X

Düştüğümüz tuzaklar: Başkalarını iyi hissettirme çabası

Başkalarını iyi hissettirebileceğimize inanırız. Bu inanç zamanımızın en güçlü şartlanmalarından biridir. Bizden önceki kuşakların kendi duygularının sorumluluğunu almayı öğrenememesi sebebiyle bize kalmış bir miras bu. Bir şartlanma, yani bir yalan.

Bu yalan için bugüne kadar oldukça büyük bir enerji harcadık. Enerjimizi artık geri alıyoruz, çünkü ona hayal ettiğimiz yaşamları inşa etmek için ihtiyacımız var. Sizce de zamanı gelmedi mi?

Başkalarını iyi hissettirmek zorunda olduğumuzu düşünürüz çünkü…

Çocukluğumuzda içinde yaşadığımız aile ve toplum bize başkalarını iyi hissettirmenin “doğru” olduğunu söyler. Bununla birlikte, etrafımızdaki birçok insan da bu şekilde davranır. Bize öğretilen ve gördüğümüz davranışlar arasındaki bu tutarlılık bu bilgiyi “doğru” kabul etmemize yol açar. Doğru kabul ettiğimiz her bilgi gibi bu da hayatımızı yönetmeye başlar. Büyürüz, arkadaşlarımız olur, okula gideriz, işe başlarız, bir sevgilimiz olur, evleniriz, çocuklarımız olur ve hayatımıza eşlik eden tüm bu insanları iyi hissettirmeye çalışırız.

Bu öylesine güçlü bir “doğrudur” ki bir başkasını iyi hissettirmek için uğraş vermeyen birini gördüğümüzde onu sorgusuz sualsiz hemen bencil veya duygusuz olmakla yargılarız.

Bir şekilde kendimizle yeniden bağlantıya geçmenin bir yolunu bulana kadar da “başkalarını iyi hissettirme misyonumuz” yalancı bir ihtiyaç olarak tüm hayatımızı etkilemeye ve enerjimizden çalmaya devam eder.

Başkalarının duygularının sorumluluğunu aldığımızda başkaları için yaşarız. Yaşamımızda bize ve kendi duygularımıza yer kalmaz. Bu da bizi önce kendimizden, sonra yaşamdan kopuşa götürür.

Yaşamımızda sorumluluk duymamız gereken tek duygu kendi duygularımızdır.

Biz yaşamımızda sadece kendi duygu ve davranışlarımızdan sorumluyuz. Bir başkasınınkilerden değil. Evet, bizim duygularımız etrafımızdaki insanları mutlaka etkileyecektir ama bu hallerimize nasıl tepki ve cevap verecekleri tamamen onların sorumluluğundadır.

Başkaları tarafından yanlış anlaşılmayı göze alabilirsen kendin olma özgürlüğünün kapılarını aralayabilirsin.

“Ben artık sadece kendi duygularımın sorumluluğunu alarak yaşamayı seçiyorum” dediğin ve bu yönde kararlılıkla adım atmaya başladığında etrafında bugüne kadar duygularını taşımaya alıştırdığın insanlarla sıkıntı yaşayabilirsin. Seni yanlış anlayabilirler; soğukkanlı, kalpsiz ve hatta bencil olmakla bile yargılanabilirsin. Bunu göze alabilmelisin.

Bir başkasının duygularının sorumluluğunu almayı bırakmak özgürlüğüne attığın kocaman bir adım olacak. Kendin olma sorumluluğunu alıp bu yolda kararlılıkla yürüdükçe yaşam büyük bir hafiflikle önünde açılacak. Bunun için biraz yanlış anlaşılmayı göze almaya değmez mi?

Bu, özenli ve sevgi dolu olmaktan vazgeçmeni gerektirmez.

Başkalarının duygularının sorumluluğunu almayı bırakarak, kendi hayatımızın ve duygularımızın sorumluluğunu almak için yer açıyoruz. Başkasının ne hissettiğine odaklanmak yerine kendi duygularımızla yaşamayı öğrenmeyi seçiyoruz.

Duygularınla yaşamayı öğrendiğinde farkındalık kazanırsın. Farkındalıklar ile gelişirsin, olgunlaşırsın. Gelişmek kendine yolculuktur. Özümüz sevgidir, özendir. Kendine yaklaştığında özen ve sevgiyle dolar taşarsın.

Tüm duygular hissedilmek ister.

Onları yeni yeni hissetmeye başladığın ilk zamanlarda duyguları taşımak biraz zor gelebilir. Bu nedenle duygularını etrafına fazlaca yansıtırken bulabilirsin kendini. Evet, bu seni sevenler için biraz zorlayıcı bir dönem olabilir. Ancak, sevgi için endişelenmene hiç gerek yok. İçinde bulunduğun durumu onlarla açıkça paylaş ve zor durumlarda yardımlarını iste. Seni gerçekten sevenler kendin olma yolculuğun boyunca yanında olmak için elinden geleni yapacaklardır. Senin duygularını taşımak için değil, sen duygularını taşımayı öğrenirken elini tutmak için. Yanında duramazlarsa da onlara kızma; kendi duygularına alan açmak için biraz uzaklaşma ihtiyacı duymuş olabilirler.

Duygularından korkma onlar sadece hissedilmek isterler ve sana içleri hediye dolu gelirler. Orada onlarla kalabildiğinde birçok şartlanmadan özgürleşebilirsin. Yoğun duygular hissettiğinde savunmaya geçmek, saldırmak ya da geri çekilmek yerine bir kenara çekilip sadece onları hissetmeye başlamanı öneririm. Bir süre sonra uzmanlık kazanacak ve onların içindeyken bile kendini ifade edebilmeyi öğreneceksin. O zamana kadar biraz sabır…

Hiçbir şeye mecbur değilsin! Hemen şimdi seçmeye başla!

Başkalarını iyi hissettirmeye çalışmak, kendimiz olma ve hayal ettiğimiz yaşamı yaratma yolunda düştüğümüz tuzaklardan yalnızca biri. Kendi hayatımızı yaratmak istediğimizde bunun için bol miktarda enerjiye ihtiyaç duyarız, bu nedenle bu kaçakları tespit edip hayatımızdan çıkarmak yaratımın önemli bir parçasıdır.

Kendin için nasıl bir gelecek hayal ediyorsun? Şu anda bu hayalinin neresindesin? Hayal ettiğin yaşamı gerçekleştirmek istiyor ama nasıl yapacağını bilemiyorsan tam da bu amaçla tasarladığım Gelecekte Sen Yaratım Kampında bize katılmak ister misin?

Bu kampta, yaşamı, ilişkileri, kendimiz olmayı anlayıp, gelecek vizyonumuzu belirleyeceğiz ve adım adım oraya nasıl gideceğimizi öğreneceğiz.

Kamp Detayları:
1-5 Mayıs
Endes Camp, Kaz Dağları
Detaylı bilgi ve iletişim için: giricidigdem@gmail.com

Sevgiyle buluşmak üzere.

İlginizi çekebilir: Yaratım Kampı: Gelecekte Sen Nasıl Birisin?

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale