X

Düşünme yöntemlerini bilmek ne işimize yarar, hayatımızın hangi noktasında bize katkı sağlar?

Düşünme yöntemleri, hayatın çeşitli alanlarında karşılaştığımız zorluklarla başa çıkmamızı sağlayan, bilinçli ve etkili kararlar almamıza yardımcı olan araçlar. Ancak bu yöntemleri bilmek çoğu zaman tek başına yeterli değildir; daha önemli olan, hangi yöntemi hangi durumlarda kullanmamız gerektiğini bilmek (ve tabii ki gerekli zamanda uygulayabilmek). Bu  yazıda, düşünme yöntemlerinin hangi alanlarda nasıl katkı sağlayabileceğini ve bilgi düzeyinde kalmanın ötesine geçerek bu yöntemleri nasıl uygulayabileceğimizi anlatmak istiyorum.

1. Reflektif düşünme: Kendini değerlendirme ve farkındalık

Reflektif düşünme, kişinin kendi düşünce süreçlerini, davranışlarını ve aldığı kararları sorgulaması ve değerlendirmesi anlamına gelir. Bu yöntem, özellikle olaylar karşısında otomatik tepkiler vermek yerine, durumu analiz etmemize ve daha bilinçli kararlar almamıza olanak tanır.

Örneğin, iş hayatında başarısızlıkla sonuçlanan bir projeyi ele alalım. Reflektif düşünme ile bu durumun nedenlerini, hangi kararların yanlış olduğunu ve gelecekte benzer hatalardan nasıl kaçınılacağını analiz edebiliriz. Bu yöntem, bireylerin kendilerini geliştirmelerine ve aynı hataları tekrarlamamalarına yardımcı olur.

İlgili yazıya gitmek için: Reflektif düşünme: Geçmiş deneyimlerden öğrenmek

2. Paradoksal düşünme: Zıtlıkları ve çelişkileri yönetme

Paradoksal düşünme, görünürde birbirine zıt veya çelişkili görünen durumları anlamaya ve bu çelişkileri verimli bir şekilde yönetmeye odaklanır. Bu yöntem, karmaşık ve çok boyutlu sorunlara yaklaşırken büyük avantaj sağlar.

Örneğin, bir liderin hem yenilikçi hem de geleneksel değerlere bağlı kalması gerektiğinde, paradoksal düşünme bu iki zıt kavramın bir arada nasıl yönetilebileceğini anlamamıza yardımcı olur. Bu yaklaşım, karar verme süreçlerinde esneklik sağlar ve karmaşık problemler karşısında daha yaratıcı çözümler üretmemize olanak tanır.

İlgili yazıya gitmek için: Paradoksal düşünme nedir?

3. Karar Ağaçları düşünme modeli: Seçeneklerin ve olasılıkların haritalanması

Karar ağaçları düşünme modeli, özellikle karmaşık ve çok seçenekli karar süreçlerinde etkin bir analiz aracıdır. Bu yöntem, bir kararın olası tüm sonuçlarını ve bu sonuçların getireceği yeni seçenekleri görselleştirerek karar verme sürecini sistematik hale getirir.

Örneğin, bir yatırım kararı almadan önce karar ağacı modeli kullanılarak farklı senaryolar oluşturulabilir. Her bir senaryonun getireceği olasılıklar ve sonuçlar değerlendirilerek en uygun yatırım kararı seçilebilir. Bu yöntem, belirsizliklerin ve risklerin daha net bir şekilde görülmesini sağlar ve kararların daha rasyonel bir zemine oturtulmasına katkıda bulunur.

İlgili yazıya gitmek için: Karar Ağaçları düşünme modeli nedir?

4. Zaruri Fikirler yöntemi: Asıl olanı belirleme ve odaklanma

Zaruri fikirler yöntemi, karmaşık problemlerde ana unsurları belirlemeye ve dikkati asıl önemli olana yönlendirmeye yardımcı olur. Bu yöntem, gereksiz detaylardan arınarak çözüm odaklı bir bakış açısı geliştirilmesini sağlar.

Örneğin, kapsamlı bir stratejik plan hazırlanırken, zaruri fikirler yöntemi kullanılarak planın temel hedefleri belirlenebilir ve bu hedeflere ulaşmak için gerekli adımlar netleştirilebilir. Bu yöntem, stratejik önceliklerin doğru şekilde belirlenmesine ve kaynakların verimli kullanılmasına katkı sağlar.

İlgili yazıya gitmek için: Zaruri Fikirler Yöntemi nedir?

Bilgiye dayalı uygulamalar yapmanın önemi

Düşünme yöntemleri, bireylerin ve kurumların karşılaştıkları sorunları daha etkili bir şekilde ele almalarını sağlar. Ancak, bu yöntemlerin sadece teorik bilgi seviyesinde kalması yeterli olmayabilir.  Reflektif düşünme, paradoksal düşünme, karar ağaçları ve zaruri fikirler gibi yöntemler, ancak günlük hayatta ve iş yaşamında somut ve pratik bir şekilde uygulandığı zaman etkili olacaktır.

“Eyleme geçmeyen düşünce, meşgul ettiği beyin hücresinden daha fazla büyüyemez.” -Arnold H. Glasow

Bu yöntemlerin her birini hayatımıza entegre ederek, yalnızca daha iyi kararlar almakla kalmayız; aynı zamanda karmaşık problemleri daha etkin bir şekilde yönetir ve genel anlamda daha bilinçli bir yaşam sürebiliriz.

İlginizi çekebilir: Metakognisyon: Düşünme üzerine düşünmek

Mustafa Direk: Merhaba, ben Mustafa. Şu anda İstanbul Üniversitesi Marka İletişimi bölümünde öğrenciyim. 10 yıllık eczane tecrübem sayesinde insanlarla iletişim kurma ve problem çözme becerilerimi geliştirdim. Ancak içimdeki merak, beni yeni alanlara yönlendirdi ve şu anda marka iletişimi alanında kendimi geliştiriyorum. Dijital içerik üretimi ve blog yazarlığı konusunda deneyimliyim ve içeriklerimle insanlara ilham vermeyi hedefliyorum. Kendini keşfetme ve farkındalık sürecine katkıda bulunacak yazılarımı takip edebilirsiniz. Bu yolculukta birlikte ilerlemek dileğiyle!

“Migros ile İyisin”: Üreticiden tüketiciye herkese iyi gelecek bir alışveriş deneyimi

Hepimiz hayatımız boyunca hem kendimiz hem de sevdiklerimiz için en iyisini istiyor, en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Her zaman doğru seçimler yapmanın ve attığımız her adımın güvenilir olmasının peşindeyiz. Bu yüzden alışveriş yaparken sahip olduğumuz standartlar oldukça yüksek. Hem kaliteli hem güvenilir ürünler bulmak hem de bütçemize dost tercihler yapmak istiyoruz. Ancak, günümüz koşullarında tüm bu standartları sağlayan alışverişler yapabilmek pek kolay görünmüyor.



Güzel haber şu ki; 70 yıllık köklü geçmişiyle Türkiye’de modern perakendenin kurucusu ve “yeni nesil perakende” anlayışının mimarı olan Migros, “Migros ile İyisin” diyerek iyi bir alışveriş deneyimi sunmanın ötesine geçiyor. “Hepimize İyi Gelecek” mottosuyla yola çıkan Migros, çalışanından müşterisine, çiftçisinden tedarikçisine çepeçevre dokunduğu herkese sesleniyor ve dokunduğu tüm paydaşlarıyla çok büyük bir ekosistem yaratıyor.

Herkes için en iyiyi sunan bir alışveriş ekosistemi

Çoğu zaman göz ardı ediliyor gibi görünse de gerçek bir alışveriş deneyiminin arkasında yalnızca tüketiciyle sınırlı kalmayan çok büyük bir ekosistem var. Bu ekosistemin bilincinde olan Migros, her paydaşın önemini biliyor ve bu anlayış doğrultusunda hareket ediyor. Üreticiden tedarikçiye, çalışanlardan müşteriye kadar geniş bir ağda herkes için en iyisini sunan Migros, 75 bin çalışanıyla, 23.500 iş ortağıyla sürdürülebilir ve güçlü bir iş birliği modeline sahip. Müşteri odaklı oluşunun yanı sıra yerli üreticilere sağladığı destekle de bu ekosistemin güçlenmesine katkı sağlayan Migros, iş ortaklarına da her zaman büyüme imkanı tanıyor.



Yerli üreticiler, ürünlerini güvenilir bir şekilde tüketicilere ulaştırmanın mutluluğunu ve rahatlığını yaşarken, tüketiciler de kaliteli, taze ve uygun fiyatlı ürünlere kolayca erişebilmenin konforunu ve keyfini sürüyor. Sunduğu geniş ürün yelpazesi, uygun fiyat politikası ve güçlü kampanyalarıyla Migros, her alışverişte müşterilerinin gönlünü fethetmeyi başarıyor. Tüm bunların yanı sıra hem doğaya hem de üreticiye iyi gelen bir anlayışla çalışan ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını, doğal kaynakların korunmasına yönelik adımları destekleyen Migros, her geçen gün ekonomiye, tarıma ve istihdama katkı sağlamaya devam ediyor.

Migros Müşteri Deneyimi Stratejisi ve Pazarlama İletişimi Direktörü Sinem Serdar da “Migros’un dokunduğu herkes üzerinde güçlü pozitif etkisi var” diyerek Migros’un tüm Türkiye’ye iyi gelen bir anlayışla çalışmalarını sürdürdüğünün bir kez daha altını çiziyor. Bu anlayış sayesinde Migros, alışverişin çok ötesinde bir değer sunarak Migros ile İyisin mottosunun arkasındaki güçlü ağı korumaya devam ediyor.

*Bu yazı Migros katkılarıyla hazırlanmıştır.





İlgili Makale