadece kendi zihin ve bedenleri ile kalabildikleri tek branş Çocuk Yogası'dır. İşte bu nedenle yurt dışında hemen her anaokulunda olan ‘’Çocuk Yogası’’ derslerinin Türkiye’de de yaygın hale gelmesini kendine hedef edinmiş bir Çocuk Yogası eğitmeniyim. Türkiye'nin Yoga Alliance onaylı Tek Çocuk Yogası Okulu Etkin İnsan Gelişim Enstitüsü Çocuk Yogası Eğitmenliği Uluslararası Sertifika Programları 2-7 yaş (1.modül) ve 7-15 yaş (2.modül) tamamladıktan sonra Yoga Alliance onaylı Çocuk Yogası eğitmeni olmaya hak kazanarak, aktif bir şekilde çocuk yogası dersleri vermekteyim. Hafta sonu derslerimi Ataşehir'de bulunan Satyayogastüdyo’da, gönüllü eğitmen olarak 8-15 yaş aralığındaki minik yogiler ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Dila Kurt Eğitim Evi'nde çalışmaktayım. Ek olarak, özel dersler ve etkinlikler kapsamında yeni minik yogiler ile tanışıyorum.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale