Düşünce tarzımız hayata ve olaylara bakış açımızı ifade eder. Bu sebeple düşünce tarzımızı hayata bakarken taktığımız filtreli gözlüklere benzetebiliriz. Bu hayata sabit fikirli bir filtreyle bakmak da bir seçenektir, gelişim odaklı bir filtreyle de. Eğer hayata sabit fikirli bir filtreyle bakmayı seçerseniz, birçok gelişim fırsatını görme imkânımız olmaz. Öte yandan hayata gelişim odaklı bir filtreyle bakarsak, gelişim ve değişim fırsatlarını daha kolay görebiliriz.
Hayata hangi filtreyle bakmaya eğilimli olursak olalım, şanslıyız ki düşünce tarzımızı değiştirebiliriz. Tıpkı farklı filtreler ile dünyaya başka şekillerde bakmanın mümkün olduğu gibi, düşünce tarzımızı değiştirerek hayata farklı bir şekilde bakmayı da başarabiliriz. Nasıl mı?
1. Düşünce yapınızın değişmesi gerektiğini kabul edin
Eğer tümüyle veya kısmen sabit bir düşünce yapısına sahipseniz, bunun size gelecek planlarınız konusunda hizmet etmediğini bilmelisiniz. İsterseniz sonsuza kadar dünyanın adil olmadığından, hayatın acımasızlığından veya başka insanlar kadar iyi imkanlara sahip olmadığınızdan şikâyet edin, bu hayatınızda hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız, hayat yolunda size engel değil destek olacak bir düşünce yapısına ihtiyacınız var. Bu yüzden düşünce yapınızı değiştirmeniz gerekiyorsa, ilk olarak düşünce yapınızın değişmesi gerektiğini kabul etmelisiniz.
2. Nedenlerinizi belirleyin
Artık biliyoruz ki sabitlenmiş düşünce tarzı hayatınızda yapmak istediğiniz değişiklikler söz konusu olduğunda size destek olmayacak. Bu yüzden gelişim düşünce tarzı ile hayata bakmaya başlamak işleri çok daha kolaylaştıracak. Ancak sadece bunu bilmek, düşünce tarzınızı değiştirmek adına yeterli olmayacaktır. Artık daha pozitif, daha çok çaba gösteren, aksiliklere daha çok direnen, daha fazla sorumluluk alan ve gelişime daha çok önem veren biri mi olmak istiyorsunuz? O zaman öncelikle bunu gerçekten neden yapmak istediğinize karar vermelisiniz.
3. Başarıyı yeniden tanımlayın
Bizi geliştirecek olan başarı tanımına göre zekâ ve yetenek sadece bir başlangıç noktasıdır. Evet, hayata bazıları biraz daha zeki veya yetenekli oldukları bir noktadan başlayabilir ama bu uzun vadede başarılı olmak için tümüyle önemli tek kriter değildir. Gerçek başarı zorluklarla yılmadan mücadele etmek, gelişmek ve değişmek için çabalayacak gücü gösterebilmektir. Gerçek başarı, yeniden deneyecek gücü bulmaktır. Ve gerçek başarı, hedefe giden yoldaki başarısızlıkları bir öğrenme fırsatına çevirebilmektir. Başarıya bu şekilde bakmayı becerebilen, eninde sonunda hayatını değiştirip hayallerini gerçekleştirir.
4. Kullandığınız sözcüklere dikkat edin
Sözcükler büyülüdür. Düşünce yapınızı değiştirecek gücü taşırlar. Bu yüzden onları doğru şekilde kullanmayı öğrenmelisiniz. Kendinizle nasıl konuştuğunuz, hangi sözcükleri sık sık tekrarladığınız ve olaylar karşısındaki tutumunuz dünyaya bakış açınız hakkında önemli ipuçları verir. Olaylara bakış açınız sizi hedeflerinize giden yolda desteklemelidir. Eğer iç sesiniz yargılayıcı, olumsuz ve engelleyici ise, o zaman düşünce tarzınızın sizi pek desteklediğini söyleyemeyiz.
Kullandığınız sözcüklere dikkat edebilmek için iyi bir dinleyici olmanız lazım. Sizi hedeflerinize giden yolda destekleyecek bir düşünce yapısı için en sık kullandığınız hangi sözcükler sözlüğünüzde kalmalı, hangileri ise gitmeli? Eğer sıklıkla şikâyet içeren, küçümseyici veya eleştirel sözcükler kullanıyorsanız, bunları bir an önce kullanmayı bırakın. Bu tabi ki zaman alacak bir süreç ama siz bunları hemen şimdi bir kenara bırakmaya başlayın.
Örneğin “Bu işte çok kötüyüm.” demek yerine “Daha fazla denemeliyim.” deyin. “Bu çok saçma!” demek yerine “Buna farklı bir açıdan bakmayı denemeliyim.” deyin. “Ben zaten yapamam.” demek yerine “Kendime öğrenmek için biraz zaman vermeliyim.” deyin. “Yeteri kadar iyi değilim.” demek yerine “Henüz istediğim performansı sergilemiş değilim.” deyin.
5. Etrafınızda düşünce yapınıza uygun insanlar bulundurun
Amerikalı girişimci Jim Rohn “En çok zaman geçirdiğiniz 5 kişinin ortalamasısınızdır.” der. Hayatımızda bulunan insanların hayata bakış açısı da tıpkı bulaşıcı hastalık gibi bize bulaşır. Bu yüzden de zamanla beraber en çok zaman geçirdiğimiz kişilere benzemeye başlarız.
Birçoğumuz başarılı insanların etrafında onlar gibi diğer başarılı insanlar olduğunu fark etmişizdir. Bu rastgele olan bir şey değil, bilinçli bir tercihtir. Başarılı insanlar doğru düşünce yapısına sahip, destekleyici, gelişime açık ve pozitif bir çevrenin öneminin farkındadırlar. Bu yüzden de etraflarına böyle insanları çekerler. Bu durum aslında doğanın yazılı olmayan bir kanunu gibidir. Benzer benzeri gerçekten bulur. Bir şeylerden şikâyet ederseniz, çevrenizden daha çok şikâyet duymaya başlarsınız. Ancak kendinizi geliştirmeye odaklanırsanız, çevrenizde kendini geliştirmek isteyen insanlar belirmeye başlar. Hatta tanıdığınız birçok kişi de sizlere hiç göstermedikleri bir yönü gösterir ve gelişim odaklı sohbetler etmeye başlarlar.
Bu yazıyı sevdiyseniz, devamını ve daha fazlasını Karar Ver, Planla, Hareket Geç adlı kitabımda okuyabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: 5 etkili zaman yönetimi stratejisi