X

Düşüncelerimizi esnetmeliyiz: Siyah ve beyaz iç içe olabilir

Çok küçükken öğrenmeye başlıyoruz; bu doğru, bu yanlış, bu iyi, bu kötü, bu güzel, bu çirkin… Nelerin hangi kategoriye girdiği ya da neden girdiği de başlı başlına üzerine düşünülmesi ve konuşulması gereken konular ancak önce bu sistem nasıl işliyor ona bakmak lazım sanırım. Bunca etiketleme bize fayda sağlıyor mu gerçekten?

Kültürümüz gereği de uçlarda duygular yaşamaya yatkın olabiliyoruz. Birinin bir hatasını görünce, hemen o kişiyi yargılıyoruz, bir iyiliğini görünce ise hemen tüm kusurlarını görmezden geliyoruz. Sonra başka olaylar yaşanıyor ve duygularımız değişiyor ve aynı kişiye tam tersi bir tavırla yaklaşıyoruz. Hal böyle olunca, ne kendimize, ne bu kişiye, ne de ilişkimize fayda sağlıyoruz.

Kim safi “iyi” ya da kim safi “kötü” ki şu hayatta? Sıcacık evinizde otururken romantik bulduğunuz “güzel” kar, yolda mahsur kaldığınızda birden günün en “çirkin” şeyine dönüşmüyor mu? Kaç yanlış kaç doğruyu götürüyor? Her “doğru” dediğinizle her “yanlış” dediğiniz aynı değerde mi? Her şeyin fazlası insan için zehre dönüşüyorken, ne için faydalı diyoruz? Belli bir orandaki herhangi bir şeyin, her şartta herkes için aynı faydayı sağlayacağından nasıl emin oluyoruz?

Belki de, her şeyin aynı anda hem iyi hem kötü, hem faydalı hem zararlı, hem güzel hem çirkin olabileceğini fark edersek, bunca etiketlemeyle uç duygular arasında salınım yapmadan daha dengede kalabiliriz.

Örneğin, birinin bir hatasını gördüğümüzde o kişiyi herhangi bir etiketle etiketlemeden, sadece bize hatalı gelen o tavrı/sözüyle ilgili onunla iletişim kurmayı seçebiliriz. Herkesin hata yapmaya hakkı olduğunu bilerek ya da bu kişinin içinde bulunduğu farklı şartlardan dolayı böyle davranmış olabileceğini de düşünerek yani kendimizi ihtimallere kapamadan daha anlayışlı ve sakin bir noktadan yaklaşabiliriz konuya. Kurduğumuz iletişim sonrası hiçbir şey değişmeyebilir de, çünkü bize hatalı gelen şeyle ilgili karşımızdaki aynı farkındalığa sahip olmayabilir. Bu durumda da toptan bütün ilişkiyi koparmak yerine, bu kişiyle anlaşamadığımız konu özelinde aramıza mesafe koymayı tercih edebiliriz. Herkes hayatımızda “ya hep ya hiç” düzleminde durmak zorunda değil. Kişileri hayatımıza tercih ettiğimiz farklı oranlarda almamız da mümkün.

Aynı bakış açısını kendimize dönük de kullanmalıyız. Kendimizi yaptığımız hatalarla ilgili eleştirirken de daha şefkatli olmamız mümkün, zira bir konuda yanlış davranmış olmamız bizi kocaman bir yanlış, kötü, çirkin çukuruna düşürmez. Bunun tersine de dikkat etmek gerekir; yaptığımız birtakım iyiliklerle kendimizi rahatlatarak hatalarımızı ya da eksiklerimizi görmezden gelmek de bizi tuzağa düşürür. Kendimizi de sadece durumlar/olaylar/şartlar üzerinden değerlendirirsek genellemelerden uzaklaşma fırsatımız olur. Yaptığımız çoğu şey aslında başka birçok şeyle ilintilidir ve aynı anda birden fazla durumu ve duyguyu barındırır içinde. Bu farkındalıkla düşüncelerimizi esnetebilmemiz çok önemlidir. Böylece daha doygun ve daha dengeli olabiliriz. 

Beynimiz kategorileri ve her şeyi zıtlıklarına göre kategorize etmeyi sever. Dolayısıyla düşüncelerimizi esnetebilmemiz emek ve enerji gerektirir. Ancak, eğer bunu yapabilirsek siyahların içindeki beyazlara ve beyazların içindeki siyahlara da erişim sağlayabiliriz. Aslında hiçbir şeyin saf siyah ya da saf beyaz olmadığını, en başından beri hepsinin grilerle veyahut iç içe geçmiş siyah ve beyazlarla boyanmış olduğunu görürüz böylece. Deneyimlerimizi de, duygularımızı da, insanları da sadece birbirinden ayrılan, zıtlıklarla isimlendirilmiş dosyalarda arşivlersek çok fazla şey ortadan kaybolur. Aralardaki bağlantıları ve iç içe geçmiş halleri de yakalamamız gerekiyor. Zenginlik oralarda bulunuyor.

İlginizi çekebilir: 2023’ün teması: Kendi temalarımızı bulmamız

Ceyda Tepret: İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümü mezunudur. Koç Üniversitesi’nde MBA eğitimi alıp, Madrid’deki IE Business School’da International MBA programında eğitimini tamamlamıştır. Pazarlama alanında bir kariyer tercih etmiştir ve bu alandaki çalışmalarına devam etmektedir. İnsan davranışları ve psikolojiye duyduğu ilgi onu koçluk eğitimi almaya yöneltmiştir. ICF sertifikalı profesyonel bir koç olarak, danışanlarına kendi yolculuklarında destek vermektedir. Pazarlama profesyoneli kimliğiyle marka hikayelerinin, profesyonel koç kimliğiyle de insan hikayelerinin peşindedir.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale