X

Duyduk duymadık demeyin, Dünya’nın da çakraları var!

Hepimizin sıklıkla duyduğu kavramdır çakralar, yani vücudumuzdaki enerji merkezleri. Çakra aslında çark anlamında olması ile birlikte Hint felsefesinde vücudumuzdaki enerji akışının gerçekleştiği merkezleri ifade etmektedir (tabi ki çok daha derin bir bilimi de mevcuttur). Diğer bir yaklaşım olan Ezoterizm ise, dünya üzerinde bazı bölgelerin özel enerjileri olduğunu açıklamaktadır ki bu bölgeler arasında Mısır, İstanbul ve Asya’da belirli ülkeler gibi tahmin edilebilir “kadim” merkezler de yer almaktadır.

Bugüne kadar dünya üzerinde yaptığım uzun mesafe seyahatlerimden yola çıktığımda, beni en çok kendime yakınlaştıran ve çok değişik tecrübeler edindiğim seyahatlerim hep Asya bölgesinde gerçekleşti. Özellikle bu sürecin başlangıcı Güney Kore ve Japonya ile başladı. Daha sonra yine aynı bölgede Tayland ve Bali’de bulunma şansım oldu. Ve tüm bu seyahatler esnasında çok yüksek enerjiler, görüler ve hisler deneyimledim. Bu seyahatlerimden tek başıma olduğum Bali seyahatim ise beni açıklığı, anlayışımda oluşturduğu değişiklikler ve dünyaya bambaşka gözlerle bakmama yardımcı olan rüyalarım gibi deneyimler ile muhteşem bir dönemdi diye yorumlayabilirim.

Dünya’nın 7 çakrası

Hayatımdaki diğer bir önemli kavram ise, yaptığım tüm bu seyahatlerin hikayesinin tercihinin ve orada gerçekleşen akışın tamamıyla farklı şekilde, yani benim elimde olmayan seçimler ile sanki bir mesaj almış gibi programlanarak, yönlendirilmem ile olmasıydı. 30 yaşımda durup dururken hep istediğim Buenos Aires şehrine hiç düşünmeden bir gece bilet aldım ve orada olduğum dönemde yine çok önemli oluşumlar ve bir aşk başlangıcı tecrübesi yaşadım… Öyle ki geriye dönüp baktığımda bileri aldığım gün bile “o an bilmediğim” çok özel bir gündü… Sonrasında Bali’ye gitmeden önce aslında biletimi Sidney için almıştım ve bir gün Budapeşte’de çok değişik rastlantılar sonucu oturduğum odamda (şaşırmıyorsunuz artık konu ben olunca normal olmuyor hiçbir şey) birden gelen bir his ile Sidney’e vizesiz giremeyeceğimi idrak ettim (ki seyahatime sadece 10 günüm kalmıştı)… Ben de rotamı bir anda sanki daha önce programlanmışım ve bilirmişim gibi iki saniye bile sürmeden Bali’ye çevirdim…

Neden o anda oradaydım bilemiyorum ama, oradaydım. Son seyahatim ise Kosta Rika’ya oldu, dünyanın bu noktasını görmek benim 10 yıllık hayalimdi, çok sevdim, okyanus kıyısında olmaktan… Ve orada olduğum dönemde özellikle feminen enerjiyi hissetmek, kadınlığımı bilmek, bulmak, anlamak, kendime kadınmış gibi bakabilmek gibi konularda (yine nereden geldi bilemediğim bir itilim ile) hızla yol aldım… Ama ne yol almak, hayatta “asla yapmam” dediğim bazı şeyleri tecrübe ettim… Bu kadar ile kalmadı, daha önce yazdığım Tibet ile karşılaşmam sonrası evet “Nepal yolları taştan” Eylül’de tek başıma Everest tırmanışı için Nepal’de olacağım… Tabi ki Tibet’e yaklaşacağım, tabi ki daha önce rüyamda “Everest’e git” diyerek bana güzel bir defter uzatan kızı belki görebiliyor olacağım ama mutlaka sizlerle paylaşacağım…

İşte bu seyahatler böyle “rastlantılara” ve “özel zamanlamalara” karşılık gelirken, ben geçtiğimiz hafta bir araştırmam esnasında bugüne kadar denk gelmediğim bir gerçekle karşılaştım; evet Dünya’nın da çakraları vardı… Bu çakraları yani özel enerji noktalarını incelediğimde şaşkınlığım daha da büyüdü, çünkü benim tecrübelerim bu noktalar ile öyle bir örtüşüyordu ki bu yazıyı “şaşkınlıktan kurtulup” tarafsızca ve sakince kendimi toparlayarak yazabilmem için bir hafta geçmesi gerekti…

Şimdi sizlerle dünyamızın muhteşem çakralarını ve bu noktaların özelliklerini paylaşmak istiyorum ki belirtmeden geçemeyeceğim Nepal bölgesi çok özel bir çakraya karşılık geliyor – yedinci çakra yani ilahi güç ile yani yaradan ile en yakın olduğumuz direk bağlantıda olduğumuz çakra gerisini siz düşünün.

Shasta Dağı / Kaliforniya / Amerika
  • Birinci Çakra: Shasta Dağı, Kaliforniya, Amerika, bu nokta dünyanın tüm enerjisinin temeli olarak kabul edilir.
  • İkinci Çakra: Titicaca Gölü, Peru/Bolivya, kök çakra olarak bilinen ve cinsellik özelliğinin yüklü olduğu merkez olarak kabul edilir. Doğum ve doğurganlığın merkezidir.
  • Üçüncü Çakra: Uluru, Avustralya, özellikle kalpten önce gelen mide ve bağırsakları içeren bölgeye karşılık gelen enerji merkezi olarak kabul edilir. Aborjinlerin bu bölgede özel uykulara yattıkları zamanlar olduğu da bilinmektedir.
  • Dördüncü Çakra: Glastonbury, Somerset ve Shaftesbury, Dorset, İngiltere, kalp çakra olarak da bilinen bu nokta, iyileştiriciliği ve magnetik enerjisi ile ünlüdür.
  • Beşinci Çakra: Piramitler – Mt. Sinai ve Mt. Olives, Mısır, boğaz çakrası olarak bilinen bu çakra dünya üzerinde ünlü piramitlerin de yer aldığı özel enerjileri ile bilinen noktadır.
  • Altıncı Çakra: Batı Avrupa, üçüncü göz olarak da bilinen bu noktanın farklı boyutlara açılan enerjilerin de varlığını kapsadığı kabul edilir.
Mt Kailash / Himalayas / Tibet
  • Yedinci Çakra: Mt. Kailash, Himalayalar, Tibet, ilahi güç ile bağlantı noktası olarak bilinen bu çakra dünyanın çatısı olarak kabul edilen Tibet’te yer almaktadır.

İşte bu güzel gezegenin “açıklanamayan” fakat kalbimizden, çok derinden bildiğimiz o bizi etkileyen enerjiler ile kuşatılmış muhteşem varlığı tesadüf değildir. Kadim bilgilerce açıklandığı üzere özel noktalar farklı tecrübeler edinmemizde bize yol olabilmektedir… Dünyamızın bu güzel noktalarında hayatımın bir anında bulunabilmeyi diliyorum…

Kaynak:
gostica.com

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale