Ailelerden sıklıkla duyduğum bir soru var; “çocuğum ileride kendi ayakları üzerinde durabilecek mi?”
Aileler için çocuklarının kendi ayaklarının üzerinde durması, çocuklarının hayatlarında karşılarına çıkan problemlerle baş edebilmesi anlamına gelir. Hayattaki zorluklarla ve sıkıntılarla baş edebilmeyi öğrenmenin bir yolu ve aslında en temel yolu çocuklukta duygu regülasyonu, yani duyguları yönetme becerisinin gelişmesidir. Duygu regülasyonu, baş etmekte zorlanılan bir durumla karşılaşıldığında durup, içten gelen ilk tepkiyi bastırıp, tepkilerin sonuçlarını düşünüp, duygu, davranış ve bedeni yöneterek en uygun tepkiyi verebilmektir. Ayrıca, farklı durumlara, değişimlere ve değişen beklentilere uyum sağlayabilmektir.
Duygu yönetimi gelişen ve öğretilebilen bir beceridir. Çocukların, duygu yönetimi becerilerinin gelişmesi onları akademik, duygusal, sosyal ve davranışsal alanlarda başarılı olmasına destek olurken, problem çözme becerilerinin gelişmesini de sağlar.
Duygularını yönetemeyen çocuklar denince akla genelde markette istediği alınmayınca bağıran, yerlere yatan ve kriz geçiren çocuklar akla geliyor. Belki 2-3 yaşındaki bir çocuk için bu doğal bir davranış sayılabilir. Ancak kendi isteği olmadığı için, annesi ona “hayır” dediği için bağırıp çağıran ve kendini yere yatan bir çocuğa duygularını yönetme becerisi öğretilmezse ne olur? Düşünün ki bu çocuk, okulda ders sırasında sıkıldı ve dışarı çıkmak istedi. O sıkılma hissi o kadar kuvvetli geldi ki, bir anda sınıftan kalktı ve dışarı çıkmaya çalıştı. Öğretmen çıkamazsın deyince de, ağlamaya ve bağırmaya başladı. O zaman bu çocuğun okuldaki öğretmenleri ve otorite ile başı derde girer. Arkadaşları önünde o şekilde tepki verdiği için, arkadaşlarından tepki çekebilir. Akademik hayatı aksayabilir çünkü sıkılma hissini yönetip, derse tekrar konsantre olmakta zorlandığı için. Sınıf içinde bu tepkiyi veren çocuk, doğal olarak arkadaş ortamında da kendi istediği oyun oynanmadığı zaman ağlama ve bağırma hatta bazen vurma gibi tepkileri arkadaşlarına karşı gösterebilir.
Bu durumlar sık tekrarlanırsa da o çocuğun dışlanma olasılığı kaçınılmazdır. Ve aslında duygu regülasyonunda zorlanan çocuklar durmadan kendilerini zorlayıcı durumlarda buldukları bir kısır döngüye girerler. Mesela, arkadaşlarına istediği olmadığı zaman aşırı tepki gösteren bir çocuk dışlanır. Dışlandıkça deneyimlediği öfke ve üzüntü gibi hisleri iyice artar. O hisler doğal olarak çocuğun genel duygu durumuna ve davranışlarına yansır. Öfke ile tepki vermeye devam ettikçe de arkadaşlarının arasına girmekte daha da fazla zorlanmaya başlar.
Peki, senaryoyu değiştirelim. Çocuğun derste sıkıldığını, sıkıldıkça oturduğu yerden hareketlenmeye başladığını, dersi dinleyemediğini fark eden çocuk parmak kaldırıp sınıftan çıkmak için izin istese, kendine kısacık bir mola alıp sınıfına geri dönse… İşte o zaman duygusunu yönetebilmiş, kendisine ve çevresindekilere hiçbir zarar vermeden hayatının akışına devam etmiş olurdu.
Çocukların duygu yönetimi becerisini geliştirmek için yapılabilecekler
Çocuklara kendi duygularını tanımayı öğretin.
Çocuğunuza onun zorlandığını gördüğünüz zamanlarda ne hissettiğini sorun. Size bir olay paylaştığı zaman o olayda ne hissettiğini sorun. Kendisi cevaplayamaz ise siz onu yönlendirin: “Bu durumda üzülmüşsündür diye tahmin ediyorum”, “çok mu kızdın ablan seni odasına almadığı zaman?”
Önce duyguyu rahatlatın sonra çözüm üretin.
Rahatsız edici duygular yaşadıkları zaman onlara kendilerini nasıl rahatlatabilecekleri konusunda yol gösterin. Sohbet etmek, dışarı çıkmak, bir oyun oynamak işe yarayabilir. Çocuğun yaşadığı rahatsız edici duygu azaldığı zaman, ona bu duyguyu yaşatan durum için çocuğunuzla birlikte çözüm üretmeye çalışın. Nasıl bir tepki verebileceği konusunda yol gösterici olun.
Çocuğunuzun kaçmasına izin vermeyin.
Çocuğunuzun yaşadığı rahatsız edici duruma rağmen günlük hayatın akışında gitmesini sağlayın.
Anne baba olarak çocuklarınıza duygu yönetimi konusunda rol model olun.
Kendi rahatlama ve çözüm üretme stratejilerinizi onlarla paylaşın.
Duyguları hissetmeyi kontrol edemeyiz ama her türlü duygu da geçicidir. Ancak yaşadığımız duygulara göre verdiğimiz tepkileri kontrol edebiliriz. Böylece, yaşadığımız duygulara rağmen, içimizden gelen ilk tepkiyi bastırarak duruma uygun tepki verdiğimizde içinde bulunduğumuz zorlu durum için çözüm üretme alanı da sağlamış oluruz kendimize. Çocuklara da duygularını yönetmeyi öğreterek aslında onlara zorluklarla baş etmeyi öğretmiş oluruz. Ve unutmayın ki duygu yönetimi geliştirilebilen bir beceridir…
İlginizi çekebilir: Duygusal tetikleyicilerinizi keşfetmenin ve onlarla başa çıkmanın 5 yolu
Yazarın diğer yazıları için tıklayın.